DERGİMİZDEN
'Bu süreç bize gösterdi ki yaşamak için yemek yemek, barınmak, su içmek ne kadar elzemse; daha iyi bir gelecek ve hayatta kalabilmek için de örgütlenmek o kadar elzem.'
Son dönemde tüm Türkiye’de yaygınlaşan madde bağımlılığı ve satıcılığı Diyarbakır’da da oldukça yaygınlaşmış durumda. Özellikle Bağlar, Sur ve Ben u Sen’de.
Farhadi, beyaz bir yalanla başlayan yolculuğun büyük bir vicdan azabına dönüşmesini ilmek ilmek işliyor bu filmiyle.
Ev aynı, eve yatırım yok, kiracıya eziyet çok. 2 bin 500 liralık ev kiramı ev sahibi 7 bin lira yapmak istiyor.
Sınıf anneleri yalancı öğretmen rüyasından uyanıp gerçek hayata, gerçek çözüme, gerçek taleplere dönmeli yüzünü.
Bazı sendikalara ve Mili Eğitim Bakanlığına göre bir öğün ücretsiz yemek ekonomik bir yük fakat öğretmenleri tek tipleştirmek için beyaz önlük hediye edilmesi ekonomik olarak göze gelmiyor.
Bundan önceki dönemde siyasetle, ülkenin koşullarıyla hiç ilgilenmemiştim. Çünkü benim param bana yetiyordu. Yağımda kavruluyordum. Gerisi de beni ilgilendirmiyordu. Ne kadar da yanlışmış.
Bu memleketin içinde sürüklendiği umutsuzluk haline rağmen kız kardeşlerimiz umuda ışık tuttular. Antakya’dan yükselen sese Küçükçekmece’deki kadınların vereceği cevap hepimiz için çok önemli.
Küçükçekmece Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar anlatıyor: Umutsuzluk değil değişimin anahtarı bizde…
Beslenme hakkı ne bir lütuf ne bir sosyal yardım konusu. Tekrar hatırlatıyoruz bu bir hak! Çocuklarımızın aç kalmamasını sağlamak da devletin en temel görevi.
Beslenme hakkı ne bir lütuf ne bir sosyal yardım konusu. Tekrar hatırlatıyoruz bu bir hak! Çocuklarımızın aç kalmamasını sağlamak da devletin en temel görevi.
Annelik görevi(!), ekonomik politikaların bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Bunların karşılık bulabilmesi, kadının siyasal haklarına yönelik saldırıyı da zorunlu kılıyor.
Hesap belli; bir işçi ailesinin sadece kendi üyelerinin, yani anne babanın yerine geçecek kadar işçi üretmesi Türkiye gibi bağımlı kapitalist ülkeler açısından kabul edilebilir değil.
Uygun aile yapısı diye tanımladıkları aile formatının içinde; çok eşlilik, kadının çalışmaması, evinde oturup kocasının gönlünü hoş etmesi, bir de çokça çocuk doğurması var.
‘Ek zam talep ettik diye aylardır yönetim adeta ‘ava’ çıktı, bu iş kimin başının altından çıktı diye.’
‘Bu ülkedeki yoksulluk sınırı 42 bini bulmuşken hiç utanmadan taban ücreti 65 lira olarak belirlendi. Sendika yeni sözleşmeyi bizden gizliyor.’
UNO ve DFU’da çalışan kadın işçiler 12 saat çalışma koşullarına tepkili: Kronometreyle çalışıyoruz, hasta olduğumuzda baygınlık geçirmemize rağmen izin alamıyoruz.
‘Ben ve işçi arkadaşlarım ek zam talebimiz için mücadele etmeye kararlıyız. Bizim keyfimiz kaçacağına Kurukahveci Mehmet Efendi patronunun keyfi kaçsın’
‘Yoksulluktan dolayı çocuklarımızı mahalledeki merdiven altı sübyan okullarına, vakıf, cemaat, tarikat okullarına göndermek istemiyoruz. Mücadele etmemiz lazım’
Öğretmen atmalarının önü kesiliyor, ekonomik koşullar özel sektörlere mahkum etmekten başka bir yol sunmuyor
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.