Kadın cinayetlerine karşı kadınlar sokakta: Yakılmamak için düzeninizi yıkacağız!
Türkiye’nin pek çok yerinde kadın cinayetlerine ve şiddete karşı sokağa çıkan kadınlar, iktidarı 6284 sayılı yasayı ve İstanbul Sözleşmesini uygulamaya çağırdı.

Türkiye'nin pek çok yerinde kadınlar öldürülen kadınlar ve kadına yönelik şiddetin son bulması çağrısı ile sokaklara çıktı, basın açıklamaları düzenledi. Kadınlar dün öldürülen Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk'un faillerin isimlerinin ve yakınlık derecelerinin değiştiğini, fakat sistematik olarak uygulanan şiddete karşı politikasızlık değişmediğini belirtti. Kadınlar hükümete 6284 sayılı yasayı ve İstanbul Sözleşmesini uygulamaya çağırdı.

ANKARA

ANKARA KADIN PLATFORMU: BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEMEK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ

Ankara Kadın Platformu, son kadın cinayetlerine karşı Çankaya Belediyesi önünde toplanarak tepki gösterdi. Kadınların bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Betül Koca “6284 ve İstanbul Sözleşmesini etkin uygulanmakla yükümlü olduğunuz sorumlulukları yerine getirin” dedi.

Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk cinayetlerinin ardından yapılan eylemde, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları atıldı. Platform adına açıklamayı okuyan Betül Koca , “Kadınların eşit, özgür ve adil bir yaşam mücadelesi büyüdükçe, erkek egemen sistemin saldırıları da kendisini örgütlemekte. Her gün artan kadın cinayetleri haberleri ile uyanırken, erkeğe cesaret veren erkek devlet İstanbul Sözleşmesini uygulatmak bir yana, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmeyi tartışmaya devam ediyor” dedi. Cezasızlık politikalarının, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmamasının bedelinini kadınlar yaşamlarıyla ödediğini belirten Koca,“Sadece dün 3 kadın katledildi. Maltepe’de Kemal Delbe adlı erkek tarafından kendi evinde yakılarak katledilen Aylin Sözer, Malatya’da evli olduğu erkek Mehmet Taş tarafından vurularak katledilen Selda Taş, Antep’te oğlu tarafından vurularak öldürülen Vesile Dönmez” dedi. Esas katillerin kadını koruyamayan devletin ve yargının olduğunu söyleyen Koca,“Adaleti sağlayamayan saraylara isyan ateşi Arjantin’den Polonya’ya Türkiye’den Meksika’ya yükselmeye devam edecek” dedi.

Koca, “Eril zihniyetin ve cinsiyetçiliğin mevcut politikalarla beslenerek kadın cinayetlerini cesaretlendirdiği, taciz ve tecavüzü Ümitcan Uygun’lar ve Musa Orhan’ları serbest bırakarak ödüllendirildiğini görüyoruz. Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, bu ülkede kadınlar kadın katilleri ve şiddet faili erkekler tutuklansın diye sosyal medyadan adalet arıyor, bu ülkede kadınlar her gün yaşamak ve yaşatmak için mücadele ediyor” dedi. Devletin uygulamakla sorumlu olduğu sözleşmeden vazgeçerek kadınların yaşam güvencesini ortadan kaldırdığını ifade eden Koca, “Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti manipüle etmekten vazgeçin, ‘’aile düzeni’’ adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında durmaktan vazgeçin. Çünkü kadınlar vazgeçmeyecek” dedi. Kadınların evde, sokakta, fabrikada, AVM’de, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Koca, İktidarın, 6284 ve İstanbul Sözleşmesini uygulanmakla yükümlü olduğusorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

İZMİR


İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN UYGULANMAMASININ BEDELİNİ KADINLAR YAŞAMLARIYLA ÖDÜYOR

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır İzmir Kampanya Grubu Karşıyaka İskele karşısında bir araya gelerek kadın cinayetlerine karşı basın açıklaması yaptı.

“Aile değil kadınız isyandayız”, “Canımız yanıyor öfkemiz büyüyor”, “Erkek egemen devlet yıkacağız elbet”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “İstanbul sözleşmesi yaşatır” sloganlarının atıldığı basın açıklamasını Mehtap Alişan okudu.

Alişan, “Cezasızlık politikalarının, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmamasının bedelini kadınlar yaşamlarıyla ödüyor. Sadece dün 4 kadın katledildi. Katiller bazen baba bazen oğul bazen eski sevgili sıfatını taşırken esas katillerin kadını koruyamayan devletin ve yargının olduğunu çok iyi biliyoruz. Adaleti sağlayamayan saraylara isyan ateşi Arjantin’den Polonya’ya Türkiye’den Meksika’ya yükselmeye devam edecek” dedi.

‘KADINLARIN DİRENİŞTEKİ ISRARI UYKULARINIZI KAÇIRACAK’

 “Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti manipüle etmekten vazgeçin, ‘aile düzeni’ adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında durmaktan vazgeçin. 6284 ve İstanbul Sözleşmesini etkin uygulatarak yükümlü olduğunuz sorumlulukları yerine getirin” diyerek sözlerini sürdüren Alişan kadınların mücadeleden vazgeçmeyeceğini söyledi. Alişan son olarak, “Kadınlar haklarını ve hayatlarını sizin insafınıza bırakmayacak. kadınların taşan sabrı ve direnişteki ısrarı uykularınızı kaçıracak” diye konuştu.

İSTANBUL


KADINLAR HAYKIRDI: HAKLARIMIZ VE HAYATLARIMIZI İNSAFINIZA BIRAKMAYACAĞIZ

İstanbul Sözleşmesi'ni Uygula Kampanya Grubu, katledilen Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk şahsında kadın katliamlarına karşı bir araya geldi.

Kadıköy Eminönü Vapur İskelesi önünde toplanan onlarca kadın, “Erkeklerin şiddeti her gün kadınları öldürüyor! İsyandayız” pankartı açan kadınlar, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Kadınlar birlikte, birlikte güçlü”, “Yaşamak istiyoruz” sloganları, alkış ve zılgıtlarla girerken kadın katillerinin fotoğraflarını taşıdı. “Kadın cinayetleri politiktir”, “Aylin, Selda, Vesile isyanımızla yaşayacak”, “Erkek şiddetine susma”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” dövizleri taşındı.

Kadınlar adına okunan basın açıklamasında, “Kadınların eşit, özgür ve adil bir yaşam mücadelesi büyüdükçe, erkek egemen sistemin saldırıları da kendisini örgütlemekte. Her gün artan kadın cinayetleri haberleri ile uyanırken, erkeğe cesaret veren erkek devlet İstanbul Sözleşmesini uygulatmak bir yana, İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmeyi tartışmaya devam ediyor. Cezasızlık politikalarının, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmamasının bedelini kadınlar yaşamlarıyla ödüyor. Kazanımlarımıza saldırmaya devam eden erkek egemen sisteme onun tüm aygıtlarına bir kez daha sesleniyoruz. Katilleri tanıyoruz. Haklarımız ve yaşamlarımız için alanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz!

Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti maniple etmekten vazgeçin, “aile düzeni” adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında durmaktan vazgeçin. 6284 ve İstanbul Sözleşmesini etkin uygulatarak yükümlü olduğunuz sorumlulukları yerine getirin.Çünkü kadınlar vazgeçmeyecek. Evde, sokakta, fabrikada, AVM’de, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edecek.Çünkü kadınlar haklarını ve hayatlarını sizin insafınıza bırakmayacak,Çünkü kadınların taşan sabrı ve direnişteki ısrarı uykularınızı kaçıracak.”


KOCAELİ


KADINA YÖNELİK ŞİDDET MÜNFERİT DEĞİL POLİTİKTİR

Kocaeli İstanbul Sözleşmesi Yaşatır İnisiyatifi, kadın cinayetlerine karşı İzmit Belediye İş Hanı önünde toplanarak tepki gösterdi. Eylemde dün Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk'un cezasızlık politikaları ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmaması nedeniyle öldürüldüğüne vurgu yapıldı, “Yaşasın Kadın Dayanışması ” sloganları atıldı.

