Öykü bir kısa yol değil en zor ve engebeli yollara çıkıyor. Yoksulluğa, cehalete, varlıklı burjuva sınıfın yaşam tarzına özentiler arasında kaybolmama direncini görüyoruz.

Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül Grubu olarak okuduğumuz ilk roman Nobel ödüllü yazar Arnie Ernaux’un “Boş Dolaplar”ı. Yazarın ilk kitabı olan Boş Dolaplar otobiyografik izler de taşıyan bir roman. Hatta henüz yorumlamalarımıza başladığımızda ilk konuştuğumuz şey yazar ve kitabın yazılma süreci oldu. Yazar uzun süre edebiyat öğretmenliği yapmış. Fakat kitabı yazarken eşinden gizlemiş. Eşinin kitap yayımlandıktan sonra da “Benden gizli kitap yazan biri beni aldatır da” diye düşünerek boşanması manidar geldi bizlere. Bunu saklama ihtiyacın sebepleri, kendi ilişki deneyimlerimizle birleşti. Özel hayatımızda dahi kendimize yer açma çabamız hepimizin tekrar düşündüğü bir yer oldu.

Kitabı okurken şu hissiyata kapıldık: Yazar bir gün oturup aklından geçenleri sırayla, hiçbir müdahalede bulunmadan olduğu gibi kağıda geçirmiş. Karakterin aklından geçen düşünce zincirlerinin ifadesi olan bu anlatım biçimini okumakta zorlandığımızı bir kısmımız itiraf ettik.

Roman bir üniversite öğrencisi olan genç kadın Denisse’in merdiven altı bir kürtaj masasındaki hali ile başlıyor. Ve roman boyunca büyüdüğü yeri, ailesini, okuduğu okulları, hislerini anlatıyor. Denise’in ebeveynleri kafe-bakkal kafe işleten, okumamış kimseler. Denisse’i özel okula gönderiyorlar. Okul hayatıyla birlikte başlayan sınıf atlama arzusu, onaylanma ihtiyacı, doğduğu ailenin ve toplumun noksanlıklarına derin öfke ve utanç duygusu hikayeye hakim. Okulun getirdiği imkanlar ve yeni fikri ufuklar yaşamını ikiye bölüyor. İki ayrı dünya arasında sıkışıp ailesinin temsil ettiği her şeye karşı kendini yeniden inşa etmeye çalışan genç bir kızın öyküsü. Tabii ki bu öykü bir kısa yol değil en zor ve engebeli yollara çıkıyor. Yoksulluğa, cehalete, varlıklı burjuva sınıfın yaşam tarzına özentiler arasında kaybolmama direncini görüyoruz.

Kitapta Fransa’daki toplumsal dönem ve süreçler ile (1950’ler) yazarın kendi kişisel deneyimlerini birleştirmesi açısından da çok kıymetli. O dönemin toplumsal yapıyı, kürtaj meselesiyle somutlaşan kadına ve haklarına bakışı içselleştirmemizi sağlıyor. Günümüzde kendi ülkemizde aynı tartışmaları yürüten kadınlar için buruk bir his olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
BİR KİTAP: Rezil İnsanların Yaşamı

'Şimdi bu köydeki rezil insanlar kimler? Muhtar mı? O sadece bir hane. Yüzde kırk mı? Onlar şakşakçı...

Bir kitap: George’un Annesi

Stephen Crane’in George’un Annesi eserinde yazar, içimizden rastgele herhangi bir ailenin sıradan, o...

GÜNÜN KİTABI: Geri Döneceğiz

Kitap yolculuğumuzda gazeteci ve araştırmacı Ingela Bendt ve James Downing’in Geri Döneceğiz eseriyl...