Julie’nin üç kızından en büyüğü olan Sarah 13 yaşındayken dayısı Edouard Bernard tarafından nüfusuna geçirildi.
Çocukluğunu Versailles yakınlarında bir rahibe okulunda geçirdi. Hatta bir ara aldığı eğitimden etkilenerek rahibe olmaya karar verdi.
16 yaşında iken annesinin sevgilisi olan Napoleon III’ün üvey kardeşi Charles Duc de Morny, Sarah için tiyatroda kariyerin yolunu açtı.
İki yıl boyunca Paris’te konservatuarda tiyatro eğitimi aldı. O dönemde Yahudi aktris Rachel ideal oyuncu olarak görülüyordu. Sarah’da stil olarak Rachel’den esinlenmekteydi. Ancak hem Rachel’in hem Sarah’ın ortak bir kaderleri vardı: Yahudi olmaları nedeniyle dönemin klasik antisemitizmi için kolay hedef oluyorlardı. Yahudi olmaları yüzünden birçok antisemitik kitaba konu bile olmuşlardı. (Les Memoirs de Sarah Barnum gibi).
1862 yılında Comedie Française Tiyatrosu’nda Racine’in Iphigenie oyununda ilk rolünü aldı. Ancak yaşlı bir aktrisle münakaşı sonrası onu tokatlaması nedeniyle tiyatrodan kovuldu. Paris’teki diğer tiyatrolarda kendisine ufak roller verilmesi üzerine Brüksel’e taşındı. Burada 1864’de Prince Henry ile olan ilişkisinden Maurice adlı tek çocuğu dünyaya geldi. 1868 yılında Alexandre Dumas’nın Kean piyesinde oynadığı oyunla şöhreti yakaladı. Bu oyundan sonra ölümüne kadar hep başrollerde oynadı.
1869 yılında François Coppee’nin ‘Le Passant’ oyununda ilk kez erkek rolünde oynadı. Bu rolünden sonra oynadığı diğer erkek rolleriyle “tüm zamanların en iyi erkek rolü oynayan kadın oyuncu” ünvanını kazandı. Fransa-Prusya Savaşı esnasında tiyatroya ara verip askerler için bir sahra hastanesi kurdu ve askerlere moral vermek üzere sahneye çıktı.
1871 Fransa – Prusya Savaşı’ndan sonra Sarah Bernhardt “Alman Casusu ve Yahudi” suçlamalarına karşı kendini savunmak zorunda kalmıştı. Biyografilerinde okuduğumuz gibi “Yahudiyim ama Alman asla” sözlerini gururla söylemişti. Bu suçlamalarla ilgili bir haber yapan Le Figaro gazetesine yazdığı mektupta “Belirli bir şivem varsa Alman olmamdan değildir. Ben Yahudi ırkına mensup bir kadınım, bu şivem de, sözüm ona medeni ülkelerin bize reva gördüğü mecburi göçebeliğin bir sonucudur” demişti.
Victor Hugo yazdığı piyeste Sarah’ın oyununu seyredince ondan oyunlarının değişmez başrol aktrisi olmasını istedi. Sarah Brüksel’de şöhretin zirvesine çıkınca Comedie Française kendisini geri dönmesi için yalvarırcasına ikna etti.
Sarah Bernhardt artık kendisine özgü bir stil geliştirmişti; kendisine özgü yumuşak sesiyle romantik rollerin değişmezi olmuştu, kendisine “La voix d’or” (Altın ses) sıfatı takılmıştı, sahnedeki pozları, duruşları tam anlamıyla tablolara model olacak güzellikteydi.
Maddi kaynakları sağlamlaşan Sarah Bernhardt, kendisine Paris’in merkezinde çok büyük bir ev inşa ettirdi. Evi 19. yy.‘da revaçta olan Salon adı verilen sanatçıların toplandığı bir mekân haline dönüştü. George Sand, Pierre Loti ve Victor Hugo müdavimlerinden birkaçıydı.
1879 yılında Sarah ilk kez Londra’da sahneye çıktı. İlk uluslararası sahneye çıkışı büyük bir zafer oldu. Bu başarı üzerine Comedie Française’den istifa edip kendi tiyatrosunu kurdu. Bu arada Avrupa ve ABD‘de uzun bir turneye çıktı. Bu turne uluslararası şöhretini perçinledi ve büyük bir maddi gelir sağladı. 1882 yılında ilk ve tek evliliğini Aristides Damala ile yaptı. Düğünü turneye çıktığı Londra’da yapıldı. Avrupa turnesi esnasında, İtalya Kralı Umberto, İspanya Kralı Alfonso XII, Avusturya İmparatoru Franz Joseph ve Rusya Çarı Alexander III oynadığı oyundan, güzelliğinden ve cazibesinden etkilenerek kendisini kraliyet mücevherleriyle ödüllendirdiler.
Böylece Sarah “önünde krallara diz çöktüren kadın” ünvanını bu turne esnasında kazandı.
Fransa’ya dönüşünde maddi durumuna güvenerek oğlu Maurice adına bir tiyatro satın aldı. Ancak bu satın alma onun tiyatro işletmecisi olarak ilk felaketi oldu. Kısa sürede tiyatroyu elden çıkararak Paris Porte-Saint Martin’de 1800 kişilik büyük bir tiyatro kiraladı. Tiyatro’nun ilk oyunu olan Sarah’ın başrol oynadığı “Kamelyalı Kadın” başarı üzerine başarı kazandı.
1884 yılında işletmeci-yönetici Felix Duguesnel, oyun yazarı Sardou ve oyuncu Sarah Bernhardt üçlü bir ortaklık kurdular. Bu üçlünün ortak gayretiyle ortaya çıkan Theodora oyunu iki yıl içinde Paris’te 300 kez Londra’da 100 kez sahnelendi.
1889 yılında “Jeanne d’Arc’ın Davası” ndaki oyunuyla sanatını bir daha ispatladı: 45 yaşındayken 19 yaşında bir genç kız rolünü mükemmel bir şekilde oynuyordu.
1891 yılında Oscar Wilde’ın kendisi için özel olarak Fransızca yazdığı Salome oyunu için Londra’ya gitti. Ancak maliye ile ilgili sorunları nedeniyle Lord Chamberlain Sarah’ın çalışma iznini iptal etti.
1892 yılında Porte Saint-Martin tiyatrosunu satıp yerine daha ufak ama çok amaçlı kullanılabilecek Theatre de la Renaissance’ı satın aldı. Peşinden 6 ay sürecek dünya turuna çıktı. Dönüşünde en zengin aktris ünvanını almıştı :mal varlığı 3.5 milyon altın Franc’a çıkmıştı. Ancak bir dizi talihsiz oyundan sonra tiyatrosunun borcu da 2 milyon altın Franc’a çıkmıştı.
Başarısız işletme deneyimlerini tekrar yaşamamak için 1899 yılında Paris Chatelet bölgesindeki Theatre des Nations’u Paris Belediye’sinden çok düşük bedelle 25 yıllığına kiraladı. Kiraladığı tiyatroyu yeniledi. Fuayesini sergi alanına dönüştürdü. “Küçük Louvre’um” diye adlandırdığı bu bölümde birçok ressamın eserleri yanında kendisinin de çeşitli rollerdeki resim ve fotoğraflarını da sergiledi.
Tiyatronun açılışından hemen sonra peş peşe erkek rolleri üstlendiği Hamlet ve Aiglon oyunarı sergilendi. Büyük Paris Sergisi’nin açıldığı döneme çakıştırılan bu oyunlar gişe rekorları kırdı :oyunlar 250şer kez oynandı. 1903 yılında sergilenen “Engizisyon’a karşı direnen Çingene kızı” rolünü üstlendiği “Sorciere – Büyücü” oyunu aynı başarıyı devam ettirdi.
1905 yılında yeni bir Amerika turuna çıktı. Rio de Janeiro’da oynarken sahnede bir kaza geçirdi. Sağ bacağını kötü bir şekilde kırdı. Kötü tedavi edilen bacak kangrene dönüşecek ve 10 yıl sonra sağ bacağının kesilmesine neden olacaktı.
1906 yılında aynı turnenin devamında Kansas City, Missouri ve Dallas’ta kurulan devasa çadır sahnelerde binlerce kişinin önünde sahneye çıktı.
1910 yılında A.B.D. turnesini yineledi. Bu turne esnasında ve sonraki yıllarda bir kaç sessiz filmde rol aldı. 1912 yılında çevirdiği “Ingiltere Kraliçesi Elizabeth” ile bu sanat dalında da başarılı olabileceğini kanıtladı.
1914 yılında Fransız devletinin “Legion d’Honneur” madalayası ile onurlandırıldı.
1922 yılında Marie Curie’nin laboratuarına yardım toplamak amacıyla sahneye çıktı. 1923 Mart’ında 79 yaşındayken Hollywood’dan film teklifi aldı. Ancak ömrü bu teklifi cevaplandırmaya yetmedi. 26 Mart 1923 tarihinde üremiden vefat etti. Çevresinde Yahudiliği ile ilgili kimse kalmadığından cenaze töreni bir kilisede yapıldı ve ünlü Pere-Lachaise mezarlığına defnedildi. Ölümünden hemen sonra Theatre des Nations adı Theatre Sarah Bernhardt olarak değiştirilmiştir.
Sarah Bernhardt tiyatroculuğu yanında yazarlığı ile de tanındı. Birçok roman, şiir kitabı ve tiyatro piyesleri yayınladı. Taş plak teknolojisinin çıkmasıyla birçok piyesi plaklara kaydettirdi ve böylece “Altın Sesi” günümüze dek gelebildi.
Kaynak: Şalom Haber
İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Yaşamak isteyen bir şair Selma Meerb...
18 yaşında toplama (zorunlu çalışma) kampında tifüsten ölen şair Selma Meerbaum -Eisinger: ‘Yaşamak...
GÜNÜN BELLEĞİ: Kurtarılmaya değmeyen Elisabeth Kas...
24 Mayıs 1977’da yani 40 yıl önce Arjantin’de askeri cunta tarafından öldürülen Elisabeth Kasemann’ı...
GÜNÜN KADINI: Bilgisayar programcılığının öncüsü F...
4 Ağustos 1932 doğumlu ABD’li bilgisayar bilimci Frances Allen 4 Ağustos 2020'de öldü. Bilgisayar pr...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.