Şahset Kurugöl’ün kıraathane işletmeciliği aslında bir “ayakta kalma mücadelesi” hikayesi. 3 çocuk annesi Şahset, eşinden boşandıktan sonra çocuklarıyla birlikte yeni bir hayat kurmaya çalışırken pek çok zorlukla karşı karşıya kalmış. Bir süre özel bir işletmede çalıştığını söyleyen Şahset, daha sonra kredi çekerek bu kıraathaneyi devralmış. “Çektiğim krediyi, kıraathanenin kirasını çok zor ödüyorum” diyor, ülkenin içinde bulunduğu kriz ortamına veryansın ediyor, “Zam fırtınasının önüne bir an önce geçilmeli, halkın alım gücü kalmadı” diyor. Ama zorluklarının tek sebebi ekonomik kriz değil: “Çevremdeki herkes ‘yapamazsın, kadınsın, evinde otur’ diyerek tepki gösterdiler. Kıraathane çevresindeki kimi esnaflar kadın olduğum için yaptığım işten rahatsız, çay bile ısmarlamıyorlar…”

Ama dayanışma gördüğü de olmuş; “Tanıdığım esnaflar buldukları kasaları sobada yakmam için getirerek destek olmaya çalışıyorlar, kıraathaneyi bu şekilde ısıtabiliyorum” diyor Şahset.

İnadı inat ama, bu kıraathaneyi ayakta tutacak! “Erkek egemen anlayışın hakim olduğu bir toplumda kadın olmak ve çalışmak çok zor ama ben ayaklarımın üzerinde durarak başarmaya çalışıyorum. Zaten ekmek parası ve çocuklarım için çalışmak zorundayım. Evim yok, otel odasında kalıyorum ve tüm önyargılara inat ayakta durmaya çalışıyorum” diyor.

Sivas’ta eşinden ayrılmış bir kadın olarak bir kahvehane işletmenin tüm zorluklarını yaşayan Şahset’in Sivaslı kadınlara da çağrısı var; “Kadınları da bekliyorum çay içmeye, umarım bir gün olur…”