Zamlanan etiketleri değiştirirken gözlerim doluyor
Asgari ücretin 4 bin 250 lira olarak açıklanmasının ardından Migros market işçisi bir kadın 'hayatın ucuzlaması lazım' diyerek tepkisini dile getiriyor.

Zorlu yıllardan, günlerden geçiyoruz. Uyandığımızda, uyumaya çalıştığımızda kafamızın içi hep dolu, bedenimiz hep yorgun. Sosyal medyada önceden daha çok insan keyifli anlarını paylaşırken bu sıralar herkes ekonomiyi, doları, gidişatı paylaşır oldu. Ben 9 yıldır Migros markette çalışıyorum. Migros deyince akla ilk gelen kurumsal, büyük bir şirket olması değil mi? Benim de aklıma gelenler bunlar ama kime göre kurumsal olduğu sorunu var. Biz çalışanlarına karşı kurumsal denilen güzellemenin bir karşılığını göremiyoruz. Kurumsal demek bana göre herkese hakkını veren, personeline iyi davranan yöneticiler yetiştiren, mobbing uygulamayan, sendika hakkını tanıyan vs. demek. Ama bu saydıklarımızın hiçbirisi eğer ki Migros’ta çalışıyorsanız sizin için geçerli değil demektir. Yöneticiye yağcılık yaparsanız ancak rahat ediyorsunuz o da bir süre. Kurumsal denilen koca marketler zinciri pandemide ölesiye çalışan bizleri bir bisküviyle kandırdı. Sonra sesimizi gazeteniz duyurunca prim adı altında ödeme alabildik.

İNSANLAR ALIŞVERİŞ YAPMIYORSA KOLUNDAN MI TUTUP GETİRELİM?

Ekonominin kötüye gitmesi, dolardaki artış, zamların sürekli artması derken şirket daralmaya gideceğini söyledi. Yeni eleman alınmıyor, çalışmaya devam eden bizler de tedirginiz işimizden olma korkusuyla. Ama biz bunu en çok baskı ve mobbingle yaşıyoruz. Nasıl mı? Her mağazanın bir hedefi var günlük, aylık hedefler. Ciroyu tutturamadın kabak senin başına patlıyor. Örneğin geçen İzmit’te bir mağaza istenen hedefin sadece birkaç bin altında ciro yaptı diye çalışanlara verilmesi gereken 550 TL prim verilmedi. Bölge müdürleri ciro tutmayınca prim vermiyorlar. İnsanlar gelip alışveriş yapmıyorsa biz mi kolundan tutup getireceğiz, bilmiyorum.

Dedim ya 9 yıldır Migros’ta çalışıyorum ve kendimi bu kadar berbat hissettiğim bir dönem hatırlamıyorum. Her gün etiket değiştiriyoruz. Yemin ederim etiket değiştirirken gözlerim doluyor, bazen kimse görmeden arka reyonlarda etiket değiştiriyorsam tutamayıp kendimi ağlıyorum. Biz de sarı etiket, indirim etiketidir. Öncesinde avuca sığmayan sarı etiketler basılır ve onları takardık ama son zamanlarda neredeyse hiç sarı etiket basılmıyor, hep beyaz etiket takıyoruz. Fiyatlardaki ilk artışla biz karşılaşıyoruz. Müşteri haliyle ürünlerin markasına bakmıyor artık hangi üründe indirim var diye soruyor, biz de “yok” deyince bize sinirlenenler oluyor. Ama bu işin sorumlusu ben değilim ki ben de aynı paradan alışveriş yapıyorum. Marketteki ürünlerden su alsak hemen kasadan geçiriyoruz. Çalışanlara bedava değil, keşke olsa. Herkesin aklındaki soru işareti olan “Neden 5 litrelik yağ yok, neden şeker, un yok.” Bizim mağazaya da mal gelmiyor. Ama depolarda çalışan arkadaşlarımızdan duyuyoruz. Migros da diğer stokçular gibi depoda malları tutuyor ve zam geldikten, dolar arttıktan sonra zamlı fiyattan satmamız için sevkiyat yapıyor.

HAYATIN UCUZLAMASI LAZIM

Asgari ücret görüşmeleri devam ederken Birisi 3 bin 500 TL diyor, sendikacının ne dediği belli değil, Cumhurbaşkanı işçileri ezdirmeyeceğiz, diyor. Ama bizde bir beklenti kalmadı çünkü o kadar yıldır Migros’ta çalışıyorum ve şu anki asgari ücretin bir tık üstünü alıyorum ve geçinemiyorum. Asgari ücreti 4 bin 250 TL olarak açıkladılar, neye yarar benim maaşım yine asgari ücret olacak geçen yılla bu yıl arasında bir iyileşme değil daha da kötüleşme olacak. Biz zaten zamlarla ezildik. Enflasyon rakamları gerçek değil. Her şey 2 katı olmuşken 4 bin 250 TL değil, 6 bin TL olsa da asgari ücret bizler için çözüm olmayacak. Hayatın ucuzlaması lazım. Önceden kira fatura derdik şimdi en korktuğumuz market alışverişi oldu. Asgari ücret insan gibi yaşamamamıza yetmiyor. Cumhurbaşkanına soruyorum: İşçiler 4 bin 250 TL asgari ücret alınca ezilmeyecek mi? Yılın başında yorgan ayaklarımızı kapatmıyordu, şimdi örtecek yorgan bulamıyoruz. Hepimizin bu zamlarla yaşanmaz demesi lazım ki yorganımızı geri alalım.

Fotoğraf: Freepik

İlgili haberler
Asgari ücreti kadınlara lüks haline getirenler

Kadın işçilerin dörtte biri asgari ücret bile alamıyor. Kayıt dışı istihdam kadın istihdamının yüzde...

Teşvikle açılan atölyede asgari ücret bile yok!

Şırnak’ta atama bekleyen öğretmen tekstil işçisi oldu. Devlet teşvikiyle açılan atölyede asgari ücre...

Asgari ücretliye IBAN gönderen devletten ne bekley...

Çocukken fabrikada, atölyede ailesinin geçimini sağlamaya çalışmalarıyla başlayan geçim dertleri evl...