Okulun veli bilgilendirme çağrısı üzerine 8 Şubat tarihinde çağrıya cevap vermek üzere işyerimden izin aldım çünkü cumartesi bahsedilen saatte ben hâlâ işte oluyorum. Bir çalışan olarak hele de şu kriz döneminde izin almak kadar huzursuz bir durum yok. Sonuç olarak izni aldım ve bir saat içinde okula vardım. Ben ve diğer veliler okulun girişinde turnike yapıldığını gördük. Toplantı için çocuklarımızın şubelerine dağıldık. Sınıf öğretmenimiz önce öğrencilerimiz hakkında bilgilendirme yaptı, çok zamanımızı almak istemediğini söyleyip çağrılma sebebimiz olan konuyu uzatmadan açtı: “Turnikeleri gördünüz, öğrencilerinizin güvenliğini sağlamak üzere yapıldı, dışarıdan yabancılar girmesin diye.” Okulumuzun yanı başındaki ticaret lisesinde okuyan bir öğrencinin okul dışından biri tarafından öldürüldüğünü hatırladığımızda iyi bir şey olarak gelmişti bu fikir bize. Ama bir de turnike için her öğrenciden 50 lira para istiyorlardı. 1600 öğrecinin her biri bu parayı verdiğinde toplam para 80 bin lira ediyordu. Turnikeler 35 bin liraya yapılmıştı. Kalan 45 binin ne yapılacağını sorduğumuzda “Kütüphane yapmak istiyoruz” demişlerdi. Ancak Nuri Pakdil Anadolu Lisesi açıldığında kütüphaneden önce mescit yapmışlardı. Neden daha önce bunu yapmadıklarını sorarak tepki gösterdim ve bu parayı vermeyeceğimi söyledim.
Bir velinin “Parayı verelim kütüphaneyi kuralım, bu da bizim hayrımız olsun” sözüne ise tepki gösterdim. “Niye fedakârlığı hep biz emekçiler yapıyoruz” diye çıkıştım. “Ödenen vergiler, maaşlardaki kesintiler yetmezmiş gibi, açlık sınırındaki asgari maaşla ayakta kalmaya çabalarken, zengin ve yoksul arasında bu kadar uçurum varken, devlet emekçiden aldığını emekçiye değil sermayeye aktarırken neden kabul edelim” dedim.
Bir okulun önceliği laboratuvar, kütüphane, spor salonu gibi alanlar olmalıdır. Bizden kesilen vergiler eğitime, sağlığa, kadınlara ayrılmazken, bir de okulun tüm ihtiyaçlarının velilerin omuzlarına yüklenmesini kabul etmiyorum. Enflasyon, faturalar, geçim derdi vb. derken neredeyse zaruri ihtiyaçlarımıza cevap veremez hale geldik ama hâlâ emekçilerin sırtına yüklenmek istenen bir eğitim sistemi var. Çocuklarımızın bilimsel, parasız eğitim almaları da öğrencilerin güvenliği de devletin mesuliyeti olmalıdır. Ben bu sömürüyü kabul etmiyorum.
İlgili haberler
Yaşamak istiyoruz, hepsi bu
Adalet arayan benim gibi pek çok kadın var. Yolumuz uzun, engeller çok. Ama bir olursak engelleri ko...
Yolda adımız anılsın istiyoruz
Ne yazık ki, Alevi kadınları cemevlerinde ve derneklerde sadece hizmet aşamasında yer alıyorlar. Yön...
Asla pes etmeyelim...
20 Temmuz 2016’da büyük oğlumun öldüğünü öğrendim. O gün hayatım “bitti” demiştim. “Ben bir hiçim, a...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.