Çalışan kadınları düşünmeyen ‘kreş’ düzeni: Bakım yükü zaten ağır, daha da ağırlaştırmayın!
‘Bakım yükünü bu kadar ağırlaştıran mekanizmalar yeniden düzenlenmeli. Kreşler artırılmalı, küçük çocuğu olan anneler yöneticilerin iki dudağının arasındaki günlük keyfi tutumlara bırakılmamalı.’

Merhaba

Ben Zehra, İzmir’de yaşıyorum, dört yaşında bir kızım var. Bu yazıyı yazmamın nedeni kızımın bakım ve eğitim sorumluluğunu yüklenirken karşılaştığım sorunları anlatmak.

Aslında İstanbul’da yaşıyorduk, eşim de ben de çalıştığımız firmaların idari kadrosunda yer alıyorduk. Kızıma hamile kaldığımı öğrendiğimde ilk duygum ona yetebilen bir anne olmaktı. Çünkü annem ve babam biz büyürken yanımızda değillerdi. 80’li yıllarda uzun süre tutuklu kaldılar. Bizi anneannem büyüttü, anneannem elbette severdi bizi ama yine de anne gibi olmuyordu. Cezaevi vb. engeller kalksa da annemle aramızda çocukluluğumdan başlayan uzaklık hâlâ devam ediyor. Kızımın bunları yaşamaması için elimden geleni yapıyorum. Doğumdan sonra yarı zamanlı olarak işe devam ettim. Bebekliğini beraber geçirme fırsatını güzel yaşadık ama tam zamanlı çalışırmışçasına iş yapmama rağmen tüm haklarım yarıya düşürüldü, sigortam yarım yatırıldı, yemek param tamamıyla kesildi, işim gereği kullandığım internetin gideri karşılanmadı. Çocuğum içindi, gözüm görmedi.

Kızımı İstanbul’da büyütmek istemedim, ailelerimiz çocuğumuzu tek başına yetiştirmemize izin vermiyordu ve bunu onlara anlatmak yoruyordu beni. Eşimi İzmir’de yaşamaya ikna ettim. İşimizi, evimizi, arkadaşlarımızı, ailelerimizi geride bırakıp, hiçbir tanıdığımızın olmadığı bu yabancı kentte yaşamaya çalışıyoruz. Ben İzmir Büyükşehir Belediyesinde İZELMAN işçisi olarak çalışıyorum. Başlarda Büyükşehir Belediyesinde çalışmanın yaşamımızı kolaylaştıracağını düşünüyorduk. Kreş vardı, sosyal ve ekonomik haklar da oldukça iyi anlatılıyordu. Ancak yaşadıkça öğrendim ki hiç de kolay değil. İZELMAN’a ait kreşlerin yetersiz olması, çalışanların çocuklar için yetersiz olması, yaz aylarında kapalı olması gibi başat sorunlar çıktı karşıma. Diğer yandan küçük çocuğu olan annelerin her gün çocuğuna kreşe gideceğini anlatması, çocuğu buna ikna etmesi de çok zor ve bu bazı günler zaman alıyor. Böyle günlerde anneler işe geç kalmak zorunda kaldığında, yöneticilerin insafına bırakılmak da hayli güç bir durum ortaya çıkarıyor.

Kreş sorununu aşmak için anaokulu gibi çözümler aradım, fakat ücretler öyle yüksek ki eli yüzü düzgün bir anaokuluna kayıt yaptırabilmek için maaşımın çoğunu vermek zorundaydım. Çocuğuma kendim bakmaya karar verdim. Bunu yaparken yine yarı zamanlı çalışıp tüm haklarımın yarıya indirilmesini kabul etmek zorunda kalacağım.

Bakım ve eğitim yükünü bu kadar ağırlaştıran mekanizmalar yeniden düzenlenmeli bence. Kreşler artırılmalı, küçük çocuğu olan anneler yöneticilerin iki dudağının arasındaki günlük keyfi tutumlara bırakılmamalı. Çalışma saatleri oldukça uzun, akşam eve döndüğümüzde çocuğumuzla vakit geçirmek, onun bilgi/beceri gelişimi için yapılması gerekenlere enerjimiz kalmıyor. Bu yüzden tam zamanlı çalışma sürelerimizin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Kadın öğretmenlerin sıkıştığı üçgen:Ders-çocuk bak...

‘Maalesef toplum bu süreçte öğretmenlere evde oturarak para kazanan kişiler damgasını vurdu. Oysa du...

Dönüşümlü çocuk bakımı!

Dönüşümlü çalışmanın uygulandığı İŞKUR’da çalışan kadınlar, çocuklarını bırakacakları bir yer olmadı...

Çocuk bakımı sorununa bireysel değil kamusal çözüm

Okul öncesi eğitimin yüz yüze yapılacağı açıklamasından sonra bakım faaliyeti ile eğitimi birbirinde...