DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Kadın hareketinin geçmişten bugüne en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin sona erdirilmesini asla kabul etmiyoruz, sözleşmeye ve yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı tarihin üzerinden tam 10 yıl geçti. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve tacizin kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı daha etkin önlemler alınmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Yasa’nın uygulanmasını, ILO’nun işyerinde şiddeti önlemeye yönelik 190 sayılı sözleşmesinin onaylanmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı. Açıklamanın tam metni şöyle:
“Türkiye’de 1 Ağustos 2014’den beri yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadele konusunda en kapsamlı uluslararası belge niteliğindedir. İstanbul Sözleşmesi, şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu kabul eder ve sözleşmenin imzacısı olan devletlere şiddeti önleme, koruma ve kovuşturma, bütüncül politikaları hayata geçirme yükümlülüğü getirir. 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya açılan ve Türkiye’nin ilk imzacı ülke olduğu “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin imzalanmasının üzerinden 10 yıl geçti.
Türkiye tarafından imzalanmasına rağmen AKP hükümetleri Sözleşme’yi yıllarca etkin bir şekilde uygulanmaktan kaçındı. Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanması için mücadele ederken 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği açıklandı. Ardından 30 Nisan 2021 tarihli Resmî Gazete’de de Sözleşme’nin 1 Temmuz 2021 tarihinde yürürlükten kaldırılacağı duyuruldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylanarak yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle çıkmak hukuksuz olduğu gibi kadınların ve kız çocuklarının hayatının hiçe sayılması anlamına gelmektedir. Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır. “Gelenek, görenek ve Türk aile yapısını bozduğu” yönünde yapılan çarpıtma, algı oluşturma çabası asla kabul edilemez. Şiddete uğrayanı koruma, şiddeti önleme devletlerin en temel görevidir. Bu nedenle, her geçen gün artan kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi’nin sona erdirilmesi değil, etkin bir biçimde uygulanması gerekir.
Kadın hareketinin geçmişten bugüne en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin sona erdirilmesini asla kabul etmiyoruz, sözleşmeye ve yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz. Kadınları ve kız çocuklarını koruma altına almak amacıyla yazılmış ilk ve en kapsamlı uluslararası sözleşmeden vazgeçmek, şiddeti onaylamak anlamına gelir, şiddet faillerini cesaretlendirir Yaşamak haktır, İstanbul Sözleşmesi kadınları ve kız çocuklarını yaşatır!
DİSK olarak salgın koşullarından da faydalanarak kadınların ve işçi sınıfının kazanılmış haklarını yok edecek saldırılara karşı sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız. Kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve tacizin kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı daha etkin önlemler alınmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Yasa’nın uygulanmasını, ILO’nun işyerinde şiddeti önlemeye yönelik 190 sayılı sözleşmesinin onaylanmasını talep ediyoruz.”
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi Saadet Partisi’nin hedefinde|...
Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk, Erdoğan’ın katıldığı bir programda İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırıl...
İstanbul Sözleşmesi 10 yaşında: Kadınların mücadel...
Yarın İstanbul Sözleşmesi’nin imzaya açılmasının 10. yılı. İlk imzacı olmakla övünen Erdoğan, 20 Mar...
EMEP: İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz!
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan yayı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.