Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi İş Yeri Temsilciliği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hastane iş yeri temsilcilik binası önünde açıklama gerçekleştirdi.

Basın açıklaması okuyan İş Yeri Temsilcisi Efsun Kesal, “Kendi iradeleri ile karar vermeleri günümüzde bile engellenen kadınlar, pek çok iş kolunda eşit işe eşit ücret alamıyor. İş yerinde mobbinge, tacize ve şiddete maruz kalan kadınlar, sendikalarda dahi söz ve karar verme yetkisine sahip değiller. İş yerinde güvenli yaşam için ILO 190 imzalanmak zorundadır” dedi.

‘EV İÇİ YÜKÜMÜZ ARTIYOR’

Göçmen kadınların ucuz iş gücü olarak merdiven altı yerlerde kayıt dışı çalıştırıldığını hatırlatan Kesal, “Göçmen oldukları için daha çok şiddete, mobbinge maruz kalıyorlar. Aile yaşamı ile iş yaşamının uyumlaştırılması Mecliste, Bakanlıklarca tartışılırken kadınların güvenceli çalışma hayatlarının nasıl sağlanacağı üzerinde tartışılmıyor. Aile içerisindeki bakım, destek işlerinin kamusal bir hizmet olarak nasıl sağlanacağı tartışılmıyor. Tam tersi ev içindeki yükleri kadınların sırtına daha fazla yüklemek için esnek çalışma modeli öneriliyor” diye konuştu.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE İMZA ATILMALI, UYGULANMALIDIR’

Nafaka hakkının gasbından boşanmalara arabuluculuk getirilmesine, 6284’ün kaldırılmaya çalışılmasına kadar kadınların haklarının tırpanlandığını ifade eden Kesal, “İstanbul Sözleşmesi’ne imza atılmalı, uygulanmalıdır” diye ekledi.

Mücadeleyi büyütme çağrısı yapan Kesal, “Gericiliğe, şiddete, savaşa ve yoksulluğa karşı; laik, eşit, özgür bir hayat ve haklarımız için bir aradayız. Bize reva görülen bu karanlığı birlikte aydınlatalım. Yalnız ve çaresiz değiliz. Tüm dünyada ezilen, sömürülen, şiddete ve zulme uğrayıp katledilen kadınların sesi, çığlığı olup mücadeleyi büyüten, direnen, baş eğmeyen kadınları selamlıyoruz” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül