DERGİMİZDEN
Çocuklarıma çikolata almamak için onlarla markete girmekten kaçınır oldum. En ucuz zincir marketlerde bile bir defter 40 liradan başlıyor. Ne yapalım, çocuklarımızı devletin yurtlarına mı terk edelim?
‘Bakım yükünü bu kadar ağırlaştıran mekanizmalar yeniden düzenlenmeli. Kreşler artırılmalı, küçük çocuğu olan anneler yöneticilerin iki dudağının arasındaki günlük keyfi tutumlara bırakılmamalı.’
İzmir’de büyük bir hastanede temizlik işçisi olan kadın, çevresindeki işçilerin okul açılmasına günler kala artan kaygılarını anlatıyor...
Adana’da yoksul ailelerin kız çocuklarının geldiği bir meslek lisesinde öğretmenlik yapan Berrin Hoca anlatıyor: Geçim derdi kız çocuklarının eğitim hakkını nasıl etkiledi?
Üniversite hayalleriyle başka bir dünyanın kapılarını aralama heyecanı yaşaması gereken gençler üniversite kapısından daha girmeden sorun silsilesine boğuluyor.
19. Gençlik Yaz Kampında kadınlar hayatlarında, okullarında yaşadıkları sorunları tartıştı, çözüm bulma arayışına girdi. Çalgılı çengili bol dayanışmalı yedi gün umut verdi.
Biz de isyan edeceğiz vay be…
“Enflasyona ne kadar zam yapılırsa bize de o kadar zam yapılacak. Ama şu an en az 15 bin lira olması lazım. Paranın hükmü hiç mi olmaz arkadaşlar? Kış çetin geçecek...”
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde Sağlık-İş üyesi kadın işçiler toplu iş sözleşmesi taslağını hep birlikte yazma ve TİS taslağında taleplerinin nasıl yer aldığını anlatıyor.
Sağlık iş kolundaki yetki tespit süreci devam ederken bu alanda çalışan kadın sağlık işçileri ile hem yetkili sendika hakkındaki görüşlerini hem de nasıl bir sendika olması gerektiğini konuştuk.
Belediye işçisi kadınlara 3 yıllık toplu iş sözleşmesi imzalanırken talepleri sorulmamış. “Nasıl bir toplu sözleşme olsun isterdiniz?” sorusunu yönelttik kadın işçilere. İşte kadınların cevapları…
Ayşe bir işçi disipliniyle gelip gidiyor alana. “Hakkımızı alana kadar bitmeyecek nöbetimiz” sözünü pelesenk etmiş diline.
Fabrikada aynı vardiyada çalıştığı bir erkek işçinin tacizine, eski eşinin de şiddetine uğrayan kadın işçi susmadı. Kadınlar da ona destek oldu. Ama fabrika yönetimi gerekeni yapmadı…
‘2015’te ödenmeyen nafakalar için açtığım dava hâlâ devam ediyor. Çocuğun ihtiyaçlarına bekle mi diyeceğim?’
Ayşe’nin maceralarından süzülen bu yazı dizisini kadınların duygularını, isteklerini, beklentilerini korkmadan özgürce ifade etmesinin ayıp ya da günah olmadığını vurgulamak için yazmaya başladık.
Şimdiki sesli duam, üç kişilik kiralık evimizin içinde, anneliğim yetsin bir yuva sıcaklığına. Duvarlarına hiçbir kafanın çarpılmadığı bu olmak çığlığında… VARIM.
Kış hazırlıklarını hızlandırdığı yaz ayları kadınlar için eskisi gibi hummalı değil. Kasa ile alınan sebzeler artık kilo ile alınıyor, kilolarca yapılan kurutmalık bir iki ipi geçmiyor…
Mutfağımızın raflarını süsleyen kışlık hazırlıklarımız, içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ve yüksek fiyat farklarıyla bu sene daha renksiz, kavanozlar daha boş...
Melisa Kesmez son kitabı Küçük Yuvarlak Taşlar’da annelik/kadınlık hallerini, aşkı, gidenleri ve kalanları kendine has diliyle ustaca anlatıyor…
Klasik bir töre, namus anlatısına sıkıştırılan ve bunu belli bir coğrafyayla özdeşleştiren senaryolar can sıkıcı ve çok ezber. Film tam olarak bunu yapmıyor olsa da içinde bu klişeleri barındırıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN