Tacize karşı hafif-ağır demeden bir direncin olduğunu bilsinler istiyoruz
Pırıl ve Dicle hem evlerinde kendilerini gizlice izleyen adama karşı hem de polise, bekçiye, mahalleliye karşı mücadele ediyor; 10 Ekim’de görülecek davaları için de dayanışma çağrısı yapıyorlar.

Pırıl K. ve Dicle P. 2018 yazında Ankara Cebeci’de giriş katındaki yeni evlerine taşındıktan birkaç gün sonra bir adamın kendilerini izlediğini fark ettiler. İlk fark ettiklerinde bu kişiyi yakalamaya çalışmışlar; “Hemen polise başvurmadık çünkü kaç tecavüz davasında takipsizlik verildiğini, delillerin karartıldığını biliyoruz. Davanın bizim işimizi çözmeyeceğini, kadın eliyle cezalandırmamız gerektiğini düşündük.”

İki kadın 4-5 ay uykusuz gecelerle dolu günler geçirdikten sonra çevredeki kameralara ulaşabilmek için konuyu karakola taşıyınca mahallede başka kadınların da benzer şekilde tacize uğradığını öğrendi. Karakola can güvenliklerinin tehlikede olduğunu belirtmelerine rağmen hiçbir koruma kararı verilmezken, 90 günlük uzaklaştırma kararı da sadece evde penceresi bahçeye bakan Pırıl için çıkartıldı. Sonunda konuyu yargıya taşıyan iki kadın, sosyal medyadan kamuoyu oluşturmak için 10 Ekim 2019 günü saat 10.55’te görülecek ilk duruşma öncesi destek çağrısı yaptı. Biz de Pırıl ve Dicle ile buluşarak yaşadıkları taciz, karakol ve mahkeme sürecini dinledik.

UYUYAMADIĞIMIZ GECELER BAŞLADI
Pırıl, İ.V.Y. ile ilk olarak gece bir civarında uyumak için yatağına girerken karşılaşıyor. “Karşı taraftan biri taş atıyor, fener tutuyor. Sonrasında uyuyamamaya başladım” diyen Pırıl, diğer apartmanlardaki kadınlardan yardım istemeye karar verdiklerini anlatıyor. Kendi apartmanlarında olmasa da karşı apartmanın kamerasının olduğunu fark eden kadınlar apartman yöneticisiyle görüşüyorlar. Apartman yöneticisi polis kararı istiyor.

‘EVİMİZE BAKARAK MASTÜRBASYON YAPIYOR’
Pırıl ve Dicle, karakola 4-5 kadınla birlikte gidiyorlar. Kamera kayıtlarına ulaşılmasının ardından ise görüntüler tam bir felaket. Pırıl, “İ.V.Y. bahçeye giriyor, bizim eve doğru durmuş vaziyette, mastürbasyon yapıyor. Eğilip kalkıyor, görünmemeye çalışıyor. Yarım saatlik bir video var ama bize iki dakikasını gösterdiler. ‘Bir sıkıntı olduğunda polisi arayın’ dediler” diye anlatıyor.

‘MAHALLEDEN BAŞKA BİR KADIN ADAMI YAKALIYOR’
Süreç devam ederken mahallede başka bir kadın bir adamı bahçesine tuvalet yaparken yakalıyor. Uzun süredir bahçesine bilinçli bir şekilde tuvalet yapıldığı yönünde şikayette bulunan kadın, adamı kolundan tutarak, polisi çağırıyor. Karakolda ise o adamın Pırıl ve Dicle’yi taciz eden kişi olduğu anlaşılıyor. Pırıl ve Dicle için böylece yeni ifade süreçleri başlıyor. Pırıl şöyle anlatıyor: “Mastürbasyon videosunu görmüştük, taciz edildiğimizi söylüyoruz ama ‘Taciz olarak belirtmeyiz’ diyorlar. Çünkü taciz olabilmesi için bu kişinin özel bölgelere ellemesi ya da özel bölgelere yönelik küfür etmesi gerekirmiş. Ben de ‘Bir yerlerime ellemesi zaten tecavüz edebileceği anlamına geliyor. Benim için bu bir tehdit başka ne yapabilirim, hayati tehlikem var’ dedim. Gece yarısı savcıyı aradık. O da taciz olarak değerlendirilemeyeceğini, ama mahkemede bunu değiştirebileceğimizi söyledi. Savcı böyle deyince ifadem bu şekilde alındı.”