İnisiyatif adına açıklamayı okuyan Yasemin Yılmaz, eril cinsiyetçiliğin mevcut politikalar ile beslenerek kadın cinayetlerini cesaretlendirdiğini, taciz ve tecavüz kültürünü yaygınlaştırdığını söyledi. Yargıdan ve onun cezalandırma sisteminden korkmayan erkeklerin bireysel silahlanma ile kadınları katletmekten çekinmediğini ifade eden Yılmaz "Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, bu ülkede kadınlar kadın katilleri ve şiddet faili erkekler tutuklansın diye sosyal medyadan adalet arıyor, bu ülkede kadınlar her gün yaşamak ve yaşatmak için müdahale ediyor" dedi.

İlk imzacısı olunmakla övünülen İstanbul Sözleşmesi'nin neden etkin uygulanmadığını soran ve uygulanmasıyla sorumlu olunan sözleşmeden vazgeçerek kadınların yaşam güvencesini ortadan kaldırıldığını söyleyen Yılmaz "Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti manipüle etmekten vazgeçin, 'aile düzeni' adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında olmaktan vazgeçin. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz 'kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir' bu şiddeti önlemenin en önemşi yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer" diye konuştu.

Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez, Betül Tuğluk'un ve tüm kadınları hedef alan şiddete teslim olmayacaklarını ifade eden Yılmaz, her türlü şiddete karşı, şiddetsiz bir dünyayı örmek ve katledilen kadınların hesabını sormak için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

BURSA


PANDEMİ DÖNEMİNDE EVLER ŞİDDET MAHALLİ HALİNE GELDİ!

Bursa Kadın Platformu tarafından KESK Bursa Şubeler Platformu ortak salonunda düzenlenen açıklamayı Filiz Tali okudu. Tali, "Şiddet faillerinin iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden tutumu her gün kadınların canına mal oldu, olmaya devam ediyor. Pandemi döneminde evler daha fazla şiddet mahalli haline geldi. İktidar sözcüleri ise kadınların şiddete karşı acil önlem taleplerine kulak verip harekete geçmek yerine, öfkenin büyüdüğü her cinayette ‘Şiddete karşı sıfır tolerans’ lafazanlığıyla halkın karşısına çıkıyor” dedi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ TARTIŞMALARA SON VERİLSİN!

Hükümetin kendi imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirmediğini belirten Tali, “Etkili ve acil önlemler almaktan imtina eden bu hükümet, yüzlerce kadının ölümünde olduğu gibi Aylin Sözer cinayetinden de sorumludur. Biliyoruz ki gizli kapılar arkasında hala sözleşmeden nasıl kurtuluruz hesapları yapanlar 6284 Sayılı Yasanın tartışılmasına izin verenlerdir. Kadınlar ölürken, öldürülürken, bunu yapmaya devam ediyorsunuz. Bu tartışmalara artık bir son verilmelidir. Hükümetin acil görevi, kadınların öldürüldüğü, bunun artık vahşete dönüştüğü bu ülkede kadına yönelik şiddeti engellemeye ilişkin çalışma yapmaktır. Aksi halde her davranış her yeni gün bir kadın cinayeti anlamına geliyor” diye konuştu.


ADANA


2021’DE DE YAŞAMIN HER ALANINDA MÜCADELEYE DEVAM

Adana Kadın Platformu Heykelli Park’ta gerçekleştirilen basın açıklaması ile tepki gösterdi. Açıklamayı okuyan Sevil Aracı, 2020’de en az 450 kadının katledildiğini belirterek 2021’de de evde, sokakta, fabrikada, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

CEZASIZLIK POLİTİKALARININ BEDELİNİ KADINLAR YAŞAMLARI İLE ÖDÜYOR

Kadın cinayetlerini önleme sorumluluğu olan kolluk güçleri, adli makamlar, bakanlıklar ve TBMM’nin görevini yapmadığını ifade eden Aracı, İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmenin tartışlmaya devam edildiğini hatırlatarak “Cezasızlık politikalarının, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmamasının bedelini kadınlar yaşamlarıyla ödüyor. Asıl katillerin kadını koruyamayan devlet ve yargı sistemi olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi.

2020’DE SESİMİZİ ÇOĞALTTIK

220 yılını değerlendiren Aracı şunları söyledi,

“2020 yılı, çocuk istismarına af düzenlemelerinin getirilmeye çalışıldığı, İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmak, 6284 sayılı yasanın kazanımlarının elimizden alınmak istendiği bir yıl oldu. Ancak biz kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, İstanbul Sözleşmesini Uygula, Çocuk İstismarının Affı Olmaz, 6284’e Dokunma” demekten hiç vazgeçmedik. Kadınlar olarak yıl boyunca pandemi koşullarına rağmen eylemler örgütledik, sokaklarda, alanlarda, sosyal medyada sesimizi çoğalttık.

Gülistan Doku 5 Ocak 2020’de kaybedildi ve yıl boyunca süren ısrarımıza rağmen akıbeti halen ortaya çıkarılmadı. Bizler ‘Gülistan Doku nerede?’ demekten, akıbetinin açıklanması için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

Pandemi bahanesi ile İnfaz Yasasında yapılan son değişiklikler uyarınca pek çok hükümlü, kadınlara ve çocuklara karşı risk oluşturmasına rağmen hiçbir önlem alınmadan salıverildi. Bunun sonuçları ağır oldu. İnfaz düzenlemesi ile çıkan erkekler, kadınları, çocukları katletmeye devam etti. Antep’te daha önce eşini yaraladığı için hapse giren Müslüm Aslan tahliyesinin ardından kızı Ceylan’ı döverek öldürüldü. Sakarya’da Nisan ayında tahliye olan İsmail K. eşi Zeynep K ve kayınvalidesi Melahat Ü.’yü öldürdü.

Bu yılın önemli haberlerinden biri de 10 yıl önce boşandığı eşi tarafından katledilen Ayşe Paşalı davasında 16 Nisan tarihinde verilen karar ile Türkiye’nin AİHM tarafından tazminat ödemeye mahkum edilmesiydi.

17 Temmuz tarihinde Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan’ın cinsel saldırısına maruz kalan İpek Er yaşamına son verdi. Halen Musa Orhan’ın cezalandırılması için davanın takipçisi olmaya devam ediyoruz.

Adana’da 5 ve 6 yaşlarındaki iki çocuğuna istismarda bulunan baba hakkında açılan ve platform olarak takip ettiğimiz davada 1 Ekim tarihinde mahkeme istismar sanığı babaya 35 yıl hapis cezası verdi.

Kadınlar 10 Aralık günü Hasan Ali Toptaş’ın tacizine dair başlatılan ifşa sonucunda ‘Me too Türkiye’yi inşa ettiler. Erkeklerin halen uykuları kaçmaya devam ediyor”

6284 ve İstanbul Sözleşmesinin etkin uygulanarak yükümlülüklerin yerine getirilmesini isteyen Aracı, 2021’de de evde, sokakta, fabrikada, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edeceklerini ifade etti.


DERSİM


Dersim Kadın Platformu, İstanbul Aydın Üniversitesinde yakılarak öldürülen Dr. Aylin Sözer, Malatya’da eşi tarafından öldürülen Selda Taş, Antep’te Vesile Dönmez ve İzmir’de Betül Tuğluk cinayetleri ile ilgili Sanat Sokağında basın açıklaması düzenledi. Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Çağla Yolaşan, ülkede kadınların her geçen gün daha korkunç bir vahşetin hedefi haline geldiğini dile getirdi.

Ülkede her gün kadınların katledildiğini ve kadınların yakılarak öldürüldüğünü söyleyen Yolaşan, “Bir günde 4 kız kardeşimiz erkek şiddeti yüzünden hayattan koparıldı. İsyanımız çok büyük. Şiddet faillerinin iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden tutumu her gün kadınların canına mal oldu, olmaya devam ediyor” dedi.

‘ARTIK YETER!’

Kadın dayanışmasının gücüne ve örgütlü mücadeleye vurgu yapan Yolaşan, ”Eşit, özgür, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı, kimsenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin ayrımcılık gerekçesi haline getirilmediği, güvenli bir hayat yaşama hakkının sağlanması için mücadeleden geri adım atmayacağız. Yakılarak katledildiğimiz, her gün başka bir vahşetin öznesi olduğumuz bu düzeni kabul etmeyeceğiz. Yakılmamak için düzeninizi yıkacağız!” dedi.


BATMAN


‘KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR’

TJA ve HDP Kadın Meclisi, Batman’da yaptığı basın açıklamasıyla, kadın katliamlarını protesto etti.

Basın açıklamasını okuyan TJA Batman Sözcüsü Gülistan Sönük, kadınların her gün namus, kıskançlık, öfke gibi bahanelerle katledildiğini, iktidarın söylemleri ve yargının cezasızlığının kadın cinayetlerini arttığını belirterek iyi hal ve tahrik indirimlerinin katil ve tecavüzcüleri koruduğunu kaydetti. Sönük, “Bizim güvencemiz, iktidar veya iktidarın tekelinde olan ve her defasında başvurduğu cezasızlık politikasıyla erkekleri cesaretlendiren yargı değildir. Bizim gücümüz örgütlülüğümüzdür. Bizim güvencemiz kazanımlarımızdır. Bu kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğiz. Bir kadının daha eksilmesine tahammülümüz yok artık. Yakılmamak için erkek-devlet-yargı-medya iş birliğiyle kadın katliamlarına davetiye çıkaran bu düzene karşı yasımızla, isyanımızla sokaklarda olacağız” dedi. Açıklama zılgıt ve alkış eşliğinde atılan “Jin Jiyan azadi” sloganı ile son buldu. (Haber ve fotoğraf: Mezopotamya Ajansı) 


MALATYA


‘BİR KADININ DAHA ÖLDÜRÜLMESİNE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK’

Malatya Demokratik Kadın Platformu artan kadın cinayetlerine karşı Malatya Emeksiz Üst Kavşağı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı platform adına Işılay Demirtaş Demirel okudu. Artan kadın cinayetlerine ve Malatya’da eşi tarafından öldürülen Selda Taş’a değinen Demirel, “Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor. Kadınlar evlerinde yakılarak öldürülüyor. Kadınlar her geçen gün daha korkunç bir vahşetin hedefi haline geliyor. İstanbul’da özel bir üniversitede öğretim görevlisi olan Dr. Aylin Sözer’i Kemal Ayyıldız tarafından evinde yakılarak, Malatya’da Selda Taş’ın evli olduğu eşi Mehmet Taş, Gaziantep’de Vesile Dönmez’in oğlu Uğur Dönmez tarafından vurularak öldürülmesi kadınların isyanını büyüttü. Aylin Sözer’i katili tarafından iki gündür evinde rehin tutulduğu ifade ediliyor.”

‘KADINLARIN TALEPLERİ GÖRMEZDEN GELİNİYOR’

Kadın cinayetlerine karşı kadınların taleplerinin görmezden gelindiğini ifade eden Demirel:”Kadın cinayetlerine karşı acil önlem taleplerini görmezden gelen, imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeyen, etkili ve acil önlemler almaktan imtina eden AKP hükümeti, yüzlerce kadının ölümünde olduğu gibi Aylin, Selda ve Vesile cinayetlerinde de sorumludur.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİR AN ÖNCE UYGULANMAYA BAŞLANSIN

İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce uygulanması gerektiğini ifade edem Demirel:”İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara son verilsin. Biliyoruz ki gizli kapılar arkasında hala sözleşmeden nasıl kurtuluruz hesapları yapıyorsunuz. 6284 Sayılı Yasanın tartışılmasına izin veriyorsunuz. Kadınlar ölürken, öldürülürken, bunu yapamazsınız.

Kadınların öldürüldüğü, bunun artık vahşete dönüştüğü bu ülkede, iktidarın görevi kadına yönelik şiddeti engellemeye ilişkin çalışma yapmaktır. Aksi her davranış, her yeni gün bir kadın cinayeti anlamına geliyor. Eşitliğin olmadığı, kadınların haklarının tırpanlandığı, şiddete karşı önlemlerin hayata geçirilmediği her yeni gün yeni kadın katliamları yaşanmaya devam edecek!

Yıllardır kadınların hayatı ateş hattındayken, bedenleri erkek egemenliğinin ve cezasızlığın alevleri arasında kül edilmeye çalışılırken bu yangını söndürecek olan kadın dayanışmasının gücü ve kadınların örgütlü mücadelesidir!

İktidar, KHK’larla kadına yönelik şiddet ile mücadele eden dernekleri kapatarak kadınları çaresiz bırakmaya ve yaşamdan koparmaya sebep olurken, şimdi de derneklere kayyum atanmasının önünü açan teklifi yasalaştırarak kadın kurumlarını ve derneklerini de hedef haline getirmiştir.”

