DERGİMİZDEN

'Aynı kapasitede olan ama imkanları farklı olan iki çocuğun bir gününü ele almak isterim. İmkanı olan çocuk dersleri çok iyi dinliyor. Diğeri ise karnının gurultusunu dinlerken dersi dinleyemiyor'

İnsanlığın öfkesini, aşkını, müstehcenliğini ifade ettiği en eski yollardan biri duvar yazıları. Filiz Gür, duvar yazılarını, insanın öfkesini ve arzularını yazdı.

Dergimizin bu sayısında çocukların, kadınların etrafına sarılmaya çalışan kara bulutları nasıl dağıtacağımızı, bu kara bulutların ne amaçla etrafımıza sarıldığını tartışıyoruz. İyi okumalar…

Yetmez! Çağrımızı yineliyoruz, ‘Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek’ eğitimin her kademesinde her çocuğun hakkı...

Yoksulluğu yaratan üretim ilişkilerini hedef almayan, bu üretim ilişkilerinin sürmesinin garantörü olanlara karşı bütünlüklü mücadeleyi ortaya koymayan bir mücadele yoksulluğumuza çare olamaz.

Sadece kendi kardeşim için değil, adını bilmediğim ama duygularıyla konuştuğum ve anlaştığım tüm kız kardeşlerim adına da özgür ve adaletli bir eğitim sistemi istiyorum.

Geçen sene yüz binlerce kadına ulaşan kampanya bir kazanım elde etmiş, Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitimde ücretsiz bir öğün yemek vermek zorunda kalmıştı. Ancak bu bize yetmez.

Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmayışı hayatın her yerinde olduğu gibi eğitim ve çocuk bakım hizmetleri alanında da karşımıza çıkıyor.

50 yıl önceki, kadınların erkeklerle satranç oynayamayacağı, matematikte 4 işlemden öte gidemeyeceği fikirlerinin benzerleri bunlar.

Bütçe laik, bilimsel, nitelikli ve parasız eğitime ayrılsın demek önümüzdeki dönem bütçe görüşmeleri başlamadan da önemli bir yerde duruyor.

İstanbul’un Esenyalı Mahallesi’nde kadınlarla yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasına dair konuştuk. Kadınlar ücretlere tepkili, eğitim için endişeli.

Bir mesai gününde Anna ile İstanbul Aydın Üniversitesinde okuma koşullarını, Kadın Araştırmaları Kulübünde dayanışmayı konuştuk.

1 Eylül Dünya Barış Günü; emperyalizmin yıkıcılığı, vahşeti ve buna karşı emekçilerin, işçilerin verdikleri mücadeleyi hatırlatmak ve büyütmek açısından büyük önem taşıyor.

Kadınlar için adeta bir var oluş mücadelesine dönüşen bu süreçte tek bir hakkımızdan dahi vazgeçmemek için her alanda birleşerek yol almamız kaçınılmaz. Bu mücadeleyi hep birlikte büyütelim.

Karanlık sokaklar işçi kadınlar için güvensizlik yaratıyor, kadınlar arkalarına bakmadan yürümek istiyor.

Kadınlar kendi gölgelerinden korktukları bir hayat yaşamak istemiyor.

Sürekli tacize uğramak, tacize karşı sesini yükselttiğinde aşağılanmak, ev işinden daha çok yoruyor kadınları.

Çekin elinizi haklarımızdan ve hayatlarımızdan, biz kadınlar insanca yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Nafaka hakkımızı savunuyoruz, kadınların ve çocukların nafakası artırılsın istiyoruz!

Jina hareketinin birçok kazanımla birlikte İran’da ve dünyada kadın hareketi için bir mücadele deneyimi ve mirası bırakacağı ortada.

‘Bant sistemi olarak çalıştığımız için çıkarttığımız telefon sayısını sürekli yükseltiyorlar. Nefes bile alamıyoruz artık…’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.