Soruyorum kendime özgür müyüz? Yaşamak istediğimiz hayat bu muydu? İçinde yaşadığımız toplumun yazılı ve etik kuralları çerçevesinde kendimizi gerçekleştirebiliyor muyuz; yoksa başı, sonu, sınırları irademiz dışında belirlenen bir çemberin içinde sıkışıp, bize öngörülenleri mi yaşıyoruz? Yaşadığımız yerin, eğitim seçeneğinin, mesleki tercih, sosyal çevre, kültürel, ekonomik yapının, tarafımızdan belirlendiğini söyleyebilir miyiz? Yetmezliklerimizin sorumluluğunu “kader” diye soyutlayarak coğrafyaya yüklemenin nesnel dünyada bir karşılığını kuşkusuz ki bulamayız. Kabullensek de, yok saysak da, nerede, nasıl, kimlerle yaşayacağımızı belirleyen, sınıfsal gerçeğin tam da kendisidir.
Beni Asla Bırakma kitabıyla bir kez daha Kazuo Ishiguro’nun gizemli dünyasına yolculuk yapacağız. Diğer kitap yolculuklarından farkı ise sanki yazarın, bizim bu yolculuğa çıkmamızı istemediğini hissedeceğiz. Yol arkadaşımız Kathy H. ile empati kurmamıza engel olan, anlaşılmayan bir neden var. Yoksa yazar Kathy’yi gösterip özünde bize, bizi mi anlatıyor? Kişi duygularını bilir fakat kendisiyle empati kuramaz ya… Her şey yatılı bir okul olan Hailsham’da başlar. Buradaki çocuklar diğer çocuklardan farklı. Çünkü onları bir anne doğurmamış. Bunlar klonlanmış çocuklar. Yani kopya. Yaşamdaki işlevleri, eğitim alarak bir yaşa geldiklerinde misyonlarını tamamlamak. Başkalarına organlarını vererek, onların yaşamasını sağlamak. Kendileri bir hiçliğin içinde debelenirken başkalarını düşünmek, onlar için var olmak. Bir yanda daima avantajlı insanlar, sağlıkları riske girdiği anda bile şanslılar. Çünkü onlara hizmet etmek için yaratılmış canlarını vermeye gönüllü insanlar var sırada…
Bilimkurgu, distopya türünde olan Beni Asla Bırakma’da yazar hak, adalet, merhamet, empati, yaşama hakkı, özgürlük ve biyoetik temaları işler. Özgür yaşamak mı, kukla olmak mı? Kitap bittiğinde okuyucu bu insanların neden isyan etmediğini sorgular, masadan kalkar aynaya bakar; henüz geç değil der. Kopyaların ve kuklaların sahnelendiği süreçte özgürlüğün ve aklın galip gelmesi için yarınların yemeğinde benim de tuzum olmalı der…
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Palto
Gogol, Palto’da sistemi palto metaforu ile eleştirir, hicivle Rus bürokrasisini tiye alır. Değişimi...
GÜNÜN KİTABI: Nasıl Yapmalı
Vera Pavlovna, tesadüfler sonucu tanıştığı insanlarla zincirlerini kırar. O artık özgürlüğe, aşka ve...
GÜNÜN KİTABI: Kadının Evrimi
Tarihteki ilk hekimin kadın olduğunu, ilk sanayinin temeli kadınların ördüğü halatlarla atıldığını,...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.