Adana’da 2 Eylül gecesi şiddet gördüğü eşi Hakan Özbek’i ölmemek için öldürmek zorunda kalan ve tutuklu bulunan Fikriye Özbek hakkında yürütülen soruşturmanın ardından iddianame düzenlendi. İddianamede “eşi kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet isteniyor.  

Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame henüz değerlendirme aşamasında.

Hakan Özbek’in, “Ben bunu bir gün vuracağım”, “Ne cezaevinden, ne de ölümden korkum var. Zaten ölmek istiyorum…” şeklindeki sözleri de iddianamede yer aldı.

İddianameyi değerlendiren Av. Sevil Aracı, Fikriye’nin şiddet görmesi ve Hakan Özbek’in psikolojisinin bozuk olduğunun ifadelerden anlaşıldığını belirterek “Neredeyse Fikriye’nin gördüğü şiddet mazur gösterilmeye çalışılmış” dedi.

İDDİANAMEDE NELER YER ALDI?

İddianamede olay günü Hakan Özbek’in abisi M.Ö. ve H.E.’nin cinayetin yaşandığı eve giderek Hakan Özbek ile konuştuğu bilgisi yer alıyor. M.Ö. ve H.E. ifadelerinde, Hakan Özbek’in onların yanında Fikriye’ye hakaretler ve tehditlerde bulunduğunu, kendilerinin Hakan Özbek’i sakinleştirmeye çalıştıklarını anlatıyorlar. Fikriye Özbek’in ifadelerinin de yer aldığı iddianamede aynı gece M.Ö.’nün eşi ile yapılan görüntülü görüşmede Hakan Özbek’in “Ben bunu bir gün vuracağım. Ya ayağına sıkacağım, ya kafasına sıkacağım. Ne cezaevinden, ne de ölümden korkum var. Zaten ölmek istiyorum…” şeklinde Fikriye’yi tehdit ettiği de yer aldı. Aynı ifadenin devamında bu konuşmaları duyan kadının, eşi M.Ö.’ye “Nasıl insansınız? Size kızıyorum. Bu kızı göz göre göre ölüme terk ediyorsunuz. Bir şey yapmıyorsunuz” dediği de belirtiliyor. Fikriye’nin ifadelerine göre eşi, abisi gittikten sonra, gecenin ilerleyen saatlerinde kendisine hakaretlerde bulunup şiddet uygulamaya başlamış. Daha sonra kendisine ait tüfekle önce Fikriye’yi vuracağını söyleyen Hakan Özbek, daha sonra “ben ölmek istiyorum, hadi beni vur” diyerek Fikriye’nin eline tüfeği tutuşturmuş.

‘HAKAN ÖZBEK’İN KISKANÇLIK VE HEZEYANLARI TEMELLENDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR’

İddianamenin henüz değerlendirme aşamasında olduğunu ifade eden Fikriye Özbek’in avukatlarından Sevil Aracı, iddianamenin bu hali ile gerçeği yansıtmaktan çok uzak olduğunu, iddianamenin reddedilmesi için mahkemeden talepte bulunduklarını söyledi. Kadın bir savcı tarafından hazırlanmasına rağmen iddianamenin “erkek” bakış açısı taşıdığını söyleyen Av. Sevil Aracı şu değerlendirmelerde bulundu:

“Fikriye’nin anlatımlarının ayrıntılı olarak yer aldığı iddianamede, dosyaya yansıyan ifadelerden açıkça Fikriye’nin sürekli ağır şiddet gördüğünün ve maktulün psikolojisinin bozuk olduğunun, tüfeği zorla Fikriye’nin eline tutuşturanın ve ateş almasını sağlayanın Hakan Özbek olduğunun anlaşılmasına rağmen bu hususlar değerlendirilmeyerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile eşi öldürmek suçundan iddianame düzenlenmiş.

İddianameyi incelediğimizde, Hakan Özbek’in kıskançlık ve hezeyanlarının temellendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Neredeyse Hakan’ın Fikriye’ye uyguladığı şiddet mazur gösterilmeye çalışılmış. Oysa dosya içerisinde yer alan pek çok tanık beyanında, Hakan’ın dengesiz bir psikolojiye sahip olduğu, kıskançlık yüzünden eşini suçlama eğiliminde olduğu, özellikle Nisan ayında Covid19 nedeni ile cezaevinden tahliye edildikten sonra şiddetin ve dengesiz hareketlerinin arttığı anlaşılıyor. Olayın olduğu gecenin akşamında dahi Hakan’ın şahitler önünde Fikriye’ye yönelik tehdit ve hakaretleri söz konusu. Fikriye uzun yıllardır eşinden ağır şiddet görmüş bir kadın. Tüm bunlar ve esasen tüfeğin Hakan tarafından zorla Fikriye’nin eline verilip ateş almasının sağlanması iddianamede hiç değerlendirilmemiş. Biz Fikriye’nin burada bir eyleminin olmaması nedeni ile tamamen suçsuz bulunacağını düşünürken, iddianamede meşru müdafaadan veya haksız fiil indirimlerinden dahi söz edilmemiş olması şaşırtıcı. İddianame, Fikriye’yi kasten eşini öldürmekle suçlamış, ancak bu kesinlikle doğru değil.

‘MAHKEMEDEN İDDİANAMENİN REDDİNİ TALEP ETTİK’

Biz soruşturma sırasında, Fikriye’nin suçsuzluğunu ortaya çıkaracak bir kısım delillerin araştırılmasını talep etmiştik. Fikriye’nin çocuklarından birinin görgü tanıklığı olduğunu bildirmiştik. Buna rağmen araştırılmasını istediğimiz hususların hiçbiri araştırılmadan iddianame hazırlanması yoluna gidilmiş. Mahkemeden iddianamenin reddini talep ettik. Umuyoruz ki mahkeme iddianamedeki bahsettiğimiz eksikliklerin giderilmesi, araştırılmasını istediğimiz hususların araştırılması için iddianameyi iade eder. Biz Fikriye’nin masum olduğunun ortaya çıkacağına inanıyoruz.”