Kadıköy- Tavşantepe metrosunda, Kadıköy yönüne ilerleyen tren Bostancı durağında beklediği sırada, elinde bıçak taşıyan bir erkek, etrafa küfürler savurarak bir kadının üzerine yürüdü.  Bıçak sallayarak tehditler savuran saldırganın sosyal medyaya düşen görüntüleri kadınlar tarafından öfkeyle karşılandı. Yıldız Teknik Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğundan (YTÜ KAÇAT) kadınlar yaşanan bu olayın kadınların artık en işlek toplu taşımalarda bile yaşamlarının risk altında olduğuna dikkat çekerken bunun karşısında sinmemenin, yan yana gelmenin gücünü hatırlamanın ve var olan haklarından vazgeçmemenin önemine dikkat çekiyorlar.

‘UMUTSUZLUĞA KAPILIRSAN BU KALABALIĞI HATIRLA’

 Hatice, “Bundan birkaç sene önce bir video görmüştüm, bir kadın şiddet görüyordu. ‘Allah’ım yeter, lütfen şiddet görmeyelim artık’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Geçen sene bir video gördüm, ‘Ne zaman bitecek bu şiddet?’ diye düşündüm. Sonra İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçildi. Gece boyunca başka bir şehirdeki kuzenimi sakinleştirmiş varla yok arasında uyumuştum. Abim odama gelip beni ne olduğunu bilmeden güldürmeye çalışıyorken girdiğim ağlama kriziyle ona durumu anlatmıştım. O da korkuyla beni sakinleştirdi. Gün geçtikçe öldürülüyorduk, mutsuz hissettiğimizde arkadaşlarımla birbirimize ‘mutsuzuz evet ama olur da bir gün intihar ettiğimi duyarsanız hakkımı arayın bu bir cinayettir’ diye uyarılar bıraktık. Bu uyarılar sonradan ‘çok mu paranayoklaşıyoruz?’ diye düşündürttü” diye başladı söze. Ama aslında paranoyaklaşmadıklarını, kadınların bir korku atmosferine nasıl hapsedildiğini şöyle ifade ediyor: “Şimdi bakıyorum sokakta kılıçlarla öldürülüyoruz, koca koca bıçaklarla tehdit ediliyoruz. Merak ediyorum, bir kadını şiddetten korumaya çalışırken karşısındaki kişiyi bıçaklayan Kadir yanında çakı taşıdığı için bile suçlanıp ceza almışken metroda küfür kıyamet bıçak sallaya sallaya şiddet uygulayan o herifin ceza alması için biz neden sosyal medyayı ayağa kaldırmak zorundayız? Merak ediyorum bizim korkmadan girebileceğimiz bir alan, bir ortam kalacak mı? Böyle olaylarda (yani sık sık), aşırı depresif bir hale bürünüyor resmen tetikleniyorum.” Bu tabloda umut bulduğu, güçlü hissettiği anlara dair Hatice, “Sonra döviz üzerinde yazan ‘Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla’ sloganını görüyorum. Bu erilliğe, bu şiddete, bu engellemesi gereken organizmalar tarafından göz yumulan vahşete karşın biz yaşayacağız. O yüzden ümitsizliğe kapılan her kadına ‘o kalabalığı hatırla’ demek istiyorum” diyerek tüm kız kardeşlerine umudun kendileri olduğunu hatırlattı.

YAŞAMA HAKKIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR

Betül ise en işlek toplu taşımada geçen bu görüntülere dair “Anlıyoruz ki can güvenliğimiz tehlikede. Sadece gündelik yaşamımıza devam ederken ‘güçsüz’ atfedilerek şahsımıza psikolojik ya da daha da ilerisi fiziksel saldırıda bulunulabiliyor. Bunların da ötesinde bu durumdan sadece haberdar olabiliyoruz. Elimizden bir şey gelmemeye devam ediyor ya da elinden bir şey gelebilecek mevkiler sükunetini, ortada mevzu bahis bir can değilmişçesine koruyabiliyor” diye konuştu.  “Artık zaten bizlerin olan hakları da savunmayı geçerek temel hakkımız olan yaşama hakkının bizlerden bu kadar kolay alınmamasını talep ediyoruz” diyen Betül, “Yarın izlediğimiz videodaki kadınlar olabileceğimizin korkusuyla güvensizce yaşamaktan yorulduk!” diye tepkisini dile getirdi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül