DERGİMİZDEN
Örgütlü işyerlerinde ek zam talebiyle greve çıkan işçilerin grevleri, milli güvenlik gerekçesiyle yasaklansa da işçilerin bu yasağı tanımayarak direniş haklarını kullanmaları bizlere umut oluyor.
Bizim bizim emeğimiz olmadan bizi sömürenlerin bir gücü yok! Sömürenin kaybedeceği milyonları var, bizimse eğer mücadele etmezsek insanlık onurumuz…
Örgütlü, örgütsüz fabrikalarda çalışan kadın işçilerin şu sıralar en önemli gündemi ücretler. Ek zam talep eden işçiler sendikayı harekete geçirmeye çalışıyor...
‘Çocuk sahibi olabilmem için tüp bebek tedavisi görmem lazım, ama işyerinden kesinlikle izin alamıyorum.’
Özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan İrem sendikalı oldu, hakkını aradı, “ahlak ve iyi niyete aykırılık” koduyla işten çıkarıldı. İrem “hakkımı sendikamla arayacağım, yalnız değiliz” diyor.
Kimi öğretmenler yemeğini ve çayını evden getiriyor. Önceleri okullarda bunu sadece kadın öğretmenler yapıyordu, şimdi erkek öğretmenler de yemeğini ve çayını evden getirmeye başladı.
Çeşitli okullarda rehberlik yapan öğretmenlerle bir araya gelip çalışma koşullarının zorluğuna ve gelecekten duydukları kaygılara dair sohbet ediyoruz.
‘Ben tanıdım, tanıdıkça güvendim. Birbirimize ihtiyacımız var, kapıdan da kovsanız, bacadan girer yine de anlatırız, dinleriz, yan yana geliriz…’
Evime en son ne zaman kırmızı et aldığımı hatırlamıyorum. Çocuğum benden bir şey istediği zaman ‘Tamam çocuğum, aylık aldığım zaman alırım’ diyor, çocuğumu öyle avutuyorum.
16 yaşında evlenen ev işçisi Güneş’in hayattan en önemli beklentisi kimseye muhtaç olmadan yaşamak, çocuklarına iyi bir gelecek sunmak...
Okulda dersler bittikten sonra öğrenme ve konuşma güçlüğü olan üç öğrenciye destek eğitim veriyorum… İleri düzey konuşma güçlüğü olan öğrenci bile ‘yemek’ ve ‘acıktım’ demeye başladı.
Toplumsal hayat her yönden bu kadar zor ve pek çok kötülükle malulken annelerin dışarıda akan bütün bu hayata ellerindeki kısıtlı imkân ve zamanla karşı koymaları mümkün değil.
Bir kadının fizyolojik ve psikolojik olarak bir doğumdan diğerine hazırlanması üç yılı bulur. Bu süre düşerse düşerse anne tükenmesi dediğimiz fizyolojik ve psikolojik sağlığın bozulması ortaya çıkar.
“Zamanı tüm bedenimle bir başka türlü ölçtüm. İnsanın neler yapabileceğini, hem de her şeyi yapabileceğini keşfettim...”
Estha ve ikiz kardeşi Rahel’in etrafında dönen anlatıda, anneleri Ammu aracılığı ile kadın olmanın zorlukları her bakımdan gösterilir.
Ağır çalışma koşullarına karşı sendikalaşan ve işten atılan Barutçu Tekstil işçisi kadınlar direnişte “biz” olmanın ne kadar güçlendirici olduğunu öğrenmişler.
Bu ay dergimizde çocuk istismarı dosyası açıyoruz. Ayrıca tarikat cemaatlerin kadınların hayatına etkileri, anayasa değişikliği tartışmaları, asgari ücret zammına kadın işçilerin tepkileri yer alıyor.
2022 yılı kadınların öfkeleriyle korkuyu yırtıp attığını gösterdi. 2023 yılının ilk Ekmek ve Gül’ünü de kadınların 2023’e bıraktığı öfke, cesaret ve tartışmalar ile dolduruyoruz.
Gizli koalisyon ortağı olarak kanatlarının altına alan, her birini okul, yurt, kuran kursu açmaya yönlendiren iktidar bunları sürekli olarak yüreklendirdi.
Kadınların nasıl ve kime ibadet edeceklerini nasıl, koşullarda çalışacaklarına kadar karar veriyorlar. ‘Azla yetin patrona itaat et’ diyorlar.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.