Suçu sadece velilere-bireylere yıkmak başka çocukları nasıl koruyacak?
Eskişehir'de altı yaşında bir çocuğun yetersiz beslenmeden kaynaklı ölümü, çocuk koruma sisteminin yokluğuna bir kere daha dikkat çekti.

Eskişehir’de bir çocuk açlıktan öldü.

Bu cümle, altında ezilecek bir ağırlığa sahip. Ancak bu olayın yaşanmasının üzerinden geçen iki günde bu gerçekliğin altında ezilmesi gerekenlerin sorumluluk üstlenmediğini görüyoruz.

Bugün çocukların tüm bakımının, gelişiminin, sağlığının, eğitiminin sorumluluğu ve inisiyatifi tamamen ailelere bırakılmış durumda. Oysa çocukların sağlığı, güvenliği, üstün çıkarlarının garantisini sağlamak devletin sorumluluğu iken. Çocukların eğitime erişebilmesi ailenin maddi olanaklarına sıkı sıkıya bağlı bir halde bugün.

GERÇEKLER ANLATILIYOR ANCAK KULAKLAR TIKALI

Okuldan istenen malzemelerin “bağış” adı altında veliler tarafından karşılanması, ders kitapları, okul üniforması, okula gidebileceği servis ücreti… Çocuklar okula gidebilse beslenme çantası dolmuyor bu sefer de. Öğretmenler anlatıyor, veliler anlatıyor: Çocuklar derslerde açlıktan bayılıyor! Öğrenim zorluğu yaşıyorlar, başları ağrıyor, kansızlık yaşamaya başlıyorlar… Ekonomik krizin yükünün ağırlaştığı, enflasyonun tavan yaptığı, tüketim maddelerine gün aşırı zam yapıldığı günlerde elbette ki çocukların beslenmesi, gelişimi bundan ilk etkilenen oldu. Olur tabii ki. Çocukların beslenip beslenememesi uzun zamandır Milli Eğitim Bakanlığının derdi değil gibi görünüyor, aileler ne kadar yapabilirse o.

Ekmek ve Gül olarak okullar açılırken “Okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz yemek verilsin!” kampanyasını başlatmıştık ve Türkiye’nin pek çok şehrinden kadın örgütleri, kadın dernekleri, veli dernekleri bu çağrıya yanıt vererek evlerinde beslenemeyen çocukların en azından okullarda bir öğün sağlıklı yemeğe erişebilmesi için yüz binlerce imza topladı. Milletvekilleri Meclis’te kanun önergeleri, ek bütçe önergeleri verdi. Ancak AKP’li ve MHP’li milletvekilleri çocukların yaşadığı açlığa, yoksulluğa “Yok artık”, “Abartıyorsunuz”, “Algı operasyonu” diyerek çocukların en azından okullarda bir öğün sağlıklı besine ulaşması için verilen teklifleri reddettiler. Sanki bugün çocukların yaşadığı açlık münferitmiş, sosyal yardım bütçesini artırdık müjdeleri ile başa çıkılabilirmiş gibi göstererek 20 yıllık iktidarlarının sorumluluğunu örtmeye çalıştılar.

NEREDE BU ÇOCUKLAR?

Eğitime erişim ile velilerin maddi durumunun doğru orantılı olduğu bir tabloda, çocuk işçiliğin ve çocuk yaşta zorla evliliklerin de önü de açılmış durumda. 12-13 yaşlarında kız çocuklarının pres makinasına sıkışarak öldüğünü, çocuk işçilik yaşının 4’lere kadar düştüğünü bugün görüyoruz. Eğitime ulaşamayan çocukların tarikatlar eline bırakıldığını, burada istismara uğradıklarını görüyoruz.

Okullar sadece çocukların derse girdiği değil aynı zamanda sağlıklarının, evlerinde istismara uğrayıp uğramadıklarının, bakımlarının yapılabilip yapılamadığının, gelişimlerinin de takibinin yapılabildiği yerler. Ancak çocukların açlığını bildiren öğretmenlere “abartıyorsunuz” denen bir politik iktidarda Milli Eğitim Bakanlığı çocukların okul takibini tamamen bırakmış durumda.

VERİSİ VAR TAKİBİ, KORUMASI YOK

◾5-17 yaş grubunda 1 milyon 200 bin 892 çocuğun okul kaydı yok, akıbetleri bilinmiyor

◾Ülkede 2 milyonu aşkın çocuk işçi var.

◾2020 yılında 15 yaşında küçük 117 çocuk doğum yaptı. 18 yaşından küçük toplam çocuk anne sayısı ise 8 bin 271.

Veriler böyle. Okula gitmeyen, okul kaydı olmayan çocukların takibi yapılsaydı, çocukların istismarını önleyici, gelişimlerini, sağlıklarını ve geleceklerini güvence altına alacak koruma sistemi işletilseydi bu veriler ile karşılaşır mıydık?

