GÜNÜN KADINI: Helene Weigel
Avusturya asıllı Alman kadın tiyatro oyuncusu ve yönetmen Helene Weigel 12 mayıs 1900'de Viyana'da doğdu, 6 Mayıs 1971'de Berlin'de öldü.

Nispeten zengin bir Yahudi aileden gelmekteydi. Ailesi, sanatçı olma isteğini desteklemediyse de üstün yeteneğiyle kısa sürede mesleki saygı kazandı. Liseden sonra Viyana'da bir yıl oyunculuk eğitimi aldı ve Frankfurt am Main'de çalışmaya başladı. Büchner'in Woyzeck oyununda Marie olarak seyircileri büyüledi. 1922'de Berlin Devlet Tiyatrosu'na gitti. 1933'e kadar Alman Tiyatrosu ve Halk Sahnesi'nde çalıştı. Ayrıca 1923'te tanıştığı Brecht'le birlikte yaşamaya başladı ve çok sayıda ortak oyun çıkardılar. İki çocukları oldu.1929'da Brecht ile evlendi. Helene Weigel, çocuklarının bakımını tek başına üstlendi ve rahat çalışabilmek için 1930'a kadar Brecht'ten ayrı yaşadı. Birlikte yaşama Weigel için başlangıçta kriz yarattıysa da 1932'de Brecht'in Ana oyununda büyük bir başarı kazandı. Hitler'in iktidara gelmesiyle 15 zorlu yıl başladı. İsviçre, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Sovyetler Birliği ve ABD'ye gitmek, oralarda yaşamak zorunda kaldı. Bu süreçte tüm çabalarına rağmen sanatçı olarak çalışması mümkün olmadı.Bir yandan 'ev kadınlığı', çocuk bakımı ve çalışkan, sadık eşliği sürdürürken diğer yandan en azından ses eğitimine devam etti. Beraber yaşadığı adam, Brecht, Helene gibi sadık biri değildi. Weigel kızı Barbara'ya; "Baban sadık bir adamdı ama çok sayıda kadına sadık bir adamdı." diye o günleri anlattı. Savaş sonrasında ilk kez 48 yaşında İsviçre'nin Chur kentindeki küçük bir tiyatroda Antigone'u oynadı. Buradaki başarısının ardından Doğu Berlin'deki Alman Tiyatrosu'nda Brecht'in sahneye koyduğu Cesaret Ana oyunuyla devam etti. Kısa bir süre sonra çift, kendilerine ait Berliner Ensemble için onay aldı. Brecht sanat yönetmeni, Helene tiyatro yönetmeni görevini üstlendi.Brecht'in 1956'daki ölümünden sonra da görevine devam etti ve başarılı oyunlar, Avrupa çapında turneler gerçekleştirdi. Helene Weigel, bazılarının görmek istediği gibi Brecht'in eşi olarak ünlenmedi, o sanatçı olarak ve faşizme karşı uzlaşmaz tutumuyla Berliner Ensemble'in dünya çapında bir tiyatro olmasını sağladı ve örnek alındı. Brecht'in de itiraf etmek zorunda kaldığı gibi küçücük vücudunda dev gibi bir cesaret, yetenek ve çalışkanlık barındıran biriydi...Tiyatro dünyasının Grand Dame'ıydı (büyük kadın).


İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Lilith’in kıtaları aşan kimlik mücad...

Lilith Pakistanlı trans bir kadın. Cinsel yönelimini hiç kimseye açıklayamadan çok uzun yıllar geçir...

GÜNÜN KADINI: Radia Perlman

Şu an bilgisayarlarımızın ya da akıllı telefonlarımızın başında keyfini sürdüğümüz internetin temell...

GÜNÜN KADINI: Evelyn Berezin

Evelyn Berezin’i daha önce hiç ismini duymamış mıydınız? Aslında hepimizi oldukça yakından ilgilendi...