Erkek devlet şiddetine son vermek, kadına yönelik her türlü şiddete karşı durmak, bununla mücadele etmek, yan yana, yaralarımızı birbirimizle dayanışarak sarmak için Alibeyköy’de 25 Kasım günü kadınlarla bir araya geldik. Sosyolog Birgül Avdan ile sohbet gerçekleştirdik. Çeşitli yaş aralığındaki kadınlar vardı söyleşimizde, dertleştik içimizden geldiği gibi... Kadınlar sıcak çayları yudumlarken geçmişlerine de döndüler, ne kadar ezildiklerini; kaynanalarından, kocalarından, ailedeki diğer bireylerden gördükleri şiddeti anlattılar. Şiddetin sadece dayaktan ibaret olmadığının artık onlar da farkında. “Neden daha önce karşı çıkmadık” dediler, ama sonra onları şiddet dolu bir yaşama hapseden ekonomik nedenleri sıraladılar...Ekonomik bağımsızlıklarının olmayışı ne ayrılmalarına olanak vermişti ne de baba evine dönmeye. Ama bir gerçek daha var ki o da toplumun onlara ne gözle bakacağı. Ekonomik bağımsızlıktan daha önemliydi etrafın kendilerine ne gözle bakacağı. “Aman kimse bir şey duymasın, kol kırılsın, yen içinde kalsın.”

Sohbet derinleştikçe kadınların iş yerlerinde uğradıkları şiddeti, evdeki cinsel şiddeti konuşur hale geldik. En çok da yaşadığımız ülkede kadınların haklarının farkında olmadığı, çünkü kadınlara bu imkanın verilmediği ortaya çıktı. Kadınlar bugün kazanımlarının farkında ve bunu kaybetmek istemiyorlar.

Fakat genç yaşlı, zengin fakir şiddet her an her yerde ve artarak devam ediyor; kadınlar ise şiddet karşısında daha fazla bir araya gelip dayanışıyor, mücadele ediyor, kenetleniyor. "Biz kadınlar mücadelemizde eskisinden daha kararlı olmalıyız, daha çok kadını yanımıza alarak mücadele etmeliyiz" dedik. Biz birlikte gerçekten güçlüyüz.