Ekim ayı Meme Kanseri  Farkındalık Ayı olarak kabul edilir. Edremit Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar olarak biz de 14 Ekim buluşmamızda  hemşire arkadaşımız Hülya'yı konuk ettik. Her yıl dünyada 2 milyondan fazla kadının maruz kaldığı meme kanserinin erken teşhisi için yapılması gerekenleri sıralamadan önce ülkemizde de her sene 300 bin vaka teşhisi konulduğunu, diğer kanser türlerine göre  görülme sıklığı bakımından ilk sırada yer aldığını söyledi. Kanserin; çevresel ve genetik faktörler yanı sıra yaşam biçimi, beslenme, obezite gibi nedenleri olduğunu, ilk olarak 20 yaşını geçen her kadının ayda bir kez kendi meme kontrolünü yapması gerektiğini belirtti. 

Memede kitle, kızarıklık, ucunda göçme ya da akıntı, portakal kabuğu formunu alması, renk değişikliği gibi belirtilerin ciddiye alınması ve  vakit kaybetmeksizin bir sağlık kuruluşuna başvurulmasının  şart olduğunu anlattı. Teşhis için mamografi, ultrason ve biyopsi yöntemleri kullanıldığını, sonuç pozitif ise cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi, hormon tedavisi ve akıllı ilaç gibi yöntemlerle tedavi edilebilirliğini, yaşam biçiminde yapılacak değişiklerle (egzersiz, kilo kontrolü, sigara ve alkolden uzak durma, sağlıklı beslenme vs.) kontrol altına alınabilirliğini anlattı. 
Uygulamalı olarak meme kontrolünün nasıl yapılacağını gösterdi. 

Değerli ve bu doyurucu bilgilerden hastalık geçmişi olan bir arkadaşımız kanser olduğunu ilk duyduğunda nasıl perişan olduğunu ve 16 yıldır da bu hastalıkla mücadele ettiğini anlattı. Diğer bir arkadaşımız gittiği özel hastanede olayı inanılmaz ölçüde abartarak hemen ameliyata ikna etmeye çalıştıklarını, para kazanmak uğruna insan hayatının hiçe sayılabildiğini söyledi. Bir başka arkadaş ablasını meme kanserinden kaybettiğini bu nedenle de risk grubunda olduğundan tetkiklerini  zamanında yaptırdığını, her kadının düzenli olarak meme kontrolü yapması ve her iki yılda bir de mamografi çektirmesi gerektiğini vurguladı. 

Her sekiz kadından birinin meme kanseri riski taşıdığı ve 40-69 yaş aralığında görülme oranının yüksekliği düşünülürse, sağlık sistemindeki tüm bozukluklara, GDO'lu gıdalara, çevresel olumsuz etkenlere rağmen hepimizin bilinçli davranması gerektiği kanaatine vardık. Sağlıkçı arkadaşımıza verdiği bu aydınlatıcı bilgiler için alkışlarla teşekkür ettik. 
Daha önce planladığımız film gösterimini ve kitap tanıtımını bir sonraki buluşmada gerçekleştirmek, ihtiyaç duyduğumuz konularda uzman konuklar çağırmak, birbirimize yaslanmak ve yeniden bir araya gelmek için sözleşerek ayrıldık.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül