Sanat Fabrika olarak düzenlediğimiz "Nefret Söyleminin Kıskacında Kadınlar ve LGBTİ’ler" etkinliğinde Ekmek ve Gül dergi editörü Sıla Altun’un katılımıyla Türkiye'deki güncel sorunları ele alarak kadınlar ve LGBTİlerin karşı karşıya kaldığı zorlukları konuştuk. Din, hastalık ve istismar gibi LGBTİ nefreti için kullanılan söylemler, LGBTİ'lerin haklı taleplerini susturmaya yönelik bir mekanizma olarak kullanılması etkinliğimizin ana gündem konusu oldu.
Türkiye'de günümüz iktidarının "3 çocuk" söylemi, kapitalist sistemin yaşatılması stratejisinin tartışması öne çıkan konulardan oldu. Bu söylem, yaş ortalaması yükselen Türkiye nüfusunu artırmayı hedefleyerek kapitalizmin işleyişinin sürdürülmesine güvence altına alınmak istenmesi ve bu politikanın, daha fazla nüfusun ekonomik büyümeye ve işgücüne katkı sağlayacağı düşüncesi ile ilişkisi tartışıldı.
TEK ADAMIN POLİTİKALARINA KARŞI BİR ŞEY YAPMALI
Bununla birlikte batı ülkelerinde kapitalizmin, Pride hareketini bastıramamış olması ancak kendi çıkarlarına hizmet edecek biçimde şekillendirmesiyle mevcut LGBTİ hareketinin de karakteri konuşuldu. Türkiye'de Pride etkinlikleri düzenlenememesi, gericilik ve ayrımcı grupların etkisi altında tek adam iktidarının politikaları ve “buraya dair bir şeyler yapmalı” söylemleri etkinliğin sonuna doğru daha çok tekrarlandı.
Katılımcıların yorumları da bu konuları daha derinlemesine ele aldı. Bir katılımcı, "Sadece AKP'nin yaptığı bir ötekileştirme durumu değil, diğer burjuva partilerinin de yaptığı söylemleri" vurgulayarak ayrımcılığın sadece tek bir partiye değil, daha geniş bir siyasi yelpazeye yayıldığını ifade etti.
Ayrıca, etkinlik sırasında ele alınan "LGBTİ nefretinin nedeni ne? Sadece din mi?" sorusu ise bir diğer önemli konuydu. Bu tartışma, ayrımcılığın kökenlerinin sadece dini inançlarla sınırlı olmadığını ve çok daha geniş toplumsal, kültürel ve politik faktörlere dayanması da tartışıldı.
Etkinlikte önümüzdeki süreçte aile hukuku ve medeni kanuna yönelik bir saldırı planlandığı vurgulandı ve kadınlar ile LGBTİ'lerin birlikte hareket etmesi ve örgütlenerek mücadele etmesi gerektiği üzerinde duruldu.
AYRIMCILIKLA MÜCADELE NASIL OLMALI?
Katılımcılardan biri, "Nasıl örgütlenebiliriz?" sorusunu yöneltti ve bu soruya verilen cevap etkinlikte öne çıkan bir sonuçtu: "Kadınlar ve LGBTİ'ler olarak mahalle, okul, ev gibi yaşam alanlarımızda mücadeleyi örgütlü bir biçimde devam ettirmeliyiz." sonucuna varıldı.
Sonuç olarak, etkinlik, LGBTİ'lerin ve kadınların karşılaştığı ayrımcılığın ve zorlukların derinlemesine tartışılmasına ve mücadele olarak nasıl bir hat koymalıyız başlıklarıyla ele alındı. “Ayrımcılıkla mücadele, birçok farklı boyutta ele alınmalıdır ve bu konudaki bilinç, farklı kesimlerden insanların bir araya gelerek toplumsal değişimi teşvik etmesiyle daha da güçlenecektir.” ifadeleri kullanıldı.
Fotoğraf: Sanat Fabrika
İlgili haberler
Bağcılar Renkler Kültür Sanat Evi'nde Ekmek ve Gül...
Ekmek ve Gül Editörü Ekin Saltık, Sanatçı Ruken Yılmaz ve Bilgi Üniversitesi Kadın Atölyesi'nden kad...
Kadınlar ve LGBTİ’ler konuşuyor
Sinema dizi ve reklam sektöründe toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ayrımcılık ve güvencesizliği kadınl...
LGBTİ derneklerinden açıklama: Eşit yurttaşlık hak...
Cumhur İttifakının LGBTİ'leri hedef göstermesinin ardından Diyanet de seçimden önceki son hutbede LG...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.