Ankara Kadın Platformu: Dr. Ayşe Uğurlu'nun yanındayız
Ankara Kadın Platformu, TTB İnsan Hakları Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Ayşe Uğurlu hakkında başlatılan soruşturmaya tepki gösterdi: “Dr. Ayşe Uğurlu'nun yanındayız.”

Ankara Kadın Platformu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu Yürütme Kurulu üyesi Ayşe Uğurlu’ya, platformun 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine dair düzenlediği açıklamasında basın metnini okuduğu gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı tarafından “memuriyetten ihraç” talebiyle soruşturma açılmasını protesto etti.

Kadınların kazanılmış haklarına sahip çıkma çağrısı yapılan açıklamanın, bir hekimin meslekten ihraç edilmesi talebiyle yargılanmasına gerekçe gösterilmesi tepki topladı.

"ERKEK EGEMEN İTTİFAKA KARŞI TÜM ALANLARDA CEVABIMIZI VERECEĞİZ"

Yüksel Caddesi’nde yapılan açıklamada Ankara Kadın Platformu adına basın metnini okuyan Döndü Kurşunoğlu, "Ankara Kadın Platformu olarak Mülkiyeliler Birliğinde yapmış olduğumuz basın açıklamasında kadınları kazanılmış haklarına sahip çıkmaya ve örgütlenmeye davet etmiş, AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarının 21 yıllık geçmişinde kürtajın yasaklanması, kadınların nafaka hakkının gasp edilmek istenmesi, bir gecede İstanbul sözleşmesinin feshedilmek istenmesi, her geçen gün artan kadın cinayetleri, LGBTİ düşmanlığı, ana dilin yok sayılması ve daha pek çok kazanılmış hakkın gasp edilmeye çalışıldığını hatırlatarak kadınlara karşı olan erkek egemen ittifaka karşı tüm alanlarda cevabımızı vereceğimizi söylemiştik. Seçimler bize tek çare ve bir son olarak yansıtılsa da mücadelemiz bugün olduğu gibi yarın da devam edecek demiştik" diye konuştu.

“KADIN CİNAYETLERİ VE HAKLARA YÖNELİK SALDIRILAR ARTTI”

O tarihten bugüne kadın cinayetleri ve haklara yönelik saldırıların artarak devam ettiğini belirten Kurşunoğlu, "İktidar doğum teşvikleriyle kadın bedeni üzerinden politika yapma cüretini göstermeyi sürdürmüş ve LGBTİ+’lara yönelik nefret siyasetini yeni yasa taslağı ile adım adım büyütmüştür. Son olarak seçilmiş belediye başkanlarına yönelik yapılan siyasi operasyon sonrası milyonlarca insan AKP'nin kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına, gençlerin geleceğinin çalınmasına, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı birikmiş öfkesi ile sokaklara çıkmış ve protesto hakkını kullanmıştır. Anayasal haklarını kullandığı için yüzlerce genç tutuklanmış, gözaltında taciz ve şiddete maruz bırakılmış, adli kontrol kararlarıyla özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Yıllarıdır kadına yönelik şiddet failleri için bulunmazken gençleri eve hapsetmek için elektronik kelepçe ihalesi açılmıştır” diye konuştu.

"MÜCADELEMİZ SONA ERMEDİ, DEVAM EDİYOR"

Basın metnini okuduğu için Dr. Ayşe Uğurlu’nun mesleğinden ihraç edilmek istendiğini, yargılanmasına ve ihraç edilmek istenmesine gerekçe gösterilen o cümleleri tekrar eden Kurşunoğlu, ''Yaşamımız, bedenimiz, kimliğimiz bizim demek için kadın dayanışması ile, güç aldığımız tüm kadınlarla beraber tek adam rejimini yıkacağız. Biliyoruz ki sandıklardan çıkan sonuç ne olursa olsun bizler için mücadele bitmeyecek. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde kendi gücümüze, örgütlülüğümüze ve kararlılığımıza güveniyoruz. Kadınlar olarak kazanılmış haklarımıza sahip çıkalım, kendi bağımsız politikalarımızı taleplerimizi örgütlemeye devam edelim ve kadın düşmanlarına geçit yok demek için diktatörü gönderelim. Erkek egemen ittifaklara teslim olmayan kadınlar olarak diktatörlük rejimine edecek sözümüz bu sistemi yıkacak gücümüz var” ifadelerini kullandı.

“TÜM TUTUKLULARI DERHAL SERBEST BIRAKIN”

Ankara Kadın Platformu olarak metinlerinin arkasında ve Dr. Ayşe Uğurlu'nun yanında olduklarını belirten Kurşunoğlu, "'Diktatör' ifadesini siyasi bir eleştiri değil hakaret olarak görenlere tavsiyemiz ülkeyi bir dikta rejimi gibi yönetmekten vazgeçin. Kadın düşmanı politikalara son verin, Anayasal protesto hakkını kullanan tüm tutukluları derhal serbest bırakın" dedi.

“BENİ İHRAÇ ETSELER DE BEN GERİ DÖNECEĞİM”

Hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla dava açılan Dr. Ayşe Uğurlu ise, "Dayanışma ezilenlerin inceliğidir derler. Dayanışmamız karşısında büyük bir onur ve sevinç duydum. 3 yıldır meslek, meslek örgütü ya da demokrasi adına yatığım tüm faaliyetler adli ve idari soruşturmalara konu edinmiş durumda. Bu şekilde üzerimde baskı ve yılgınlık oluşturulmaya çalışılıyor. Bu süreç devam ediyor, beni ihraç etseler de ben geri döneceğim. En emin olduğum şey geri döneceğim ve bıraktığım yerden iyi hekim uygulamalarıma, kadın hakları, insan hakları ve demokrasi adına üstüme düşen bütün çalışmaları, görevleri yapacağıma söz veriyorum” diye konuştu.

Fotoğraf: Evrensel