Geçtiğimiz günlerde mahallemizde yaşayan Öznur Akkaya eşi tarafından katledildi. “Kadın evini çocuklarını bırakıp gitmiş. Kocasını bırakıp başka bir adama kaçmış.” Kim demiş bunu? Ali Mehmet’e, Mehmet Veysel’e söylemiş... Kim nereden biliyor bunu? Ailesini tanıyan var mı, yok. Kadın yıllarca evinin içinde yaşadıklarını, onu ayrılmaya iten sorunları anlatmış mı? Meryem Ayşe'ye belki. Belki de anlatamamış.

Toplumumuzda bir kadın öldürüldüğü zaman arkasından birçok şey söylenir, önce ahlaki durum anlatılır sonra kadın üzerinden aralarında konuşulur ve kadın nasıl haksız düşürülür onun laf kalabalığı yapılır.

Bizler Küçükçekmece Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği olarak sesimizi duyurup gücümüzü yan yana gelebildiğimiz kız kardeşlerimizden almaya çalışıyoruz. Katledilen kız kardeşimiz ve bütün katledilen kadınlar nezdinde, bir kadın daha öldürülmesin diye Öznur Akkaya’nın katledildiği yerde bir eylem düzenledik. Sesimizi çıkararak yetkililere seslendik. Ama çevrede kadını haksız çıkarmaya çalışan konuşmalara tanık oldum. “Adamı aldatıyor, çocuklarını bırakıp kendi keyfine dolaşıyor” diyor birileri. Üstelik bunları konuşan kişiler “Senin oğlunun başına gelse ne yaparsın” diye de nasihatte bulunuyor. Toplumdaki bu yargıları kadınlar olarak birlikte ses çıkartırsak ve tepkilerimizi birlikte güçlendirirsek değiştireceğiz. Bizlerin de bir insan olarak yaşama hakkımız olduğunu göstereceğiz. Kadın namusun objesi değildir, bizlerin de kendi hayatlarımız için söz söyleme ve özgür yaşama hakkımız var.

Fotoğraf: Evrensel