“Ama”sı olmadan... “keşke”lere bırakmadan...
Elini uzattığın şeyi daha güzel bir şeye dönüştürmek mümkünken...
Onun hep altına itile itile gelmedik mi bu hale?
Düzen seni hep türlü yıpratıcı yollarıyla hep kenara atmıyor mu zaten?
Gündelik bir yaşantıda düşünülebilecek ne kadar temel şey varsa hepsini düşünen, imkanları yettiğince de hepsini yapmaya çalışan kadınların da büyük oranda etkili olduğu Barış Manço Parkı’nın direnişini duydunuz mu?
Orada olan kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı insanlar “ama bu defa değil”in katılaşmış ete kemiğe bürünmüş haliydi adeta.
Belki birikmiş bastırılmış duyguları belki çaresizlikleri belki bir var olma çabasıyla belki birlik olma ihtiyacının karşılığında aldıkları o kana kana içilen dayanışma duygusuyla... Özlenenle, kararlılıkla, sebebi her ne ise!..
Maddi karşılığı olmayan onlarca işi sırtlanan anneler... Bütün gün kirasını ödeyebilmek, geçinebilmek için mental ve fiziksel yorgunluğun dibini yaşayan esnaflar…
Nefes alabildiğimiz dostlarımızla sohbet edebildiğimiz vakit geçirdiğimiz yer diyen yaşlılar...
Bizi sevmiyorlar mı yoksa?
Biz çimlerde uzanamayacak mıyız?
“Arkasında saklambaç oynadığımız ağaçları kesmezler değil mi?” diye soran çocuklarla...
Köşede suyu maması olan kedilerle, köpeklerle…
Toprağındaki solucanlarla...
Her şeyin ama her şeyin farkında olan umutları yeşerten içi içine sığmayan o güzel gençlerin de olduğu, özlediğimiz, sarıldığımız, birlik olma duygusuydu Barış Manço Parkı’nda olan...
Bu insanlar canlılar orada yaşayan, orayı yaşatan şeyin parçalarıydı. Bu doyumsuzca bitmek bilmeyen rantın sessiz izleyicileri olmadılar…
“Çalsın ama çalışıyor”, “alsın ama bana dokunmasın” demediler.
Oradaki herkes bu parkın “herkesin” olduğunu aynı zamanda “hiç kimsenin” de olmadığını bilen insanlardı...
Bunun için yürüdüler!
Bunun için haykırdılar!
Bunun için elleriyle pankartlar boyadılar!
Şarkılarını bunun için söylediler...
Görevi daha güvenli daha verimli daha sağlıklı koşulları sağlamak olan seçilmiş kişiler kişisel çıkarlarının ağlarında kaybolmuş.
Her güne bir yenisi daha eklenen yıkılmak istenen parklar kesilmek istenen ağaçlar… İşte bütün bu kazanma hırsı ve rant kavgasına rağmen Barış Manço Parkı küçük bir ağaç topluluğunun (ailesinin) onlarla samimi bağlar kurmuş insanları ve canlı bütün sakinleriyle kurtarılmış yaşamaya devam eden yeşil alanıdır.
Bu özlenen mücadelenin yayılması bu eşsiz haklı kararlılığın nicelerini yaşamak ümidiyle herkesmiş ve hiç kimseymiş gibi susma!
Sustukça her yer beton olacak!
Fotoğraflar: Burcu Aslan Seyyah
İlgili haberler
Barış Manço Çocuk Parkı çocukların!
İstanbul Maltepe' de deprem toplanma alanı ve çocuk parkı olan Barış Manço çocuk parkı için Maltepe...
Gençleri Kutu Park’a mahkum eden hayat: Evlerin iç...
Hayatı gençler için Kutu Park’tan ibaret kılmaya çalışanlara karşı, bütün hayatı, tüm güzellikleriyl...
Gençleri Kutu Park karanlığına bırakamayız!
Mekanizmalar el ele vermiş ve bu gençliği yok etmek istiyor. Aile içinde başlayan şiddet sokağa yans...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.