Eskişehir’de 6 yaşındaki Nur Elif T’nin ölümüyle sonuçlanan ihmal zincirinde elbette mesele sadece yoksulluk değil. Yaşananlara baktığımızda çocuk koruma sisteminin sistematik olarak nasıl işletilmediğini ve bunun sonucunda 6 yaşındaki bir çocuğun nasıl ölüme terk edildiğini göreceğiz.

NE OLMUŞTU?
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan 6 yaşındaki Nur Elif T'nin yetersiz beslenme ve bakımsızlık nedeniyle güçsüz düştüğü belirlendi. Nur Elif T'nin hastanede yaşamını yitirmesinin ardından ölümünün şüpheli bulunması nedeniyle İl Emniyet Müdürlüğünce çalışma başlatıldı.
Ölen kız ile ağabeyleri Yiğitcan T. (9) ve Metin T'nin (12), amcası ve halasıyla Fevzi Çakmak Mahallesinde yaşadığı eve giden polisler, evin yaşam için kötü koşullara sahip olduğunu tespit etti. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca Sulh Ceza Hakimliğine tutuklanması talebiyle sevk olunan hala Deniz T. "çocuğa karşı eziyet", suçundan, amca Sezer T. ise "silahla tehdit" suçundan tutuklandı. Polis, aynı evde kalan çocuğun babaannesi Cihangül K’yi de tutuklandı.
Yetersiz beslendikleri ve güçsüz düştükleri belirlenen 2 erkek çocuğu ise Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından korumaya alındı. Yapılan incelemede, çok bakımsız ve halsiz haldeki 2 kardeşin vücutlarında bazı morluklar olduğu tespit edildi. Baba Gökhan T. ve anne Sibel T'nin cezaevinde tutuklu bulundukları, bu nedenle çocukların velayetinin halalarında olduğu öğrenildi.
SORUYORUZ!

Çocuğun bakım ve korunması ebeveyni-velisi tarafından gerçekleşiyor ancak çocukların ebeveyn-veli istismarı da dahil her tür ihmal ve istismardan korunma hakkı var. Çocuğun tüm gelişimi, sağlığı, bakımının inisiyatifi ailelere bırakılmışken çocuk ev içinde ebeveyninden ya da bakımından sorumlu olan kişilerin istismarından nasıl korunacak? Çocuğun gelişimi, bakımı, ihtiyaçları konusunda ekonomik sebeplerle karşılanamayan ihtiyaçlar devlet tarafından fark edilip nasıl tamamlanacak?

Çocuğun iyi olup olmadığının kontrolü en sağlıklı ve istikrarlı olarak okullarda yapılabilir. Peki Milli Eğitim Bakanlığı okul kaydı olmayan 1 milyon 200 bin 892 çocuğun akıbetini bilmezken takiplerini nasıl yapmaktadır?

Çocuğun ve bakım verenlerin durumlarının ve ihtiyaçlarının düzenli olarak her açıdan değerlendirildiği, ihtiyaçların karşılandığı, çocuğun yetersiz beslenmeden güçsüz düşmeyeceğini garanti altına alacak bir kontrol sistemini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işletiyor mu?

Nur Elif T’nin ve kardeşlerinin velayeti anneleri ve babaları cezaevine girdikten sonra halaya verilmiş. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı velayeti verdikten sonra neden çocukların durumunun takibini yapmadı?

Çocukların sağlıklarının Sağlık Bakanlığı tarafından takip edilebileceği bir sistem var mı?

6, 9 ve 12 yaşındaki üç çocuğun yaşadıkları devlet tarafından sonucu bu kadar ağır olmadan çok daha önce fark edilmeliydi. Çocuğu erken süreçlerde sarmalına almış bir izleme ve uyarı sistemi bu gibi durumlara karşı etkin şekilde harekete geçmiş olabilirdi ve Nur Elif T bugün sağlıklı bir şekilde hayatta olabilirdi.

ÇOCUKLARIN KORUNACAĞI BİR SİSTEME İHTİYACIMIZ VAR
Bugün çocuklarından bakımından sorumlu kişileri tutuklayıp konunun üzerini kapatmak, etkin çocuk koruma sistemini harekete geçirmemek, uygulamamak yarın başka Nur Elif T’lerin olmasının önüne geçmeyecek. Her ne kadar sorumluluğunu gizlemeye çalışan kurumlar tüm suçu bireylere addedecek olsa da çocukların korunması sistematik olarak ele alınması gereken bir konu. Çocukların her koşulda gözetileceği, korunacağı ve sarmalanacağı bir sistem kurulmalı yoksa her istismar, çocuğa eziyet olayından sonra sadece istismarı uygulayan ya da bakımı sağlayamayan bireylerden bahsetmek milyonlarca diğer çocuk için bir çözüm sunmaz.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Çocuklar için korunaklı, güvenli bir hayat mümkün!

Günlerdir gündemimizde olan çöp evde bulunan 9 yaşındaki çocuğun yaşadıklarından çıkartacağımız sonu...

5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önl...

Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliy...

Çocuklarımızı bu karanlıktan kurtaracağız

‘Kopkoyu bir karanlık, zifiri karanlık bu. Bir çocuğu içine çekip almış, çıkmaması için her yeri kap...