ABD’deki Ulusal Aile İçi Şiddet Danışma Hattı’nı arayan kadınların sayıları her geçen gün yükselirken, bir kısmı kendilerine fiziksel veya psikolojik şiddet uygulayan kişilerin, korona salgınını, onları aile ve arkadaş çevresinden olduğundan daha da fazla soyutlamak için bir araç olarak kullandığını söylüyor.

Time’da yayımlanan ‘Dünya kentleri eve kapanırken aile içi şiddet kurbanları çıkış yolu arıyor’ başlıklı yazıya göre 15 bine yakın kişinin yeni tip koronavirüse yakalandığı ülkedeki danışma hattını arayan bir kadının şu sözleri hemcinslerinin kaygısını özetler nitelikte: “Kocam benim evi terk etmeme izin vermiyor. Grip belirtileri var onda. Covid-19’a yakalanmış olma ihtimaline karşı başkalarına bulaştırmayayım diye evde kalmamı istediğini söylüyor. Ama ben, onun beni izole etmek istediğini düşünüyorum. Öksürdüğüm takdirde hastane odasında tek başıma ölebileceğimi söylüyor, evden atmakla tehdit ediyor. Çıkarsam eve dönemem diye korkuyorum.”

Danışma hattının CEO’su Katie Ray-Jones, “Bazı durumlarda da ‘Seni evden atarım sokakta virüs kaparsın’ diye tehdit ediliyor kadınlar. Parasız bırakılanları, ilaç alması engellenenleri bile duyuyoruz” diyor.

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünyadaki üç kadından biri fiziksel veya cinsel istismara maruz kalıyor. Doğal afet, savaş ve salgın gibi kriz dönemlerinde cinsiyete dayalı şiddet görme riski artıyor.

ÇİN’DE AİLE İÇİ ŞİDDET ÜÇE KATLANDI

Koronavirüsün çıkış noktası olan Çin’deki veriler, şubat ayında yerel polis teşkilatlarına bildirilen aile içi şiddet vakalarının üçe katlandığına işaret ediyor. Aktivistlere göre bu virüs yayılmasın diye ‘kilit altında’ olmanın bir sonucu.

Yazıda, ayrıca, aile içi şiddet gören kadınların, korona nedeniyle ‘eve kapanma’larının kendilerine şiddet uygulayanlarla, istismarcılarıyla baş başa kalmaları, insanlardan ve onlara yardım edecek birimlerden uzaklaştırmak anlamına geldiğine dikkat çekiliyor.

AİLE İÇİ ŞİDDET KONUSUNDAN HÜKÜMETLER SOMUT ADIM ATMALI

BM Kadın Birimi Genel Müdür Vekili Anita Bhatia, “İnsanları virüsten korurken mecburen kullandığımız yöntem aile içi şiddet kurbanlarında olumsuz etkileri olabiliyor” diyerek sosyal yaşamdan uzak durmanın, eve kapanmanın şiddet uygulayanlara ‘doz artırmak’ için fırsat sunduğunu bildiklerini söylüyor.

Bu süreçlerde kadınlara destek olmanın zorlaştığını vurgulayan Ray-Jones, salgın nedeniyle ekonomide beklenen ‘daralma’nın çok sayıda kadının aile içi şiddete uğramalarına rağmen ilişkilerini bitirmelerinin önünde engel olduğunu belirterek şöyle devam ediyor: “Sizi döven istismar eden bir partneri bırakmanın yolu gizlice para biriktirmekten geçer ancak böyle dönemlerde para biriktirmek değil kazanmak bile çok zorlaşıyor.”

Ray-Jones, bu süreçte kadınlara destek vermek için yeni stratejiler geliştirdiklerini sanal ortamda haberleşmenin önemine dikkat çekiyor.

Bhatia ise hükümetlere aile içi şiddet konusunda somut adımlar atmaları bu süreçte kadınları korumaları için çağrı yapıyor.

Kaynak: diken.com.tr