Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim üyesi iken Ç.B adlı kadına tecavüzden tutuklanan ancak kısa süre sonra serbest bırakılan Prof. Hasan B’nin 13 yıl önce taciz ettiği öğrencisi S.H.  konuştu.
“Eğer 13 sene önce bana yapılanlara karşı YÖK ve üniversite yönetimi sessiz kalmak yerine müdahale etmiş olsaydı Ç.B. adlı o kadın bu travmatik olayları yaşamayacaktı” diyen S.H. “Haberi duyduğumda Hasan B’den daha çok bu olayın üstünü kapatan ve sessiz kalanlara öfkelendim. Bu kadının başına gelenler onların susmaları yüzünden oldu” dedi.

‘OKULU BIRAKMAYI DÜŞÜNDÜM’

Yüksek lisans eğitimi boyunca Hasan B’nin danışman hocası olduğunu, bu dönemi sözlü tacizlerle atlattığını ama tez düzeltmeleri sırasında cinsel tacize uğradığını söyleyen S.H. yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben hep odasına yalnız gitmemeye çalışıyor, erkek arkadaşlarımdan beni yalnız bırakmamalarını istiyordum. Fakat artık bu iş fiili tacize dönüşmeye başladı ve ben hocayı iterek odadan çıktım.” Bu olaydan sonra tezini bitirmek için hocayla görüşmesi gerekmesine rağmen okula bir süre gidemediğini belirten S.H., “Bir daha tacize uğrayacağımı bile bile odasına gidemezdim ama tez aşamasındayım gitmem lazım. O dönem kürsü başkanımızın yanına gittim ve okulu bırakmayı düşündüğümü söyledim. Bunu der demez ‘Dur bakalım. Hasan sana ne yaptı bir anlat’ dedi. Susmadım ve taciz nedeniyle danışman değişikliği istedim. Eğer danışmanım değişmeseydi okulu bırakacaktım” dedi.

‘DAVA AÇTIM, PROFESÖRLÜK VERDİLER’

S.H’nin verdiği dilekçe üzerine okulda Hasan B. hakkında soruşturma başlatıldığını belirten S.H. “Hatta benim şikayetim sırasında doçentti, taciz şikayetimden sonra da profesörlük verdiler. Bu yüzden üniversiteye de dava açmak istemiştim” ifadelerini kullandı. Son tecavüz olayının ardından YÖK’ün Hasan B. hakkında soruşturması devam ederken hızlı bir şekilde emekli edildiğini de değinen S.H. “Dilekçe vermesiyle emekli edilmesi arasında bir iki gün var. Kimse bu kadar hızlı emekli edilmemiştir” dedi.

‘SERBEST BIRAKILMASI SUÇSUZ ALGISI YARATIYOR’

Son tecavüz olayını duyunca sinir krizi geçirdiğini ifade eden S.H, “Eğer 13 sene önce sessiz kalmak yerine müdahale edilmiş olsaydı Ç.B., bu travmatik şiddeti yaşamayacaktı. Haberi duyduğumda Hasan B’den çok bu olayın üstünü kapatan ve sessiz kalanlara öfkelendim” dedi. Son yaşanan olayda kadınların gösterdiği tepkinin sevindirici olduğunu ve Hasan B’ye verilecek en iyi ve tek cezanın hapis cezası olduğunu belirten S.H, “Çünkü serbest bırakılması birçok kişinin gözünde ‘suçsuz’ algısı yaratıyor. Adaletin olmadığını hepimiz biliyoruz ama umarım adalet sağlanır” dedi.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ VE YÖK’E TEPKİ
Tecavüz haberlerinin ardından dekanlığın, “Biz olayların üstünü kapatmadık şimdiye kadar bize başvuran olmadı” açıklamalarına da tepki gösteren S.H, “Benim onlarda yıllar öncesinden yazılı belgem var. O zaman neden bunları yapmadınız. Buna neden ‘dur’ demediniz. Hasan B. kadar, bunu bilip de sessiz kalanlar da suçlu. Ç.B’nin başına gelen bu olayda herkes suçlu. 13 yıl önce Hasan B’ye verilen cezayı hafifleten YÖK başkanı da dahil. Benim şikayet sonucunda açılan soruşturmada B’nin suçu YÖK tarafından sabit bulunmasına rağmen sadece ‘uygunsuz ve dikkatsiz davranıştan dolayı maaştan kesme cezası verilmiştir’ denildi. Benimle resmen dalga geçtiler” diye konuştu.