Duraklar sadece çalışanların bekleme alanı değil, servisler sadece çalışanlar için yollara koyulmuyordu. Geçtiğimiz haftalarda yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla sokaklar, duraklar ve yollar artık 7’den 70’e güne uyanmaya başladı. Günün ilk ışıklarıyla evlerinden çıkan öğrenciler yeni döneme hangi okul zilinin enerjisiyle hazırlanmıştı?

En temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadan yaşamaya çalıştığımız bu günlerde artan zamlarla birlikte okul formasından ayakkabısına, kırtasiye masraflarından servis-yol ücretine, kayıt paralarından kantin fiyatlarına hangisine, neyi, nasıl yetiştireceğimizi düşünmekten filozof olduk hepimiz. Düşük ücretlerle yoğun mesai ve ek işlerle bile yetişemediğimiz de aşikar düze çıkmaya.

Sunay’ın 2 çocuğu var. Biri 2. diğeri ise 3. sınıfa gidiyor. Eşi ise inşaat işinde çalışıyor. Çocuklarının okul harcamalarında beslenmelerine yetişmekte çok zorlanıyor: “Çocukların beslenme çantasına ne koyacağımı inanın bilmiyorum. Varsa koyuyoruz, yoksa koyamıyoruz. Okuldan liste verdiler. O listeye her gün uymamızı istiyorlar. İçinde cevizinden muzuna her şey var. Parası olan koyuyordur tabii. Kızım evden koyduklarımı yemiyor. Dışarıdan poğaça alıyoruz. Öğlenleri de yemek yapıp götürüyordum geçen dönem, müdür onu da kaldırdı. Okulda kantin fiyatları dudak uçuklatıyor. Kantinde bir pilav yemek alışveriş sitelerinden daha pahalı.”

Meral’in ise 4. sınıfa giden bir çocuğu var. Geçenlerde öğretmenin arayıp, çocuğu için sandviç ekmeği vereceklerini söylemiş. Ama bunu herkes için yapmadıklarını öğrenen Meral düşüncelerini şöyle aktarıyor bizlere: “Çocuk ayırmadıklarını bilsem mecbur alacağım. Çünkü bu imkanı her gün çocuğuma verebilecek bir gelirimiz yok. Ama isteyemedim. Başka çocuklar alsın istedim. Çocuk ayırmadan herkese bunu sağlamaları gerekiyor. Bugün evden çocuğumun beslenme çantasını hazırladığım her gün, hangi çocuğun canı çekecek diye düşünüyorum. Kendim koyamadığım günlerde kantinden alsın da diyemiyoruz artık.”

‘BİR ÖĞÜN BESLENME BİZİM İÇİN ÇOK HAYATİ’

Meral’in komşusu Suna’nın ise 2 çocuğu var. Biri konuşma engeli diğeri ise özel çocuk. Ekonomik durumu iyi olmayan Suna çocuklarına özel eğitim aldıramıyor, sadece bulduğu dil terapisti ile sağlığına kavuşmasını bekliyor. Geçen sene Meral “1 öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek kampanyası” için imza toplamış ve komşusu Suna da imzacılar arasındaymış. Suna, Ekmek ve Gül’e teşekkür ederken çocukların beslenmesinin ne kadar hayati olduğunu dile getiriyor.

Meral ise şöyle devam ediyor: “Bir çocuğun beslenememesi bütün sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Dikkat dağınıklığı, kronik rahatsızlıklar, başarısızlık... Çocuklarımızı hangi sorundan olursa olsun doktora götürdüğümüzde ilk bize söylenen ‘Çocuklarınızın beslenme şeklini değiştirin’ oluyor. O zaman soruyoruz. Her şeye bütçe ayıran devlet, çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi için bütçe ayıramıyor mu? İstese bal gibi de ayırır.”

Sunay, Meral, Suna… Konuştuklarımızı en yakınındaki kadınlara anlatmaya gidiyor, duyuyor musunuz? Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek haktır ve biz kadınlar bunun için sözümüzü söylemeye, yan yana gelmeye dünden daha cesaretliyiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül