MEKTUP

Bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirelim

New York tekstil işçilerinin grevinden bugüne kadın işçi hareketinin tarihsel deneyimlerine bakarak söyleyebiliriz ki; kadın işçilerin birliği bugün başka bir dünyayı mümkün kılmada rol oynayacaktır.

‘Devlet niye var, diye sorar olduk’

'Bir vatandaş olarak sesimi duyuramıyorum. Başvurduğum kapılar yüzüme kapanıyor. Sesimin duyulmasını istiyorum.'

‘Hükümet biraz da bizi düşünsün’

Koronavirüsten önce kıt kanaat geçiniyorduk. Ekonomik kriz zaten yaşamımızı etkiliyordu, şimdi bu virüs yüzünden açlık sınırının altında maaş alan bizler daha derinden etkilenir olduk.

Sağlık emekçisi bir kadın: Korkuyorum!

‘El dezenfektanı kullanalım diyoruz onu bile bazen zor bulabiliyoruz. Yani kısacası kahraman ilan edildiğimiz şu günlerde yalnızca alkışlarla korunmamız bekleniyor.’

İnşaat işçisinin eşi: ‘Korona öldürmese de biz zaten ölüyüz’

Hanima Kızıltaş’ın eşi inşaat işçisi. Bu süreçte ‘üç çocuğa nasıl bakacağız’ diye soruyor, ne kadar yorulmuş hissetse de dayanışmayı elden bırakmayan güçlü bir kadının cesaretle yazdığı bir mektup bu.

Sanattan uzaklaştırılan eğitim sisteminde mücadele ediyoruz

‘Eğitim ve öğretim kavramlarının içlerinin boşaltıldığı, gün geçtikçe sanattan ve bilimsellikten uzaklaştırılan bu eğitim sisteminde mücadele etmeye çalışıyoruz.’

Eşim de ben de işsiz kaldık, bir ayı zorlukla geçirdik

3 haftadır evdeyim. Son çalıştığım dönemin maaşını da alamadım. Elektrik ve su faturalarının da yüksek gelmesi bizi iyice zorladı. Yardıma başvurdum.

Meryem

Malatya’nın dağ köyünde doğup büyüyen, erken yaşta evlenen, yaşamın tüm zorluklarına rağmen mücadeleden vazgeçmeyen Meryem, yaşamını adeta ailesine adamıştı...

İnfaz yasasının ardından: ‘Düşündükçe içimde bir bıçak geziniyor; ya bana ulaşırsa...’

‘Suçluların serbest bırakılacağını duyduğum günden beri dişimizle tırnağımızla kurduğumuz bu düzene adeta bomba atılmış gibi… Birbirimizi iyileştirmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım buna izin yok’

İnfaz düzenlemesinin mağduru olacak kadınlardan biri: Öldürülmekten korkuyorum!

Balıkesir’den üniversiteli genç bir okuyucumuzun mektubu, infaz yasasıyla mağdur olacak kadınların hayatının nasıl cehenneme döneceğini özetliyor…

Ailemin yanında beni ben yapan çoğu şeyi saklamak zorunda kalıyorum

Eve geldiğimde huzursuzluk çıkmaması için nasıl giyindiğime, nasıl konuştuğuma dikkat etmek, beni ben yapan çoğu şeyi saklamak zorunda kalıyorum. Siyasi görüşümden, cinsel yönelimime kadar.

Çalışan herkese test yapılmalı!

‘En kötüsü de işten eve gelince çocuğumun bana sarılmak isteyip de benim onun sarılmasını virüs yüzünden engellemem oluyor.’

Ek ödeme yerine özlük haklarımın iyileştirilmesini isterdim

Zaten para harcamaya yerimin olmadığı bir dönemde, para yerine kişisel koruyucu ekipman ve hastanede sağlıklı beslenmeyi tercih ederim ve özlük haklarımın iyileştirilmesini isterdim.

Yeterli sayıda koruyucu ekipmana ihtiyacımız var

Van’da çalışan sağlık emekçisi bir kadın yazdı: Alkışlarla sınırlı kalmasın, yaşamımızın değerli olduğunu bilmemiz için koruyucu ekipman ve insani çalışma koşullarına ihtiyacımız var.

İzin haklarımız o koltuklarda oturan insanların iki dudakları arasında olmamalı

Süt izninde olan anneler ve sağlık çalışanı eşler için verilecek idari izin ve yıllık izinler keyfi izin olmayıp, çocuklarını korumak ve yanında olmak için kullanılmaktadır.

Kendi kaderimize terk edildik!

Bu süreçte çok zor geçiniyorum, günübirlik yaşıyoruz. Devletin aldığı tedbirleri doğru ve inandırıcı bulmuyorum. Televizyonda konuşulanlar ile çevremde duyduklarımın hiçbiri birbiri ile örtüşmüyor.

ölürsem beni maskemle gömün

‘ah kızım diyorum, milletin evde durmaktan canı patlamış, sen daha eve gidip yemek yapacaksın, bekle ki otobüs kalksın. bir de üstüne otur bunları anlat ki millet anlasın eczacı ne çekiyor.’

Karantinanın bize öğrettiği

Karantina dönemi bize bazı şeyler öğretti tabii. Birlikte olmak ne kadar değerliymiş. Bir şey daha, her eve bir kütüphane şartmış. Kitap okumanın bir zenginlik olduğunu da tekrar deneyimlemiş olduk.

bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu

‘eczanede bir koronalı hasta köşesi yapacakmışız öyle bir tebliğ geldi dün. reçete gelince koranalıyı ya da yakınını orada tutacağız. ‘gelme bu yana’ diyeceğiz parçacıklara da, gelmeyecekler.’

Çalışmam yaşamamdan daha önemliymiş

Eğer ben bu ülkenin bir vatandaşıysam, bu ülkede çalışıyorsam, vergimi veriyorsam, benim yaşama hakkım korunmalı. Ama öyle görünüyor ki çalışmam yaşamamdan daha önemli.