Depremin ardından kadınlar baskı altında, çocuklar aç
Depremden etkilelenen illerden biri olan Urfa'dan depremzede bir genç kadın, depremlerin ardından kadınların ve çocukların yaşadıklarına dair gözlemlerini mektup olarak kaleme aldı.

Tüm depremzede halkımıza en içten geçmiş olsun dileklerimle başlamak istiyorum. Deprem bölgesindeki gözlemlerime göre herkes için çok zorlu bir süreçti, ancak kadınlar ve çocuklar için kat be kat daha zordu. Ben Urfa'da yaşıyorum, buradan aktaracağım yaşadıklarımı, gördüklerimi.

Kadınların regl dönemiyle başlayarak yaşadıkları zorluklar, hijyen sıkıntıları, emzirme sorunları ve yemek yapma baskısını ele almak istiyorum. Ayın belirli dönemlerinde, vücudumuz sancılı ve zorlu bir süreçten geçer. Regl döneminde vücudumuzu daha sıcak tutmak zorundayız sancı yaşamamak adına. Deprem süresince depremzede kadınlarımız soğukta kaldı. Aynı zamanda stres ve korku gibi durumlar, kadınların regl döneminde hormonal değişimlere sebep olabilir. Birçok kadın depremde yaşadıkları korku sebebiyle regl oldu ve soğukta sokakta hazırlıksız yakalandılar. Bu da hijyen sıkıntısını tetikledi. Hijyen ürünleri daha sonradan deprem bölgesine gönderildi. Örneğin, Ekmek ve Gül’ün afet listesinde kadın pedi, yardım listelerinin başlarında yer alıyordu.

KADINLAR ÇOCUKLARINI EMZİREMEDİ

Ancak kadınların çektiği sıkıntılar sadece hijyenle bitmiyor. Acı bir gerçek olarak toplumun ahlaki baskısı da var. Örneğin, çocuğunu emzirmek zorunda olan kadınlar vardı ve kapalı alana girmek korku yarattığından sokaklarda çocuklarını emziremediler. Bu durumda bebekler aç kaldı. Meme, bir besin kaynağı olduğu kadar cinsel bir organ olarak da görülür. Ancak kadınlar yıllarca bas bas bağırmıştı ki memenin cinsel bir organ değil, bir besin kaynağı olduğunu anlatmaya çalıştılar.

Kadına dayatılan roller kadınların üstünde daha ağır bir yüke sebep oldu. Bunlardan biri kadınların yemek yapma zorunluluğu. Bölgede yemek dağıtımı yapılmış olsa dahi kadınlar, çocuklarının ve kocasının karnını doyurma zorunluluğunu hissediyorlar. Bu baskıyla çadırlarında her gün yemek pişirme derdine düşürüyorlar.

UMUT IŞIĞI

Bu çaresizliklerin sonunda bir umut ışığı var biliyoruz; bunun da ancak kadınların örgütlenmesiyle olacağını düşünüyorum. Tüm kız kardeşlerimin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Hepinizi Ekmek ve Gül'de mücadele etmeye davet ediyorum.

İlgili haberler
Öfkeli ve kaygılıyız ama güçlüyüz: Esenyurt’tan de...

Esenyurtlu kadınlar kız kardeşlik köprüsünü kurmak için buluştu.

8 Mart 2023 | İşyerlerinde, direniş alanlarında 8...

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü işyerlerinde, hak mücadelesi veren işçilerin direniş alanlarında d...

Ekmek ve Gül deprem bölgesine 8 Mart mektubuyla se...

‘Bütün bir hayatı yeniden kurmak için; haklarımızdan ve hayatlarımızdan asla vazgeçmemek üzere sefer...