ARTIK BİR KADININ DAHA ÖLDÜRÜLMESİNE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK

 Son olarak taleplerini sıralayan Demirel:”Kadınların eşit, özgür, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı, kimsenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin ayrımcılık gerekçesi haline getirilmediği, güvenli bir yaşama hakkının sağlanması talepleri, tüm demokrasi güçlerinin de talepleridir. Bu taleplerin gereğinin yerine getirilmesi için herkes elini taşın altına koymalıdır. Kadınlarla erkeklerin eşit olduğu, kimseye ayrımcılık yapılamayacağı fikri kabul edilmelidir. Kadınlara hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak, eşitliği hayata geçirmek için somut adımlar atılmalıdır.

İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, 6284 sayılı Şiddet Yasası’nın değiştirilmesi, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, boşanan kadının nafaka hakkının 2-3 yıl gibi sürelerle kısıtlanması, kadının ev içi emeğinden kaynaklanan miras hakkına el konulması, farklı cinsel yönelimlere ayrımcılık yapılması, diyanetin kadının eşitliği yerine anneliği kutsaması gibi tartışmalara derhal son verilmelidir.

Biz kadınlar diyoruz ki, acil olarak;

✓ Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetle ilgili acil bir eylem planı oluşturulsun.

✓ Kadına yönelik şiddet için 7/24 çalışacak etkin bir Alo Şiddet Hattı açılsın.

✓ Her 100 bin nüfusu olan yerleşim yerine en az bir sığınma evi yapılsın.

✓ Her 200 bin nüfusa en az bir şiddet kriz merkezi açarak şiddetle ilgili ulusal mücadele ağı bir an önce kurulsun.

   Bizim gücümüz birliğimiz ve örgütlülüğümüzdür, güvencemiz ise kazanımlarımızdır. Bu kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Bir kadının daha öldürülmesine tahammülümüz yoktur.”


MERSİN


KADIN CİNAYETLERİNE KARŞI İSYANDAYIZ

Mersin kadın platformu bir günde dört kadının öldürülmesine karşı çıkarak, kadın cinayetlerinin durdurulmasını istediler.

Mersin Kadın Platformu üyeleri bugün saat 13:00’de, Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek, Aylin sözer, selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk’un öldürülmesine karşı tepkilerini dile getiren bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “İstanbul sözleşmesi Mor Çizgimizdir Vazgeçmiyoruz” pankartı açıldı. “ Yaşamak İstiyoruz”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Sığınak Aç Kadın Cinayetlerini Acil Önle”, “Özel alanda ve Kamusal Alanda Şiddete Hayır” dövizleri açıldı. “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Kadın Cinayetleri Politiktir”, “Erkek adalet Değil Gerçek Adalet” sloganları atıldı. Basın açıklamasına HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtalan’da katıldı. Platform adına açıklamayı Ayşegül Göçmen okudu.

Ayşegül Göçmen, “Katilleri tanıyoruz, Haklarımız ve yaşamlarımız için alanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz! Çünkü kadınlar vazgeçmeyecek. Evde, sokakta, fabrikada, avm de, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edecek. Çünkü kadınlar haklarını ve hayatlarını sizin insafınıza bırakmayacak, Çünkü kadınların taşan sabrı ve direnişteki ısrarı uykularınızı kaçıracak!


MERSİN BAROSU: YASALARI UYGULAMAYANLAR, SORUMLU SİZSİNİZ!

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, kadının cinayetlerine karşı baro binasında yaptığı açıklamada Türkiye'de 2020 yılında 419 kadının erkekler tarafından katledildiğini ve sayının her geçen gün arttığını belirterek “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, 6284 sayılı yasa uygulansaydı, her biri hayatta olacaktı. Kadın cinayetlerini durduracak politikaları yürütmeyenler, önleyici yasaları uygulamayanlar, bunun sorumlusu sizsiniz! Kadınlar ölürken İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açanlar sorumludur” dedi.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri katledilen...

İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri: Susmayacağız belirtmek isteriz. Bir an önce kadın cinayetle...

Genel-İş üyesi kadınlar, kadın cinayetlerine karşı...

Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Kadın Komisyonu ve Eskişehir KESK üyesi kadınlar yaptıkları açıklama ile...

EMEP Çanakkale İl Örgütü: Şiddete, zorbalığa ve eş...

Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü üyesi kadınlar, TJA ve HDP Kadın Meclisi ve CHP Bornova İlçe Kadın...