Asgari ücret geçtiğimiz günlerde belirlendi. Asgari ücret memurların maaşını da çok etkiliyor ama ne yazık ki asgari ücret belirlenmesi sürecinde bu mücadelenin dışında kaldık. Biz öğretmenler iki asgari ücret tutarında maaş almamıza rağmen Türkiye koşullarında yine yoksulluk sınırının altındayız.
Öğretmenlerin yüzde 90’ı uzmanlık ve başöğretmenlik sınavına girdi. Öğretmenleri “bölmek ve kadrolaştırmak” üzere kurgulanmış bu sınav öğretmenler arasında zayıf olan örgütlülüğü daha zayıflatacak nitelikteydi. Sadece öğretmenler değil ülke koşullarında öğrencisi, işçisi, çiftçisi, sağlıkçısı bırakın açlığı, neredeyse kıtlığı yaşıyor.
Yaşadıklarımızın yansımasını görmek için okullara bakmamız önemli. Öğrenciyi, eğitimi düşünen yok. Oysa çocuk dediğimiz, öğrenci dediğimiz geleceğimiz. Asıl derdimiz onlar olmalı.
Öğrencilerim derste açlıktan uyuyor. Bazı öğrenciler de yetersiz beslenmekten hasta. Değil her gün, bir gün bile ceviz, fındık, badem yiyemiyorlar, süt ve yumurta tüketemiyorlar.
İçinden geçtiğimiz süreçte her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bizler yan yana gelerek mücadele etmekten başka çaremiz yok. Ancak böyle değiştirebileceğiz.
Fotoğraf: upklyak/Freepik
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.