DERGİMİZDEN
İki küçük çocuğu var Feride’nin, ‘Biri 1 buçuk yaşında. İhtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum. Eve girmek zorunda kalıyoruz ihtiyaçlarımızı karşılamak için’ diyor.
Antep’ten Van’a ailesiyle beraber gelen Yasemin ve Nergis yaşadıklarını anlatıyor…
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği depremin ilk gününden itibaren mahalle mahalle dayanışmayı ördü. Dernek başkanı Selda, dayanışmanın tuttuğu elleri anlatıyor.
Depreme her an her yerde yakalanma ihtimalini aklından hiç çıkaramayan Kocaelili bir kadın, kıyafetlerini tamamen çıkarmadan duş alıyor 24 yıldır.
Kimi deprem bölgesinde yaşam kavgası veren, kimi yeniden kurduğu ufak tefek düzeni kaybedip bir yere sığınan mülteci kadınların yaşadığı zorluklar ağır ve kalıcı travmalara da neden oluyor.
Deprem bölgesindeki kız kardeşlerimizin yaralarını sarmak, depremde birleşen ellerimizi hayatı yeniden kurarken de hiç ayırmamak için…
Bize bu acıyı deprem değil, bir avuç patron, inşaat şirketleri, müteahhitler ve onların iktidarı yaşattı...
‘İlk gün sendikamızdan bekledik, ama ilk çağrı gelmeyince bir gün önce aldığım maaşımdan kalan 300 TL ile alışveriş yapıp kadın derneğine koştum…’
‘Depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarmakla birlikte yaşananların bizde bıraktığı üzüntüyü, öfkeyi, ‘yeter!’ çığlığımızı ne yapmalıyız?’
Gemlik Yazaki fabrikasından işçiler başlattığımız Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyasına katılıp ellerinden gelen tüm imkanlarla seferber oldular.
İzmir’de sağlık ve belediye işçileri: ‘Saraylar varken çocuklarımızın eline poşet verip yurttan çıkardılar’
Diyanetin evlatlık verilen depremzede çocuklarla ilgili fetvası üzerine bir araya gelen İzmir Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar: Aklınızdan bile geçirmeyin!
Kadınlarınsa depremlerde en çok zorlananlar olduğuna gerek Van depremini yaşayarak gerekse şubat ayında yaşanan depremlerde deneyimleyerek gördük.
Geçtiğimiz sene ‘Kadınlara hangi mücadele ve dayanışmayı örnek vermek istersin?’ diye sorsalardı aklıma İran’daki kadın mücadelesi gelirdi. Son günlerde görüyorum ki kadın dayanışması burada da var.
Genç bir kadının yanına gittim ve ‘Aydın’a hoş geldiniz’ dedim. ‘Benim kimsem yok, yalnızım’ diye cevap verdi. Sarıldım. ‘Öyle şey mi olur ben varım, yalnız değilsin’ dedim.
Bir haftalık sistematik ve örgütlü çalışmamızın sonunda çocuklarımıza iki çadır ve tam teşekküllü bir oyun, sanat ve öğretici alanı yaratmış olduk. Gökyüzü Çadırı hepimize umut olsun istedik.
Deprem sonrası en çok göç alan illerden biri Ankara. Keçiören’den yazan bir eğitim emekçisi her yerde gündemin deprem olduğunu söylerken, bu yaraları nasıl saracağımızın da cevabını veriyor.
Bizi bu büyük evin içine yeniden sığdıracak yegâne şeyin paylaşmak olduğunu, dışarıda titreyen insanlar olduğu müddetçe hiçbir kalın battaniyenin bizi üşümekten korumayacağını deneyimledik.
Varlığımız güç verdi depremzedelere. İyi insanlar var olduğu sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Yaşasın dayanışmamız, yaşasın birliğimiz…
Dün depremi yaşadık acılı ve öfkeliydik. Bugün ise bunların hesabını soracak ve sormak için örgütlenecek kadar doluyuz…’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.