AKP Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi bugün Ankara Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşti. Yeni AKP Kadın Kolları Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Tuğba Işık Ercan oldu.
Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "6284 sayılı Kanun'la başka hiçbir sözleşmeye, belgeye veya dışarıdan müdahaleye ihtiyaç duyulmayacak bir kapsayıcılıkta kadınların korunmasını temin ettik." ifadesini kullandı. 2024 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre 394 kadın yakınındaki erkekler tarafından öldürüldü. 259 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Erdoğan ise bu tablo karşısında “Şiddetle mücadelede taviz vermiyoruz. ŞÖNİM ve sığınmaevleriyle kadına yönelik şiddeti önlemek için devrim niteliğinde adımlar attık, ilerliyoruz” dedi.
TEK BİR SIĞINMAEVİ AÇILMADI
Rakamlar Erdoğan'ın sığınmaevleri konusundaki açıklamalarının da aksini gösteriyor. 2023 yılında 149 sığınma evi varken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2024 yılı için bir sığınmaevi daha açacağını ilan etmişti, ancak tek sığınmaevi bile açılmadı. 2025 için ise iki yeni sığınmaevinin açılması hedefleniyor. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planında ise bu yeni sığınmaevleri yer almıyor. Hatta bir sığınmaevinin ihtisas kuruluşuna dönüştürüleceği ifade ediliyor.
KADINLAR SOSYAL GÜVENCEDEN YOKSUN, SENDİKASIZ ÇALIŞTIRILDI
2025 yılını “aile yılı” olarak adlandıran Erdoğan, AKP Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, "Kadınların iş gücüne katılımını yüzde 29.9’dan yüzde 37’ye çıkardık. Kadınların istihdam oranını yüzde 25.3 ten yüzde 33’e yaklaştırdık” dedi. Aile Bakanlığının İş Pozitif gibi programlarını öne sürdü.
2024’te başlatılan İş-Pozitif uygulaması ile geçtiğimiz yıl 824 bin 124 kadın işe alındı. İşverenlere proje kapsamında 18-35 yaş arasında çalıştırdıkları her kadın işçi için aylık 25 bin lira kadar prim, vergi ve ücret desteği verildi. Bu proje kapsamında işe alınan kadınlar ise yalnızca 3 ay süreyle istihdam edildi. Bu durum kadınlar açısından sosyal güvenceden yoksun, sendikasız bir iş anlamına geliyor.
GREV, EYLEM YASAKLARI, DAVALAR
"Yasakçı zihniyetle mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuşan Erdoğan, "Muhalefetin yönettiği kimi belediyelerde 28 Şubat döneminden hatırladığımız ayrımcı politikalar tekrar hayata geçirilmek isteniyor.” dedi.
2024 yılında Türkiye'de kadın eylemlerine yasaklar, Etki Ajanlığı yasasıyla birlikte Gezi Davası gibi eski davaların tekrar gündeme geldiği ve işçi ve emekçilerin grevlerinin yasaklandığı bir süreç oldu. Grev yasakları, özellikle metal sektöründe dikkat çekici bir şekilde gündeme geldi. 4 Aralık 2024 tarihinde, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'nın yürüttüğü grevler, "milli güvenliği bozucu nitelikte" olduğu gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı kararıyla 60 gün süreyle ertelendi. Bu karar, Hitachi, GE Grid Solutions ve Schneider Elektrik gibi şirketlerin fabrikalarında çalışan yaklaşık 2 bin işçiyi etkiledi.
AKP’NİN ‘GÜVENCESİZLEŞTİRME’ KARNESİ
AKP Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi AKP’nin “dünyanın en büyük kadın kolları” olma iddiasıyla, 14 Ağustos 2001 yılında Erdoğan’ın yaptığı “bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” konuşmasından hatırlatmalarla sona erdi.
Erdoğan’ın kadınlar için esnek ve güvencesiz çalışmayı dayatacak “aile yılı” söylemleri bugün ile sınırlı değil. Bugüne gelen süreci hatırlayalım;
-2003 yılında İş Kanunu’nu değiştiren AKP, çalışma hayatının esnekleşmesine ve güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasına yol açtı. İş Kanunu yasalaşırken iş güvencesine ilişkin düzenlemeler daraltıldı.
-2006’da, 9. Kalkınma Planı (2007-2013 yıllarını kapsayan) Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu plan iş gücü piyasasının "esnekleştirilmesi" ve işveren üzerindeki yükümlülüklerin azaltılması üzerine kuruluydu.
-2011 yılında 6111 sayılı Torba Yasa Resmi Gazete'de yayımlandı. Yasa dayanağını hükümetin hazırladığı Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'nden alıyordu. Burada da istihdamın esnekleştirilmesi, kuralsızlaştırılması ve güvencesiz bir şekilde düzenlenmesi anlamına geliyordu.
-2014’te evde bakımı bir sosyal hak olmaktan çıkararak sosyal yardım olarak tanımlayan 6518 sayılı kanun Resmi Gazete'de yayımlandı. Bununla paralel olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi (2014-2023) ve Eylem Planları (2014-2016) doğrultusunda kadınların istihdama “eğreti” bile olsa eklemlenebilmesi için esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kadınların bu tarz çalışmaya teşvik edilmesi planlandı.
-2015 yılında “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı”nı açıklandı. 2016’da aynı isimle gündeme gelen yasa tasarısının bir kısmı 6663 sayılı Torba Kanun’a yedirilerek TBMM tarafından kabul edildi. Bu yasada kadınlara analık izni sonrası birinci çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay ve üçüncü çocuk için 6 ay yarı zamanlı çalışma seçeneği sunuldu.
-2019'da kıdem tazminatının fona devredilmesi ve BES sisteminin zorunlu hale getirilmesi tartışmaları yani aslında kadınların emeklilik ve kıdem tazminatı haklarının gasplarına yol açacak düzenlemeler gündeme getirilmeye başlandı.
-Pandemi döneminde birçok iş kolunda ücretsiz izin uygulaması ve Kod-29 nedenli işten atmalar gerçekleşti. İşçiler Kovid’den korunmadıkları koşullarda çalıştırılmaya zorlanırken tazminatları verilmeden işten çıkarılmalarının önü sözde işten atma yasağı ve Kod-29 ile açıldı. Ücretsiz izin ile işçilere 2020 yılında aylık 1168 lira ve 2021 yılında 1420 lira net ücret “İşsizlik Fonu’ndan karşılanarak” ödendi; işçilerin kıdem, ihbar tazminatı hakları dondurulmuş ve SGK emeklilik primleri ödenmeyerek emeklilik hakları da gasbedilmiş oldu. DİSK Araştırma Merkezinin CİMER’e başvurarak elde ettiği Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2020 yılında 176 bin 662 işçi “Kod-29”la işten çıkarıldı. Bunun 34 binini kadın işçiler oluşturuyor.
-2024’te OVP ve 12. Kalkınma Planı ile kadınlar, esnek ve güvencesiz çalışmaya itildi, kadınlara çocuk başı para ödeyerek evden, yarı zamanlı çalışmalara mecbur bırakıldı.
Fotoğraf: DHA
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.