GÜNÜN BELLEĞİ: 24 Ekim 1975 - İzlanda’da ‘Bitmeyen Cuma’
Size ülkedeki kadınların neredeyse tamamının bir günlük de olsa greve çıkacağını söylesek ne gelir aklınıza?

24 Ekim 1975’te İzlanda’da hayat normal seyrinde akmayı bıraktı. Çünkü o gün ülkenin yarısını oluşturan kadınlar ellerini ne evlerinde ne de işyerlerinde bir şeye sürmediler. Kadın öğretmenler ders kitaplarını bir kenara bıraktılar; kadın yazarlar daktilolarını, kadın ressamlar fırçalarını o gün hiç kullanmadılar; banka memuru kadınlar sinirli banka müdürlerine kulak asmadılar. Mutfak önlüklerini o gün hiç giymemeye kararlı olan kadınlar, bulaşıkları lavaboda bıraktıkları gibi çocuklarını da babalarına bıraktılar. Çünkü çocuk bakıcısı kadınlar gibi anneler de bu grevin en önemli bileşeniydi.

SONUNDA PATLADI
1975’te tüm kadınların sokağa çıkması, yıllardır süregelen eşitsizliği ortadan kaldırma isteğinden doğdu. Bu istek kadınların ortak hafızasında birike birike sonunda patladı. 1894 yılından beri kadınlar oy hakkı için mücadele ediyorlardı. Hakları için etrafında örgütlendikleri derneklerin ilk örnekleri bu yıllarda birer birer açılmaya başladı. Kadınların oy mücadelesi sürerken, erkekler bile eğer mal mülk sahibi değilse, ülkede oy vermeye değer vatandaşlar olarak görülmüyordu. Zamanla oy için mülkiyet zorunluluğu erkekler için kalktı ve 1903’te erkeklerin tamamı oy kullanma hakkına sahip oldu. Uluslararası kadın mücadelesini takip etmeye başlayan Reykjavikli kadınlar kendi talepleri ile ilk kez 1908’deki yerel yönetim seçimine damgalarını vurdu. Kadınları ve çocukları ilgilendiren konular ile ilgili taleplerini seçilecek belediyenin en temel meseleleri haline getirmeyi başardılar. Düzenli seçim mitingleri ve ofisleri, afişler ve bildiriler hazırladılar, daha da önemlisi oy hakkı bulunan her bir kadınla evlerinde buluşup talepleri etrafında birleşmeleri için hazırladıkları kadın adayların listesini sundular. Bu örgütlü ve modern seçim çalışması daha önce ülkede hiç görülmemişti. Sonuçta dört kadın belediye meclisine girmeyi başardı. Kadınların meclise girmesiyle çok çeşitli hizmetler de belediyenin icraatları arasında yerini aldı.

KADINLARIN İZİN GÜNÜ KAMPANYASI
Oy hakkı mücadelesi verilen yıllardan beri kadın örgütlenmeleri varlığını koruyordu fakat kadın hareketi ülkede ivme kaybetmişti. Ta ki Birleşmiş Milletler, 1975 yılını Uluslararası Kadın Yılı olarak deklare edene ve ülkenin kadın örgütleri bir araya gelip eylem planı yapana kadar. ‘Kadınların İzin Günü’nü örgütleme kararı alan kadınlar, tüm yıl boyunca büyük bir kampanya yürüttüler, şehri o büyük günün afişleri ile doldurdular, çalışan ya da çalışmayan her bir kadına bu greve katılma çağrısında bulundular.

BİTMEYEN CUMA!
O gün montunu giyip boynuna atkısını saran on binlerce kadın akın akın başkent Reykjavik’teki mitinge katıldı. Bu arada yıllarca evin tüm işleri ve çocukların bakımları kadınların meselesi olduğu için o güne kadar hiç bu konuları düşünmemiş olan erkekler o gün çocuklarını ya çalıştıkları iş yerine getirip orada bakmak ya da evde karınlarını doyurmak zorunda kaldılar. Bu iş onlara zor gelmiş olsa gerek ki kadınların grev gününe ‘Bitmeyen Cuma’ ismini takmışlar...

Müslime Karabatak’ın hazırladığı yazı Ekmek ve Gül dergisi kasım 2015 sayısından kısaltılarak alınmıştır. Tamamı için buraya tıklayın.

İZLANDA’DA KADINLAR ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ İÇİN HÂLÂ MÜCADELE EDİYOR
İzlanda’da da kadınlar, cinsler arasındaki ücret adaletsizliğini protesto etmek için bugün 14.55’te iş bırakarak meydanlara çıkıyor.
Erkeklerden yüzde 26 oranında daha az ücret alan kadınlar, 08.00-17.00 saatlerinin normal iş günü olarak kabul edildiği için 14.55’ten sonra işverenlere bedava çalıştıklarını söylüyor.
Kadınların talepleri; kadınlar ve erkekler arasındaki ücret farklılığının sıfırlanması, iş yaşamında cinsel taciz ve tecavüzlerin engellenmesi için önlemler alınması ve yoğun olarak sektörlerde yöneticilerin kadınlardan oluşmaması.
KADIN VE ERKEKLERE EŞİT ÜCRET ÖDENMESİNİ ÖNGÖREN YASA
Bugün dünyanın en eşitlikçi ülkeleri arasında yer alan İzlanda’da kadınlar hâlâ erkeklerin ücretlerinin yüzde 74’ünü alıyor.
İzlanda Parlamentosu, kadın ve erkeklere eşit ücret ödenmesini öngören bir yasayı kabul etti ancak yasa 2020 yılında yürürlüğe girecek. Yasa işverenlere cinsiyet, etnik köken ve cinsel eğilimlerinden bağımsız olarak tüm çalışanlara aynı ücreti ödeme yükümlülüğü getiriyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte 25’ten fazla işçi çalıştıran işverenler, kurumlara müracaat edip kadın ve erkeklere eşit ücret ödediklerini gösteren belgeleri verip sertifika alacak. Sertifikası olmayan kamu ve özel kuruluşlar para cezasına çarptırılacak.

İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Caroline, Susannah, Millicent ve bi...

Evliliklerinde yaşadığı eşitsizliğin ve şiddetin cana tak ettiği durumda mücadeleyi, dayanışmayı seç...

GÜNÜN BELLEĞİ: Tarih, kadın giysileri ve yasaklar

Giysi kadın bedenini denetlemek için kullanılan araçlardan biridir. Kadınların kapalı mı açık mı, kı...

Kadınlar Karl Marx’a ne borçludur?

Bundan tam 118 yıl önce Zetkin’in, Marx’ın ölümünün 20. yılında kaleme aldığı ‘Kadınlar Karl Marx’a...