AYNI TEHDİTLE YÜZ YÜZE OLAN DİCLE İÇİN UZAKLAŞTIRMA YOK
Pırıl’ın ev arkadaşı Dicle ise tanık olarak yazılıyor. Koruma kararı için ısrar ettiklerini söyleyen Dicle, “Aynı evdeyiz ama ancak ‘Adamı yakalayan kadın veya Pırıl haber ederse geliriz’ dediler. Uzaklaştırma kararı onlar için sadece. Benim odam içeri tarafta, Pırıl’ınki bahçeye bakıyor. Beni tanık olarak yazdılar o yüzden. Ben evde tek başımayken geldi maalesef. Uzaklaştırmada kanıt istiyorlardı, geldi ama kanıtlayamadık. Kaçacak yolları, yerleri net bir şekilde biliyor ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyordu” diye anlatıyor.

KORUMA VEREMEYİZ, ‘BEKÇİYİ DAHA SIK GEZDİRİRİZ’
Koruma kararı çıkartamayan iki kadına, ‘Bekçiyi daha sık gezdiririz’ cevabı veriyorlar karakoldan. Sonrasını Pırıl anlatıyor, “Benim isteğim sürekli birinin olmasıydı, gelen adamın orada olduğunu tespit edemezsem uzaklaştırmanın ne anlamı kaldı. Adam bir sürü yöntem düşünüyor. Apartmanın sensörlü ışıkları yansın diye kedileri gönderiyor önce, böylece kendisini fark etmeyelim istiyor.” İ.V.Y. ilk ifadesinin alınmasından bir saat sonra karakoldan bırakılıyor, kamera görüntülerinden ve kendisinin teşhisinden habersiz ilk ifadesi ise şöyle: “Çocuğum olmuyor, çocuk sevdası ile yanıp tutuşuyorum, çok dertliyim, o yüzden arkadaşlarla buluşup içiyoruz. Eve giderken tutamıyorum, bahçelere gidip tuvaletimi yapıyorum.”

AYNI MAHALLEDE UZAKLAŞTIRMA KARARINA RAĞMEN BİR KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Pırıl, karakola gittikleri gece Kıbrıs Caddesi’nde bir kadının 40 yerinden bıçaklanarak öldürüldüğü olayın karakola geldiğini, kadının benzeri bir şekilde bir adam tarafından uzun süre taciz edildiğini, 90 gün uzaklaştırma kararına rağmen Kıbrıs Caddesi’nin ortasında öldürüldüğünü polislerin kendisine anlattığını söylüyor. Pırıl, “90 gün uzaklaştırma verecekler, katledilmem umurlarında bile değil. Böyle bir süreçte herkes evine dağılıyor” diyerek karakolun tutumuna da tepki gösteriyor. Dicle, adamın sonraki süreçte başka evlere de benzer şekilde tacizden yakalandığını öğrendiklerini anlatıyor: “Tedavi olmak istiyorum’ diye bildirimde bulunmuş. Madem bu kadar yolunu bilen biri bu kadar yıldır kamu çalışanı da niye şimdi söylüyor bunu!”

SORUŞTURMAYA UZLAŞTIRMACI ATANIYOR
Taciz edilmelerine rağmen karakola ilk şikayet ‘taciz’ olarak yazılmadığı için soruşturmaya uzlaşmacı atanıyor. Pırıl, “Uzlaştırmacı kadındı. Ben de kadın kadının halinden anlar diye sevindim. Uzlaştırmacı, ‘Taciz olduğundan ben ekstra hassasım. Uzlaşmanızı önermiyorum’ dedi, ben de güzel olacağını düşündüm. Keşke davranışı ve söyledikleri tutarlı olsaydı. Yüz yüze görüşmek istedi ama bir türlü ayarlayamadık, ben de zaten uzlaşmayacağım için görüşmeye gerek duymadım. ‘Biz sizinle sözleştik. Benim evrakları size gösterdiğime dair imza atmanız lazım’ dedi, ben de imza atma sorumluluğum olmadığını söyledim. Notere bildireceğini söyleyerek endişe yaratmak istedi. Biraz sürtüşmeli bir süreç oldu.”

