Şiddeti durdurmak susmayışımız sayesinde mümkün
Yaşadığı cinsel saldırı sonrası konuşmak istediğinde susturulmuş bir üniversiteli kadın o. Bugün ise şiddete karşı güçlenmek ve kız kardeşlerini güçlendirmek için mücadele ediyor.

İki sene önce bir öğrenci kulübü etkinliğinde yaşadığım cinsel saldırıyı sosyal medyada ifşa etmemi anlatarak başlamak istiyorum. İnsanlar hep “Neden yıllar sonra konuşuyorsun anında harekete geçseydin” dedi bana. Ben yıllar sonra konuşmamış, sosyal medyada yıllar sonra anlatmıştım sadece. O dönem yakınım olarak gördüğüm kişilerle bu durumu paylaştım ancak onlardan bir yardım görmek bir yana, sürekli olarak “Sus yoksa rezil olursun” söylemlerine maruz kaldım. O dönem benim için oldukça zordu ve cinsel saldırı sonrası ilk birkaç gün ne olduğunu anlamaya çalışmakla geçti. Nasıl hareket edeceğimi bilmemenin verdiği korku ve çaresizlikle çevremden birkaç kişiye durumu anlattığımda ve susmak istemediğimi söylediğimde “Susmalısın, konuşursan kaybeden sen olursun, dedikodunu yaparlar, zaten sevgilin falan yoktu unutmaya çalışman daha iyi olur” dediler. Ancak daha sonra bu meseleyi bir dedikodu malzemesine dönüştürenler de onlar oldu.

Birçok şeyin farkına cinsel saldırıyı sosyal medyada anlattıktan sonra varabildim. İlk kez destek gördüm. İlk kez birileri bana “Susma, korkma sakın” dedi.

Yaşadıklarımı anlattıkça çok daha iyi hissettim, çünkü sürekli kendimi suçlamıştım. Bana olanlar benim hatam değil. Yaşadıklarımı sosyal medyada paylaşmam sonrası profesyonel destek almam gerektiğini fark ettim. O dönem yaşadıklarımla ilgili susmam gerektiği telkinleri veren yakın arkadaşlarıma kulak verip sustuğum, unutmaya çalışmakla geçirdiğim iki sene sonundaki görüşüm; hayır böyle unutulmuyor. Sadece hayatta kalan olarak kendinizi daha da fazla yoruyorsunuz. Failler kendilerini asla suçlamazken, biz defalarca tek başımıza yaşadıklarımızla yüzleşmek zorunda kalabiliyoruz. Tedavimin ikinci haftasındayım ve gerçekten hissettiğim güzel destekler sayesinde hızlı bir şekilde iyileşiyorum.

Sosyal medyada yaşadığım cinsel saldırıyı kulüp adı vererek anlattığım için çokça tepki aldım. Kulübün adını lekelememden tutalım da, niçin yargıya başvurmadığıma kadar pek çok şey sorgulandı. Bu tarz yaklaşımlar sergilenmeden önce benimle iletişime geçen ve kendi yaşadığı olaylar için konuşma cesareti bulan kişiler de bu tarz tepkileri okuyup vazgeçtiler. Sistematik susturma dediğimiz kısmın burada başladığını düşünüyorum. Bu durum son bulmalı. Zaten yaşanan süreç zor, bu süreci yaşayan kişilerin konuşmasını bu tepkiler ile daha zor hale getirmek faillerle beraber yürümek değil midir?

Başlattığım dayanışma süreciyle beraber iletişime geçtiğim ve bana destek olmaya çalışan, sadece “Korkma, yanındayım” yazanlara dahi, dayanışmaya destek veren herkese teşekkür ederim. Sizlerin güzel destekleri olmasa bugün bu yazıyı yazacak gücü kendimde bulamazdım. Bu yazıyı yazmaya beni iten şey artık susmaya cesaretimin olmayışı, kendime susarak verdiğim zararları tekrar vermeye ve iyileşme sürecinde tek kalmaya artık cesaretim yok. Bir hayatta kalana bile yaşadıklarını konuşması için cesaret verebiliyorsam bu benim için çok değerli. Failler pişman olup durmuyorlar, onları durdurmak susmayışımız sayesinde mümkün.

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Üniversitelerde kadın ve LGBTİ mücadelesinin göste...

Ekmek ve Gül’ün ‘Üniversitelerdeki Kadın ve LGBTİ Toplulukları tartışıyor’ dosyasından çıkan sonuçla...

Üniversitede ‘ifşa’ tartışması

Sosyal medyada başlayan taciz ifşaları Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğunun da günd...

İfşa: Yöntem, muhteva, olanaklar ve sınırlar

İfşa; somut dayanışma ağları ve somut bir örgütlülük ile örülü bir araç olarak kullanılamadığında fa...