GÜNÜN PORTRESİ: Şiirlerini bitirecek vakti olmadı - Selma Meerbaum
Selma Meerbaum’u önemli kılan yalnızca gencecik yaşında susturulması değil, bu genç yaşında ortaya çıkan muazzam yeteneğiydi.

1924 yılında o dönem Romanya topraklarında bulunan Bukowina’da doğmuş, 18 yaşındayken bir Nasyonal Sosyalist çalışma kampında tifüsten ölmüş bu Yahudi genç kadın hakkında çok az şey biliniyordu. Ama Selma’nın şiirleri hayatta kalabildi. Şiirlerinin değeri, her geçen gün daha çok çevrede kabul görüyor. Bu ilginin tek nedeni, bir yeteneğin bu denli genç bir yaşta susturulması değil, şiirlerin gerçekten iyi olması.

Selma Meerbaum’un özellikle de 1940 ve 1941 yıllarında yazdığı yaklaşık 60 şiiri bulunuyor. “Blütenlese” (Çiçek Örnekleri) olarak adlandırdığı şiir derlemesini, kampa gönderilmesinden kısa bir süre önce, defterine yazdığı “Bitirecek vaktim olmadı” notuyla, erkek arkadaşı Leiser Fichmann’a emanet etmiş. Meerbaum ve Fichmann, Meerbaum’un doğup büyüdüğü kent olan (bugünkü Ukrayna sınırlarındaki) Czernowitz’deki Siyonist Gençlik Grubu toplantılarında tanışmış. Czernowitz, dönemin Avrupalı Yahudi kültürünün önemli merkezlerinden biriydi. Burası aynı zamanda, Rainer Maria Rilke ve Heinrich Heine gibi edebiyatçıları örnek alan Merbaum’un kuzeni Paul Celan’ın da yetiştiği kentti.

BESTELENEN ŞİİRLERİ
Meerbaum’un şiir defterinin kaybolmadan bugüne dek gelebilmesinin mucizevi bir hikayesi var: Fichmann 1944 yılında İsrail’e kaçmadan önce defteri Selma’nın bir arkadaşına verir. İsrail’e kaçışı esnasında Fichmann, bir deniz kazasında hayatını kaybeder. Şiir defterini sırt çantasında taşıyan Selma’nın arkadaşı ise 1948’de İsrail’e gelir. Almanca yazılmış şiirlerin basılması için aradan yıllar geçmesi gerekir. En nihayetinde Meerbaum’un sınıf öğretmeni “Blütenlese”den 400 adet bastırır. Bu kopyalardan biri, 1980’de Almanya’ya ulaşır ve Stern Dergisi’nde çalışan bir gazeteci, eserin tanınmasını sağlar. O zamandan beri Meerbaum’un şiirleri Herbert Grönemeyer gibi çeşitli müzisyenler tarafından bestelenmiş, Iris Berben gibi ünlü oyuncular tarafından okunmuştur.

Meerbaum’un ailesiyle birlikte gettoya zorla yerleştirilmeden bir iki ay önce, 1941’de yazdığı şiirlerinden biri “Poem” (şiir) adını taşıyor:

Yaşamak istiyorum
gülmek ve hafiflemek
savaşmak istiyorum, sevmek ve nefret etmek
gökyüzüne dokunmak istiyorum ellerimle
özgür olmak istiyorum, nefes almak ve haykırmak
ölmek istemiyorum
hayır
hayır
yaşam kırmızı
yaşam, benim yaşamım
benim ve senin
benim.

Kaynak: deutschland.de


İlgili haberler
GÜNÜN PORTRESİ: Faşizme karşı ölümüne direnen bir...

Antifaşist kadın hareketi bakımından akıllardan silinmeyecek birçok örnek var. Onlardan biri de Lise...

GÜNÜN PORTRESİ: Yaşamı sanata dönüştüren Helen Kel...

Bakan körler, duyan sağırlar ve konuşan dilsizlerle dolu bir dünyada Helen Keller yaşamı sanat biçim...

Nazilere direnen doktor Margarete Blank

Bir meslektaşının ihbarı sonucu Naziler tarafından 8 şubat 1945'te idam edilen Dr. Margarete Blank’i...