DERGİMİZDEN
Online eğitim, üniversite öğrencileri için verimsizliğe işaret ederken üniversite okuyan kadınlar için yalnızca verimsiz bir eğitim hayatına işaret etmekle kalmıyor.
Ege Üniversitesi’nden Sözdar’ın üniversite okumak ve iyi bir eğitim almak için tek başına verdiği mücadele dönüp dolaşıp “kutsal aile” ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine takılıyor.
Online eğitim ile sadece eğitimin nerede nasıl yapıldığı değişmiyor. Topyekûn gençliğin, özellikle de genç kadınların hayatları değişiyor.
İzmir depremini yaşayan biz kadınlar bu dayanışmayı en iyi anlar, anlatır deyip dayanışmanın sürekli ve organize şekilde olması için ne yapmalı onu tartışıyoruz.
Depremzede kadınlar enfeksiyonu tetikleyen durumların tümüyle yaklaşık bir aydır karşı karşıyalar. O yüzden depremzede kadınlar arasında, kötü kokulu akıntı, kaşıntı gibi şikayetleri sık duyuyoruz.
Yaşamak için de kaygı duymayacağımız bir gelecek hayalimiz için de artık örgütlü olmaktan başka çaremiz yok. En çok da bugünlerde bunu en derinden hissediyorum…
Tüm kadınları bu kız kardeşlik köprüsüne katılmaya, hayatı hep birlikte yeniden kurmaya çağırıyoruz…
İçine girdiğimiz süreç bir yandan da taleplerin en çok görünür olacağı, yan yana gelişlerin en kolay yaşanabileceği bir dönem olacak.
İçine girdiğimiz süreç bir yandan da taleplerin en çok görünür olacağı, yan yana gelişlerin en kolay yaşanabileceği bir dönem olacak.
Kadınların başörtüsü, kılık kıyafeti yıllarca sadece Türkiye’de değil dünyanın farklı bölgelerinde kadınlar için değil hükümetlerin ideolojilerinin dayatılması aracı oldu. Peki gerçek laiklik nedir?
Anlatacağımız, “iktidar” denen şeyin “kimin” eline geçtiğine bağlı olarak kadınlar açısından nasıl “değiştirici” bir güç olduğu ve olabileceğiyle ilgili…
İzmir’den üniversite ve lise öğrencileri AKP tarafından gündeme getirilen Anayasa değişikliği teklifi üzerinden ilerleyen tartışmalara dair fikirlerini Ekmek ve Gül’e yazdılar.
Bazı karşılaşmaların ortaya çıkardığı dayanışmaların nasıl kadınların hayatını kurtardığına, nasıl yoluna soktuğuna dair sadece bir örnek Gülsuyu’ndan anlatılan…
Tüm sorunların çözümünü sandık ve seçime sıkıştıranlar, iki çocuk annesi Reyhan’ın hayatta kalması için “bekle” çağrısı yapıyor. Peki faturalar bekler mi?
Güneşin doğuşundan batışına kesintisiz dönen bir evrende biz işçiler nerede nefes alıp, nerede aldığımız nefesle ne kadar yol yürüyebileceğimizi daha çok birlikte bulabiliriz.
Beste Bir Halk Eğitim Merkezinde ücretli öğretmenlik yapıyor. Hayata karşı verdiği mücadelede tek isteği insanca yaşam ve adalet.
İster memur olsun ister sözleşmeli ister işçi, belediye emekçilerinin hiçbiri aldığı ücretten memnun değil. Emekçiler kayıplar artar, gelecek kaygısı karamsarlığa sürüklerken ‘ne yapmalı’ diye soruyor
Hayat cenderesinde kendine bir saat bile ayıramayan kadınlar geçinemiyor: ‘Ben Sibel, çocuklarımı okutmak ve hayatımızı devam ettirmek için 3 işte çalışıyorum.’
Gitgide zorlaşan hayat mücadelesi Hacer, Zahide ve Ayşe’yi oldukça yıpratıyor. Geçim derdi, psikolojik baskılar ve seçim kadınların gündeminde.
8 Mart’ı kim, nasıl ilan etti? 8 Mart’ı 8 Mart yapan ‘öz’ neydi? Tarihi arka planıyla 8 Mart’ı emekçi kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesi günü yapan konferanslar, eylemler, grev ve direnişler…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.