Dışarıda yağmur, biz de sıcacık çay... Tekstil işçileriyle sohbetimizde bir soruyu ortaya atıyorum: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü deyince ilk aklınıza gelen ne? Gelen kahkaha ile birlikte cevap “Gratis hediye kartı” oldu. Diğer bir işçi de “Ne olsun gül dağıtıyorlar” dedi. Kahkaha attık, geçtik ama hepimiz ciddiyetin de farkındaydık.
HEDİYELERLE GÖZ BOYUYORLAR
Daha önceden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü hakkında hiçbir şeyi bilmediğini söyleyen kadın işçi, "Sadece tek bildiğim kadınlar günü olmasıydı. Ama sonradan öğrendim ki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günüymüş. Bir tekstil fabrikasında çıkan yangınla beraber özellikle kadınların direnişe geçmesiyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ortaya çıkmış. Asıl beni etkileyen bu olmuştu. Çünkü ben de bir fabrika işçisiyim. 8 Mart'ta ben de alanlarda olmayı çok isterdim ama maalesef o gün bile çalışıyoruz, fabrikanın bize yaptığı tek şey bir Gratis kartı. Bütün kadınlar da bu kartın bu seneki limitini merak ediyorlar. 8 Mart deyince yıllarımı fabrikada verdiğim için aklıma ilk gelen de Gratis kartı oluyor" dedi. Bazı fabrikalarda da sadece gül verdiklerini bunun da pek işe yaramadığını söyledi. 2 sene önce de 8 Mart günleri fabrikasındaki kadınlara makyaj çantası dağıtıldığını belirten işçi, "Fabrikada bizim kadınlığımızı vurgulamak için süsümüze püsümüze daha düşkün olmamız gerektiği gibi düşünüldüğü için bize bu tarz hediyeler veriliyor. İşçiler de kirasını, faturasını zor ödeyip kendine bakamadıkları için doğal olarak bu hediyeye çok mutlu oluyorlar. Bize fabrikada 'kadın kadını kıskanır' cümlesini öğretiyorlar. 8 Mart'ta izinli olmayı ben de çok isterim ama o iş yerine kalmış bir şey. Keşke devlet bunu yasallaştırmış olsaydı da bütün kadınlar 8 Mart'ta sokaklarda olsaydık" dedi.
Diğer bir kadın işçi ise 8 Mart’ın, kadınların güçlü mücadelesi ile haklarını kazandığı bir gün olduğunu, 2024 yılında olmamıza rağmen hâlâ bu haklarımızı elimizden almak istediklerini, bunun için de kendi aralarında mücadele içine girdiklerini söyledi. "Durmadan yasa değiştirmeye çalışıyorlar. Biz kadınlar olarak onların ne yapmak istediklerinin gayet de farkındayız. 2024 yılında daha çok taleplerimiz var. 8 Mart'ta da bu taleplerimizi alanlarda bağıra bağıra söyleyeceğiz. En başta biz kadınlar olarak bir güvencemiz yok. Her yerde bir kadın şiddete uğruyor. Bunun için sokaklarda avazımızın çıktığı kadar bağırıp haykırıyoruz. E tabii ki ülkede adalet olmayınca, bizi de arka plana atınca haliyle de iş yerinde kadınlara yönelik taciz ve mobbingin önü açılmış oluyor. Tabii kendi haklarını bilen kadınlar bunun önüne bir şekilde geçmeye çalışıyor. Ki iş yerlerinde kadınların özel hayatlarına dahi karışıyorlar. Bazı fabrikalarda bile kadının servisine binişine kıyafetine bile müdahale etmeye çalışıyorlar" diyerek kadınların özellikle 8 Mart'ta daha güçlü birleşmesi gerektiğini söyledi.
PATRON KÂRINDAN AZALMASIN DİYE 8 MART İZNİ VERMİYOR
Bazı fabrikalarda 8 Mart'ta kadınların izinli olduğunu duyan işçi, "Bizim fabrikamızın yüzde 80'i kadın olduğu için ve o gün izinli olursak patron üretimin duracağını bildiğinden kar edebilmek için bizi işe çağırıyor. Burada da hem işçiye hem de sendikalara iş düşüyor. Fabrikada 8 Mart için kadınlar çok heyecanlı oluyor. 'Sokağa çıkalım! Biz de alanlarda olalım! Taleplerimizi biz de dile getirelim!' diyorlar ama seçimden sonra bu umut daha da kırılmış oldu. ‘Sokağa çıkıyoruz ama bir şey olmuyor’ diyerek pes etme yoluna gidiyorlar. Ama yanlış anlaşılmasın yine de sokağa çıkmak için emek veriyorlar" diyerek fabrikalarda mücadelenin asla durmayacağını belirtti.
Diğer bir kadın işçi de 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olduğunu işçiliğe ilk adımı attığı zaman öğrendiğini söyledi. Bugünün kolay kazanılmadığını belirten işçi, "Bizim de pes etmeye niyetimiz yok. Açlık sınırının altında çalışıyoruz ve en büyük talebimiz, eşit işe eşit ücret olması, fabrikalarda mobbinge maruz kalıyoruz, biz bunu istemiyoruz. Çocuklarımızı evde bırakıp geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalıyoruz. Mesaiye kalmak zorunda kalıyoruz. Biz işçi kadınlar bu yüzden alanlarda olacağız. Eminim o güne mesai yazarlar. Bir de gül dağıtırlar, sesimizi kesmeye çalışırlar ama biz taleplerimizle haykırmaya devam edeceğiz." dedi.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Deprem ve ranta karşı kentte eşitlik için mücadele...
Yaşanabilir kentler, kentte yaşayanların ihtiyaçlarını temel alan yerel yönetimler ile mümkün olacak...
8 Mart’a giderken sömürü dişlilerini mücadelemiz k...
8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü yaklaşırken yoksulluk ve eşitsizlikleri yeniden üreten, sömürü çar...
Nasıl bir sendikaya ihtiyacımız var?
‘Sendikal bürokrasi var diye sendikasızlığı tercih etmek değil, sendikaları taleplerimizi kazanmada...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.