YETMEDİ BİR DE BEKÇİ TACİZİ
Bu süreçte mahallenin bekçilerinden biri tarafından da taciz ediliyor Pırıl. Bekçi, bir şekilde dava gündemiyle muhtemelen karakoldan ismine ulaşıyor ve facebooktan mesaj atıyor. Pırıl şöyle anlatıyor: “Bizi emanet ettikleri bekçilerden bir tanesinin facebooktan attığı mesajda ‘Bugün seni yolda gördüm, beyaz giymiştin, beyaz sana çok yakışıyor. Her zaman giy’ gibi bir ifade var. Tacizciden daha büyük tehlike. Bu taciz değilse ne. ‘Bir kere daha bana yazarsa taciz dosyasına bunu da ekleteceğim’ dedim. Yazmadı, mesaj atmadı.”

GÜCÜMÜZÜ KADINLARDAN ALDIK
Sürecin kendisini oldukça etkilediğini belirten Pırıl, yaşadığı duyguları şöyle paylaşıyor: “Zaten her gün kadınlar öldürülüyor, tacize uğruyor. Ancak bu bizim sürekli mücadele içinde olduğumuz bir alan olduğu için soğukkanlılıkla bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. Rüyalarımda kimi zaman tecavüze uğradığımı, sesimi çıkaramadığımı gördüm, uykularım bölündü her an gelebilir korkusuyla. Yaşamıma kast edecek düşüncesi kötüydü benim için. İşe giderken, kapıdan çıktığımda bile maruz kalabilir, öldürülebilirim psikolojisi içinde kaldım. Aslında kadınları o kadar pasifize ediyorlar ki. Ama ben kadınlardan alıyorum gücümü. O yüzden hallolacak dedim kendime.”

HERKES BİZİ YILDIRMAYA ÇALIŞTI
Korku kadar öfke de büyüttüklerini söyleyen Dicle’nin ise şunları ekliyor: “Işık yandığında epey tedirgin oluyorduk. Süreci biz yaşamamıza rağmen erkeklerin çok bilmişliğine kızıyorduk. Ama hayatın her alanında gerçekten mücadele ediyoruz. Gündemi takip ediyoruz. Geri duracak insanlar değiliz, ilk başta da ‘Çok yanlış kişilere denk geldi’ dedik. Herkes bizi yıldırmaya çalıştı. Kapıcısından bekçisine akıl veriyordu. Mahallenin kadınları da dahil, tavalarla sokağa çıktığımızda ‘Siz kız başınıza böyle mi çıkıyorsunuz’ diyorlardı. Herkes bizi biliyordu ama destek vermek yerine ‘Siz bu işi beceremezsiniz ya adam sizi bir şey yaparsa’ dediler. Kamera taktırma süreci olacaktı, onu bile istemeyen apartman sakinleri olduğu için taktırmadılar.”

‘HAFİF AĞIR GÖZETMEKSİZİN KADIN DİRENCİNİ GÖRSÜNLER’
Pırıl ve Dicle’nin avukatları İ.V.Y’nin dosyasında tehditten, yaralamadan sicili olduğu bilgisine ulaşıyor. 2015’te yaralama durumu var ve beş yıl içerisinde bir tehdit ya da benzeri durum olursa ceza alma ihtimali bulunuyor. Pırıl ve Dicle karakolun adamın tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen önlem almamasına tepkililer. Pırıl, “Kamuoyu oluşturmak, her davada hafif ağır gözetmeksizin kadınların olduğunu görsünler, bir direncin olduğunu bilsinler istedik. Böylece durumumuzu twitter’a yazdık” diye anlatıyor. Hem taciz hem de konut ihlalinden açılan davada, süreç tanıklarla da kuvvetlendirilecek, ceza ve koruma kararı aldırmaya çalışacaklar. İlk duruşma 10 Ekim 2019 günü saat 10.55’te görülecek. Bütün kadınlara çağrıda bulunan Pırıl ve Dicle böyle süreçlerde dayanışmanın ve kadınların yan yana olmasının önemli olduğuna dikkat çekiyor.

İlgili haberler
Israrlı takip nedir?

Mor Çatı 2017 yılının ilk 6 ayına ilişkin yayınladığı faaliyet raporunda birçok kişi tarafından şidd...

GÜNÜN TEPKİSİ: Sözlü taciz normal değildir!

Hollandalı Noa Jansma adlı bir kadın bir ay boyunca sokakta kendisine sözlü tacizde bulunan erkekler...

GÜNÜN BİLGİSİ: Gaslighting nedir?

Partnerinize ne zaman bir sorundan bahis açsanız, kendinizi konuşmanın sonunda özür dilerken mi bulu...