‘Tek isteğim bu dipsiz kuyudan çıkmak için umut ışığı’
Geçinemediğini, çocukların masraflarını karşılayamadığını anlatıyor Fatma. Hayatın gerçeklerini, çay ve simit üzerinden bir ailenin geçim hesabını yapanların suratına vuruyor adeta.

Hem engelli eşine, hem iki kız çocuğuna tek başına bakan bir kadın Fatma. Yaşam mücadelesiyle geçen 45 yılı geride bıraktı. Evlere temizliğe gitmekten tutun, sokakta çorap satmaya kadar uzanan bir öykü bu. Hayatın gerçeklerini, çay ve simit üzerinden bir ailenin geçim hesabını yapanların suratına vuruyor adeta. Geçinemediğini, çocukların masraflarını karşılayamadığını anlatıyor Fatma sohbetimizde bize. Fatma, şuanda ev kirasını ödeyebilmek için sigortasız ve asgari ücret bile almadan bir mağazada çalışıyor. “Hayat bana hiç adil davranmadı. Tek istediğim, düştüğüm bu karanlık dipsiz kuyudan çıkmak için bir umut ışığı” diyor.

Evlendiğinde eşiyle birlikte mutlu olduklarını, iyi kötü çalışıp kazandıklarını anlatan Fatma, “Ne zaman ki eşimin kalp hastalığı ortaya çıktı, hayatımız bir anda tepetaklak olmaya başladı. Eşim ameliyat oldu. O arada ilk kızım doğdu. Ben çocuğa, eve ve eşime tek başıma bakmaya başladım. Hem sokakta çorap, çamaşır satıyorum hem evlere temizliğe gidiyorum, bu arada yapabileceğim başka işler de arıyorum ama yine de yetemiyorum” diye anlatıyor ilk zamanlarını.

‘TEK BAŞIMA YETEMİYORUM’
Eşinin rahatsızlanmasıyla iki kişi ilerledikleri bu yolda yalnız kaldığından bahsediyor Fatma. Eşi kendisinden habersiz kredi kartı çıkartıp, borca ihtiyacı olduğunu söyleyen bir arkadaşına bu karttan para verip geri alamayınca ve kredi kartını hiç geri ödemeyecekmiş gibi kullanınca eve icra geliyor. Her şeyden habersiz Fatma, eve gelen icrayla şoka giriyor. “Çocuğumun rızkından kestim de bunca yokluğun arasında o borcu da ben ödemeye çalıştım” diye ifade ediyor durumunu. Eşi dört kez kalp ameliyatı olmuş ve yetmezmiş gibi bir de ayaklarında kemik büyümesi rahatsızlığı oluşmasıyla çalışamaz hale gelmiş. En sonunda da ayak parmakları kesilmiş.

O günleri şöyle anlatıyor Fatma: “Bütün bu ameliyatlar, ayak parmaklarını kaybetmesi eşimin iyice psikolojisini bozdu, akli dengesini kaybetmeye başladı. Evin içinden çıkmaz olmuştu. Dışarı çıkayım da iş arayayım diye uğraşmıyor, salondaki koltuktan kalkmıyor. Önüne yemek koyuyorum, yemeği yemiyor. Kuru ekmeği alıp kemiriyor, sonra ben doydum deyip tekrar koltuğa yatıyor. Aniden sinirlenip bana ve çocuklara eline ne geçerse fırlatıyor. Ben tek başıma neyi ne kadar yapabilirim ki?”

‘BELEDİYE YARDIM TALEBİNİ REDDEDİYOR’
Fatma neler yaşamamış ki? Eşi, çocuklarını bıçaklamaya çalışmış, kaç defa kendisine ve çocuklara sandalyeler, bardaklar fırlatılmış, eşini malulen emekli etmeye çalışmış, olmamış. Belediyeden yardım istemiş, yetkili kişiler evin içinde inceleme bile yapmadan oturdukları semt lüks diye yardım talebini reddetmiş. Eşine iş bulmaya çalışmış, sakat diye iş vermemişler. Faturayı ödeyemediği için elektriği kesilmiş. Günlerce çocuklarla karanlıkta kalmış. İş yerinden faturayı ödemek için avans istemiş, vermemişler. “Akşam evde pişirecek aşım yok” demiş, kimse yardım etmemiş. Kış günlerinde gazsız kalmış, çocukları “Annem işten gelince üşümesin” diye battaniye altında yatağı ısıtmış. Çocuklarıyla sabahlara kadar sokakta kalmış. Zaman zaman intihar etmeyi bile düşünmüş.

‘ALTI AYDIR KİRAMI ÖDEYEMİYORUM’
Fatma, “Herkes bana ‘boşan bu adamdan’ dedi ama hem vicdanım el vermediği için hem de ileride çocuklarım bana ‘senin yüzünden biz babasız kaldık’ der, beni suçlarlarsa diye düşündüm. Küçüklerdi, onlara bunu yaşatmak istemedim, ayrılamadım.” diye anlatıyor bunca zorluğu tek başına göğüslemesini. Vefat eden babasından küçük bir miras hakkı kalmış. O parayla başlarını sokacakları kendi evleri olsun istemiş. Eşinin de “Söz veriyorum, bende çalışacağım, ödeyeceğiz” sözlerine de güvenerek miras parasının üzerine kredi çekerek ev almış. Eşi çalışmayınca bu yükü de tek başına sırtlanmış ama bu sefer altından kalkamamış. “Krediyi ödeyemedim. Evi satıp tekrar kiraya taşındım. Altı aydır ev kirasını ödeyemiyorum. Eşime ‘İşe gir, çalış’ diyorum ‘Ben çalışamam, herkesin karısı çalışıyor sen çalış da bana bak’ diyor. ‘Boşanmak istiyorum senden git evden’ diyorum. Bu sefer de ‘Nereye gideyim? Gidecek yerim yok, seni de çocuklarımı da bırakmam, nereye gidersen peşinden gelirim’ diyor. Şuan da aynı evde iki yabancı gibiyiz yüzüne bile bakmıyorum ama gitmiyor” diye anlatıyor yaşadığı süreci. Ev sahibinin kirayı ödemesi için bir ay zaman verdiğini, ödemezse zorla kapıyı açtırıp eşyaları sokağa attıracağını anlatan Fatma yine de bunca zorluğun karşısında mücadele ediyor. Fatma: “Ben düştükçe daha da dibe çekmeye çalışıyorlar. Benim cebimde para yok. Hele ki bir de ben anneyim. Yine de hayata tutunmaya çalışıyorum” diye anlatıyor.

İlgili haberler
Sosyal yardımlar yoksulluğa yama yapılıyor

Yardımlar adeta yoksulluğa yama yapılırken Prof. Dr. Meryem Koray, sosyal yardımların kadınları güçl...

Çorlu’da kadınlar buluştu: ‘Artık yoksulluk sınırı...

Çorlu Ekmek ve Gül Grubunun düzenlediği kahvaltıda buluşan kadınlar krizin etkilerini konuştu: ‘Hami...

Kuştepe’de halk yoksul, çocuklar geleceksizliğe ma...

Kuştepe’ de çocuklar geleceksizlikle karşı karşıya, gıda yetersizliği ve barınma koşulları sebebiyle...