Şişli Kent Konseyi Kadın Meclisinin başlattığı proje kapsamında, Şişli’de düzenlenen Kadın El Emeği Pazarı’nın 1. yıl dönümünde pazarın nasıl kurulduğunu, kadınların bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını ve nasıl yan yana geldiklerini konuştuk.

‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALMAK İSTİYORUZ’

Kadın El Emeği Pazarı sorumlusu Aysel Uyar ile konuşmaya başlıyoruz. Uyar, bize pazarın kuruluş sürecinden bahsediyor: “ Biz kadın dayanışmasıyla, birbirimizin dertlerine ortak olarak ve o dertlere çözüm arayarak, birbirimizin gönlüne dokunarak bu işe başladık. Şişli Kent Konseyi Kadın Meclisleri tarafından başlatılan bir proje ile yola çıktık. 4 yıllık emeğin sonunda ve ısrarımız sayesinde projeyi hayata geçirdik ve bugün birinci yılını kutluyoruz. Bu durum bizim için oldukça mutluluk verici. Ama ne yazık ki tanıtımı açısından engellerle karşılaştık. Ama bundan sonrası için daha da güçleneceğimizi biliyoruz. Biz bu yola çıktık bir kere.”. Pazarın tanıtımı önündeki engelleri sorduğumuzda ise Uyar, medyaya yeterince ulaşamadıklarından bahsediyor ancak Uyar, gördüğü en önemli sorun olarak belediyenin bu süreçte destek olmuyor oluşunu vurguluyor.

Türkiye’de kadınların ekonomik krizi ve yoksulluğu ağır bir biçimde deneyimlediğini belirttikten sonra bu pazarın Şişli’deki kadınlar için önemini soruyoruz. Uyar bu soruya şu şekilde yanıt veriyor: “Üreten kadın olmak ve bunu pazarda değerlendirmek, hepimiz için, kendi bütçelerimizle daha da zor. Çok zor günler yaşıyoruz. Kadınlar olarak bir şeyler yaratıp, üretip ürettiklerimizi satabilmek istiyoruz. Bizim isteğimiz emeğimizin karşılığını almak ve dayanışma ile bunu yapabileceğimiz alanlar yaratmak.”.

SEÇİM SONRASINDA DA KADINLAR TALEPLERİNDEN VAZGEÇMEYECEK

Daha sonra Şişli Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Arzu Kesim ile sohbet ediyoruz. “Burası aslında İstanbul kentinin tek sabit kadın el emeği pazarı. Dönemsel olarak kurulan çeşitli pazarlar var ama burasının sabit olma gibi bir özelliği var.” diye başlıyor söze. Yoksulluğun çok derin olduğunun ortada olduğundan bahsediyor, Şişli Kadın Meclisinin yürüttüğü bu projenin de ev içinde kendi emeğiyle ürün üreten kadınlar için bir alan yarattığını söylüyor.

Kesim, Aysel Uysal’ın bahsettiği soruna işaret ederek, “Aslında şunu belirtmeliyiz, bu pazar için biz Şişli Meydanını talep ettik. Ancak İBB' nin yanlış politikalarının da bir sonucu olarak, dayanışmak ve üretmek isteyen kadınlara belediyenin destek olmadığını gördük. Ne yazık ki meydanları kadınlara kapatmış vaziyetteler. Dolayısıyla görünür bir alanda pazarı yapamadık. Şişli Belediyesi de tanıtım yapacağını söyleyerek bu alanı tahsis etti. Ama tanıtım konusunda da üzerine düşen vazifeleri yerine getiremedi.” diyor.

“Pazar zorluklarla ilerliyor ama kadınların kararlılığını görüyorsunuz. Bugün çok kararlılar ve bu pazarı hayata geçirmek için örgütlendiler.” diyen Kesim, çalışma yürütmek istedikleri başka alanlardan bahsediyor. Şiddetsiz İletişim ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimlerine başladıklarını, bu şekilde kadınların birbirlerinden öğrenebilecekleri alanları da genişletmeyi hedeflediklerini belirtiyor.

Kesim, “Kadınlar çok dirençli. Biz de Kadın Meclisi olarak çok güçlüyüz. Önümüzde seçimler var. Bundan sonraki seçilecek aday ve yönetime taleplerimizi ileteceğiz ve ısrarlı takipçisi olacağız, bundan önceki 5 yılda olduğu gibi. Kadınların inandığı bir şeyi başaramamak gibi bir huyları yok. Onun için bu pazarında ben başarılı olacağına yürekten inanıyorum. Dayanışmamızla ve mücadelemizle.” diyerek sözlerini bitiyor.

DAYANIŞMAYLA AYAKTAYIZ

Kent Konseyi Kadın Meclisi üyesi ve pazarda stant açmış Fikriye Soyer ile karşılaşıyoruz. Soyer, bu pazar için “Başta bize bu 6 ay sürmez dediler. 6 ay sonra biter dediler. Ama biz bütün kadınlar hep beraber birinci yılımızı kutladık. Çok mutluyuz, çok sevinçliyiz. Bu biz kadınların direncini, birlikteliğini gösteriyor.” diyor. Zaman zaman hava koşullarından dolayı sorunlar yaşadıklarını belirten Soyer, “Ama biz pes etmedik. Gücümüzü verdiğimiz emekten, birlikteliğimizden ve kız kardeşliğimizden alıyoruz. Üretmekten ve üretebilmek için yan yana gelmekten yeteneklerimizi birlikte geliştirmek ve dayanışmaktan vazgeçmeyelim.” diyerek dayanışmanın önemini vurguluyor.

‘BURADA OLMAK TERAPİ GİBİ GELİYOR BANA’

Kendi ördüğü ürünleri pazarda satan Hamiyet Bulut ise projeyle yolunun nasıl kesiştiğinden bahsediyor: “Mahalle Evinde kurslara giderken kesişti yolum hem bu proje ile hem de buradaki kız kardeşlerimle. Sonra burayı öğrendim ve başvurdum. Şimdi burada kendi emeğimle yaptığım ürünleri satmaya çalışıyorum.”. Bulut, 13 yaşından beri örgü örüyor, ördüğü ürünleri kimi zaman geçinebilmek için satıyor kimi zaman da ihtiyacı olan insanlara veriyor. Pazardaki dayanışmadan güç alarak el emeği ile yaptığı ürünleri ihtiyaç sahiplerine de vermeye çalıştığını söylüyor. Pazardaki dayanışmanın aynı zamanda kendisine umut verdiğini belirten Bulut, “Elimde de örgü örmek gibi bir meziyet varken bu umudu büyütmek için katılıyorum ben de aynı zamanda. Geçim derdi, yoksulluk derken hem örgü örmek hem de burada olmak terapi gibi geliyor bana.” diyor.

Fotoğraflar: Ekim Deniz Akarslan / Ekmek ve Gül