İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait bir sığınmaevinde, bir diğer adıyla bir kadın dayanışma evinde 30’a yakın kadınla kalan N. kendisine herhangi bir sebep sunulmadan birkaç kadınla beraber henüz süresi tamamlanmadan sığınmaevinden çıkarıldı.
Sığınmaevinde yaşadıklarını, öncesinde ve sonrasında verdiği mücadeleyi Ekmek ve Gül’e anlatan N, erken yaşta zorla evliliğin önünün açılması ile henüz reşit değilken evlendirildiğini söyledi. Liseyi kazanmasına rağmen okumasına müsaade edilmediğini anlatan N, hayatını korumak için hem ailesine hem devlete karşı mücadele vermek zorunda kalmış.
Son çareyi İBB’nin İstanbul’daki bir kadın dayanışma evine yerleşmekte bulan N. bir ay sonra buradan çıkarılacağı haberini aldı. Evden çıkamayacağını, süresinin dolmadığını söyleyen N, dil dökerek evde kısa bir süre daha kalmaya devam etmiş. Bir hafta sonra tekrar evden çıkarılacağını öğrenen N. bu sefer kendisiyle beraber çıkarılan birkaç kadınla dayanışma evini terk etmek zorunda kaldı. N, çıkarılma gerekçesini sorduğunda kendisine “Yukarıdan böyle bir emir geldi” cevabını almış.
‘BASKI ALTINDA HİSSEDİYORDUM’
Evden çıktığında 4 aya yakın bir süre sığınmaevinde kalma hakkı olan N. ve çıkarılan diğer kadınlar İBB’nin kadın sığınmaevinden çıkan kadınlara sağladığı bir miktar para ve eşya yardımından da faydalanamamış. Bilmediği bir şehirde kalacak yer arayışına girmek zorunda kalan N. sığınmaevinde kalırken yaşadıklarını ise “Katı kurallar vardı. Kaldığı süreyi uzatmak isteyen insanlar üstünde psikolojik bir baskı kuruluyordu” diye anlattı. Evden çıkarılırken bu durumu bildireceğini söylediğini anlatan N. seçim öncesi ikameti silindiği için oy da kullanamadığını dile getirdi.
‘ÖZENLİ ÇALIŞMA YERİNE KATI KURALLAR TERCİH EDİLİYOR’
Yaşananları değerlendiren Mor Çatı Vakfından Selime Büyükgöze, sığınmaevlerinin problemler karşısında çözümü, çalışmalar yapmak yerine katı kural koymakta aradığını söyledi: “Derinlemesine çalışma yapmaktansa kurallar koymak daha kolay bir çözüm olarak tercih ediliyor. Bu da kadınların ihtiyaçlarının gözetilmediği katı bir ortama sebebiyet veriyor.”
Keyfi uygulamalara karşı kadınların başvurabileceği şikayet mekanizmalarının olması gerektiğini vurgulayan Büyükgöze “Bir kadının sığınaktan çıktıktan sonra ne kadar destek alacağı onun ihtiyacı ve talebine göre değişir” diyerek evlerde kalma süresinin standart olamayacağını ifade etti. Süresi dolmadan sığınma evinden çıkarılan kadınlarla sık sık karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorduğumuzda ise süresi dolunca ihtiyacı olmasına rağmen çıkarılan veya haklı olarak sığınaktaki koşullardan memnun olmayarak evden çıkan kadınlarla daha çok karşılaştıkları cevabını verdi.
İBB SORULARI YANITSIZ BIRAKTI
Yaşananları sormak için aradığımız İBB Kadın Destek Merkezinden bir yetkili ise sığınmaevlerinde kalan kadınlar hakkında gizliliği korumak amaçlı bilgi veremeyeceklerini ifade etti. Yetkili sığınmaevlerinin işleyişine dair sorularımızı da bilgisi olmadığını söyleyerek yanıtsız bıraktı.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
AKP'nin kadın politikaları gölgesinde sığınmaevler...
83 milyonluk Türkiye nüfusunda sığınmaevi sayısı 148, kapasitesi ise 3 bin 576. Sığınmaevlerinin bu...
Pandemide bir sığınmaevi deneyimi: Bebeğe mama, ih...
1 kutu bebek mamasını bulup buluşturamayan, bunu büyük bir sorun haline dönüştüren, bir kadını “koru...
GÜNÜN SORUSU: 41 milyon kadına 3 bin kişi kapasite...
CHP Milletvekili Ali Şeker ülkedeki sığınmaevlerinin toplam kapasitesinin yalnızca 3 bin 482 olduğun...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.