MEKTUP
Seyhan Belediyesinde Genel-İş’te örgütlü bir kadın işçi, sendika ve belediye yönetiminin işçinin harekete geçmesinin nasıl önüne geçtiğini anlatıyor.
Eğer örgütlü olunan bir sendika varsa işçinin yanında durmalı. Eğer durmuyorsa da sizin de bizim de bugün ki mücadelemiz hem sendika bürokrasisine hem de patrona karşı olmak zorunda.
Arkadaşlarla oturup bir çay bile içememek, ped ihtiyacını bile karşılayamamak, okulda ve kentte sürekli tedirgin dolaşmak… Genç kadınlar böyle bir hayata mahkûm mu? Cevap bu buluşmada…
Bu ramazanda ne bereket var sofralarda ne umut var insanlarda. Neyin bayramı olacak bu ayın sonunda bilemiyoruz.
Narlıdere-Balçova Ekmek ve Gül Dayanışma Gruplarının çağrısına kulak veren ve 25 Kasım, 8 Mart çalışmaları içinde yer alan bir eğitim emekçisi bu birlikteliğin onu nasıl güçlendirdiğini anlatıyor.
Anlayışlı, sevgiden beslenen bir evlat yetiştirecekti, sonucu öğrendikten sonra canı pahasına direneceğine and içti. Ayşe kendi değişmezse hiçbir kuralı değiştiremeyeceğini fark etti.
800 kadını bir yerde toplamak gibi bir gücümüz var ama bir araya geldiğimizde kadın mücadelesinden bahseden sadece Fransız bir misafir oluyor, onu da biz tercümeden kaza bela anlamaya çalışıyoruz
‘Sendika, anayasal hakkımız. 21 yaşında bir kadın olarak sendikayla birlikte öz güvenim daha da arttı. Arkadaşlarımı da bu çatı altında, sendikalaşmaya davet ediyorum.’
Bir araya gelmedikçe, eve kapandıkça, geçim derdi ve işsizlik derken kendini dört duvara hapsediyor. Bu toplantı hem bize hem de katılan kadınlara umut oldu diyebilirim.
Adana’dan Gülay, pandemiyle birlikte büyüyen borç yığınını ve küçük esnaf olarak ayakta kalma çabasını anlatıyor.
Yoksulluğa ve işsizliğe karşı mücadele etmeden nafaka hakkına sahip çıkılması mümkün mü?
Market işçisi bir kadın; hastalığını belgelediği için kurnazlıkla suçlanmış, izin günü hakkını istediği için mobbinge uğramış ve tazminatına patron konmasın diye sürekli tetikte…
Kendime ve çocuklarıma bakmak için çalışmak zorunda olduğum için suçlandım. Çocuklarımın velayeti eski kocama verildi. Bir de üstüne nafaka ödüyorum!
Kendi halimize, alım gücümüzün yerlerde sürünmesine mi üzülelim, küçük esnafın gözümüzün önünde yok olup gitmesine mi, bilemedim. Demek ki bir şeyleri hep beraber değiştirmenin zamanı gelmiş…
Şu an hiç geçmeyecek gibi gelen ne varsa birlikte geride bırakacağız, birbirimizin çaresi olacağız, yan yana gelecek ve çoğalacağız… ‘Karanlığı tutuşturup bir köşesinden, geceyi gündüze çevireceğiz.’
Narlıedere ve Balçova’da 8 Mart çalışmalarına başlayan kadınlar, sorunları birlikte konuşup çözüm önerilerini birlikte tartışmaya çalışıyor.
Elektrik zamlarının kadınların başına ne çoraplar ördüğünü yazdı Gizem Örnek: Televizyon bağımlısı olmaya ramak kalmış bir ufaklık, çamaşırda bulaşıkta ve yorgun argın bir anne…
Uzun yıllar boyunca zorlu bir hayatı ve çocuğunun sorumluluğunu tek başına yüklenip, boşanma sürecinde şiddet riski yüzünden nafaka alamayan bir kadının isyanı…
17 yıllık bir hemşire anlatıyor: ‘Darp, küfür, ölüm biz sağlıkçılarla birlikte anılan durumlar oldu. Mesleğimizi güven içerisinde yaptığımız, işimize saygı duyulduğu bir ortam istiyoruz.’
Mesleğe başladığı andan itibaren neymiş hemşirelerin yaşadıkları, pandemide ‘kahraman’ ilan edilenlere reva görülenler, onları başka ülkelere göçe zorlayan koşullar... Genç bir hemşire anlatıyor…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.