Kızım bu sene ilkokula başladı. Bu ana sınıfına benzemeyen bir heyecandı. Gözümden sakındığım kızımın şekilleneceği, bazen kişiliğine müdahale edileceği söylenen eğitim hayatı başlıyordu. Ben de ilk kez veli olacaktım. Ülkemizde eğitim sürecinin gidişatının çok olumsuz bir rotada ilerlediğini biliyordum.
OKULUN TÜM İHTİYACI VELİLERDEN
Sınıf anneliğinin ne olduğunu az çok biliyordum. Bazı sorumluluklar üslenerek öğretmenin yükünü hafifletmek amaçlı sınıf anneliğinde öğretmene fazlasıyla yakın olup her özel günü öğretmen için bir hediye gününe çevirmeye kadar vardıranlar az değildi. Ama daha çok okulun eksiklerini, ihtiyaçlarını gidermek için para da topluyorlardı. Aslında birçok veli bu durumdan şikayetçi. Bu görevi gönüllü olarak üslenirken amacım kesinlikle çocuklar için güzel şeyler yapabileceğime olan inancımdı. Ancak daha iki hafta olmadan işlerin öyle çok da istediğim gibi olmadığını fark ettim. Milli Eğitim Bakanlığı gerektiği kadar bütçe ayırmadığı için okulda eksikler çok fazlaydı. Sınıf içi ihtiyaçlar kadar okul ihtiyaçlarının da veliler tarafından karşılanması bekleniyordu. Tuvaletin sabunundan tutun sınıfın temizlenmesine kadar her şey. Doğal olarak da okulun, sınıfın ihtiyaçları için gereken parayı diğer velilerden toplama işi sınıf annesine düşüyor.
Tüm olumsuzluklarına rağmen vazgeçmeye niyetim yok. Bir farklılık yaratmalıyım diye düşünüyorum. Önce sınıf anneliği ismini değiştirmeyi, sadece bir annenin değil velilerin ortaklaşa seçtikleri bir kurul oluşturmayı, sınıfın sorunlarını birlikte tespit edip birlikte çözümler bulmayı hedeflemeliyim.
‘VERGİLER ÇOCUKLARIMIZ İÇİN HARCANSIN’ ANLAYIŞI HAKİM
Bu yıl okullarda sanıyorum diğer zamanlardan daha farklı bir durum var. Geçmiş yıllarda “Bakanlığın bütçesi yok ne yapalım, çocuklarımız yoksun mu kalsın” diyen anlayış bu yıl “Bizden toplanan vergiler bizim çocuklarımız için kullanılmak zorunda, devletin başkalarına her türlü desteği yaparken çocuklarımıza nasıl bütçe ayırmaz?” itirazına dönüşmüş veliler arasında. Bunun en önemli nedeni sanırım bütün ailelerin enflasyonu yoğun hissetmelerinden kaynaklanıyor. Gelirleri artmayan, kiraları tersine artan, her gün gelen zamlarla yaşam mücadelesi veren veliler çocukları için her şeyin iyi olması adına ellerinden geleni yapıyorlar ancak güçleri her geçen gün azalıyor. Bu yüzden veliler arasında her zamankinden daha çok kantin fiyatları, beslenme çantaları konuşuluyor.
Bu yüzden geçen hafta okulumuzun önünde dağıtılan “Her çocuğa bir öğün ücretsiz, sağlıklı beslenme verilsin” bildirilerini hemen hemen her veli aldı. Bazıları beslenme koyarken ne kadar zorlandıklarını, yeterli beslenme koyamadıklarını anlattı. “Ne yapmalıyız, bu hakkı nasıl alacağız?” sorularına cevap aradılar. Özellikle 1. sınıf velileri çocuklarını sabah okula bıraktıktan sonra birlikte oturdukları kafelerde en çok hayat pahalılığı ve eğitimin gericileştirilmesini konuşuyor. Endişeliyiz… Sadece çocuklarımızın geleceğinden değil bu günlerinden de endişeliyiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Aslan ekmeği yedi mi?
‘Sunay, Meral, Suna… Konuştuklarımızı en yakınındaki kadınlara anlatmaya gidiyor, duyuyor musunuz? O...
‘Evimizde buzdolabı yok, ne beslenmesi?’
‘Çabamızın bir karşılığı olduğunu görmenin ve çocukların hayatına dokunabilmenin verdiği mutluluğun...
Bir okul dönemi başlangıcında 20 bin lira masraf!
Seyitören Kadın Platformu çocukların beslenme hakkı için çalışıyor. Eğitimin her kademesinde 1 öğün...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.