MEKTUP

Zamla gelen zamla gidiyor!

İşe gidip gelirken kadınların sohbetlerine kulak misafiri oluyorum, yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı anlatıyorlar. Herkesin ortak derdi geçim sıkıntısı… Bir an önce zamlar geri alınmalı.

Sağlıkçıya şiddete alışmayalım!

Kadınları ve sağlıkçıları koruyan, şiddetin tekerrür etmeyeceği bir adalet düzeni istiyoruz.

Kırkımdan sonra erkek baskısından uzak yaşayacağım!

10 yıllık zor bir evliliği geride bırakmanın zorluğu, üstüne aile baskısına rağmen kendi olmayı seçen bir kadının yeni hayatı için duyduğu heyecan ve yaptığı planlar…

Böyle kıt kanaat nereye kadar?

Böylesi bir yoksulluk tablosu karşısında isteklerimiz de çok büyük değil; çocuklarımız için güvenceli bir gelecek, temel ihtiyaçlarımızı karşılayabildiğimiz güvenceli bir iş, insanca bir yaşam...

Kripto paradan umut olur mu?

Her kriz döneminde ‘zengin olma’ yolu olarak bir nevi moda gibi ortaya sürülen oyunlar şimdi de revaçta… Zamanında bankerlere para kaptıran nesil vardı, borsa oyunları, piyangolar, şimdi kripto para…

Hayata kaldığım yerden değil yepyeni devam ediyorum

‘Artık her şeyi içinde yaşadığımız bu sistemi daha fazla sorgulayarak devam ediyorum, dediğim gibi her şey bir deneyim. Ben de deneyimleyip insanları gördüm.’

Şiddeti asla hak etmiyoruz

‘Hastaları için her şeyi sağlık çalışanından bekleyen ve istedikleri sonucu alamayan insanların bize yaşattığı korku her geçen gün daha çok artıyor.’

Cesaretimi birlik olmaktan alıyorum!

Bir sendika temsilcisi esas gücün sadece bireysel bir cesaret değil, bu cesaretin olgunlaşıp büyüdüğü, harekete geçmeyi kolaylaştıran birlikteliklerden geldiğini anlatıyor.

Boşanmanın tüm yükü kadının sırtına: 'Kadınlar şiddet gördüğü evliliklerine devam etmek zorunda kalıyor'

Boşanma sürecinde olduğu eşi çocukları için 300 lira nafaka dışında hiçbir masrafına destek olmuyor, çocuk bakımının tüm ekonomik yükü Merve’nin sırtında.

Bu kabustan birlikle uyanabiliriz

‘Evliliğimiz boyunca maddi-manevi hor görülen, sömürülen, evlenirken mecbur bırakılan, boşanırken tehdit edilen, öldürülen, korkutulan, nafaka adı altında yoksulluğa mahkûm edilen kadınlarız…’

Nafakayı sosyal yardıma dönüştürmelerine karşıyım, hakkımız yok edemezler

‘İki çocuk okutuyorum, ev kira ve asgari ücretle çalışıyorum, bu şartlarda nasıl geçinebileceksek? Nafaka verildi. İki çocuğa 500 TL uygun gördüler. Tabii onu da alamıyorum. Ödemiyor.’

Bir elin parmakları gibi olduğumuz 8 yıl

‘5 kişi başlayıp bugün binlerce insanı bir araya getiren Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği siz-lerle gurur duyuyorum daha da çoğalacağımız nice yıllarımız olsun.’

Bana kendimi hatırlatan şey

Nazlı, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğiyle tanıştıktan sonra yaşadığı değişimi Ekmek ve Gül’e yazdığı mektupla anlattı: ‘Mücadelenin içinde olmak bana kendimi hatırlattı.’

Dernekte ekmek dağıtımından izlenimler: Gücümüzü kendimizden aldığımızı görelim

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ndeki dayanışma ağının bir parçası olan ekmek dağıtımı da kadınların çare arayışının bir durağı oluyor.

Öğretmen odaları kaynıyor

Öğretmen odalarından tepkiler yükseliyor: Artan döviz kurları, uzmanlık, başöğretmenlik sınavları…

Fabrikalarda, mağazalarda çalışan üniversite mezunları…

Artık öğrenci değilim, mezun oldum ama hâlâ yarı zamanlı şekilde çalışmak zorunda kalıyorum. Bu işten başka çarem de olmadığı için kabul ettim.

Çocuğun gözüyle ırkçılık

İzmir’den bir Ekmek ve Gül okuru, yakılarak öldürülen üç Suriyeli gencin ardından yazdı…

‘Zifiri karanlıkta okula, işe gitmek istemiyoruz’

Türkiye’de 2016 yılından beri uygulamaya devam ediyor. karanlıkta okula ve işe tedirgin giden kadınlar ve çocuklar durumdan muzdarip: Sinirliyiz, dikkatimiz dağınık, odaklanamıyoruz.

Bütün erkekleri sokaktan toplasınlar o zaman

‘Belediyelere seslenmek istiyorum; insan olmak, vicdan sahibi olmak her şeyden önemli. Sokağın bir köşesinde yatan, bir kuru ekmek yiyip yaşayan bu masum canlara kıymayın…’

Şehir Hastanelerinde sağlıkçı olmak: 'Sinir hastası olduk'

“Gittikçe artan kriz yüzünden işimizi bırakamaz olmuşken üzerine eklenen pandemi nöbetlerimiz ve çalışma saatlerimizin artması psikolojik bunalımı beraberinde getiriyor.”