İki çocuk annesiyim, 36 yaşındayım. Bu asgari ücret için çok üzgün ve öfkeliyim. Zor şartlarda çalışarak hayatta kalmaya çalışıyoruz. Evet bunun adı hayatta kalmak; sabahın karanlığında işe gidip yine karanlıkta eve dönüyoruz. Bunun karşılığında açıklanan asgari ücretten çok daha fazlasını hak ediyoruz.
Türkiye’de 2016 yılına kadar yaz ve kış saati uygulamaları düzenli olarak uygulanıyordu. Ancak, 7 Eylül 2016 tarihli karar ile kış saati uygulamasına son verildi. O tarihten itibaren Türkiye, kalıcı yaz saati uygulamasına geçti. Bu değişiklik, özellikle enerji tasarrufu ve iş saatlerinde uyum sağlama gerekçeleriyle yapıldı. Ama aslen bu tasarruf işçilerin hayatından yapıldı.
KORKUM YERSİZ DEĞİL!
Her sabah 6’da uyanıyorum. Çocuklarımın hazırlığını yapıyorum. Saat 7’de işe gitmek için servis bekliyorum. Karanlık oluyor ve sokağa çıkmaktan korkuyorum. Korkum yersiz değil. Ülkede her gün kadın cinayetleri işleniyor. Kendim için endişelenmek bir yana, çocuklarımız o saatlerde okula gidiyor. Köpek saldırısından ve başka her türlü şeyin yaşanmasından korkar hale geldim, geldik, getirildik. Durum öyle bir hal aldı ki tek başıma dışarı çıkamıyorum.
Bu sistemin değişmesini istiyorum. Sabahın köründe işe giderken sürekli arkama bakıp yürüyorum. Daha ne kadar böyle sürecek bilmiyorum. İnandığım tek bir şey var: Topyekun bir mücadele olmazsa bu korkularla yaşamaya devam edeceğiz, geleceğimiz hakkında ve çocuklarımızın geleceği hakkında bir şey değişmeyecek. Birlikte mücadele etmek şart!
Görsel: Canva pro yapay zeka oluşturma aracı
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.