Sadece genelgeden değil, çalışma yaşamından da eşitlik çıkartılıyor
Çalışma yaşamında kadın-erkek eşitsizliğini gidermek için çıkarılan Başbakanlık genelgesi yürürlükten kaldırıldı. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu bunun ne anlama geldiğini değerlendirdi.

Başbakanlık tarafından 2010 yılında yayınlanan “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” genelgesi geçtiğimiz günlerde kaldırılarak yerine yeni bir genelge taslağı gündeme geldi.
Eşit işe eşit ücret, çalışma hayatında cinsiyet eşitliğinin denetimi, kadınların güvenceli istihdam olanaklarının artırılması, şiddete uğrayan ve yeni bir yaşam kurmaya çalışan kadınlara istihdam olanaklarının sağlanması, işyerlerinde kreş açılması ve denetlenmesi gibi pek çok konuda doğrudan hükümeti “sorumlu” kılan Başbakanlık genelgesinin kaldırılması ile yapılmak isteneni Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu değerlendirdi. Platformun değerlendirmesine göre; yapılan sadece güncelleme değil, eşitlik silinmeye çalışılıyor. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformunun kaldırılan genelge ve yeni taslak hakkındaki değerlendirmesi şöyle:

EŞİTLİK SİLİNDİ
Taslak önerisinde ilk dikkat çeken şey, “eşitlik” kelimesinin bütünüyle metnin dışında bırakılmasıdır. Böylelikle kadın-erkek eşitliğinin bakanlıklarda müsteşarlık düzeyinde izlenmesini öngören, İş Kanunu Madde 5’te yer alan cinsiyet eşitliği hükmünün işyeri denetim raporlarında izlenmesine ilişkin madde ve eşit işe eşit ücret getirilmesinin şart olduğu ile ilgili kısım metinden çıkarıldı. Yeniden hatırlatmak gerekir ki, Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Cinsiyet Eşitliği Endeksi 2016’ya göre Türkiye 144 ülke içerisinde ücret eşitsizliğinin en yüksek olduğu 15. ülkedir.

KADIN ÖRGÜTLERİ YİNE SAF DIŞI BIRAKILDI
“Güncellenen” bir diğer şey, kadın örgütlerinin sürece dâhil edilmesine dair tek önerinin de metinden çıkarılmasıdır. Dolayısıyla meselenin sivil toplumsuz bırakılmak istendiği anlaşılmaktadır. Kadınlara ilişkin meselelerin, bu alanda yıllardır çalışan, birikimi olan kadın örgütlerinin dışarıda bırakılarak ele alınması, buna dair plan, politika yapılması kabul edilemez. Biz kadınlar ve kadın örgütleri yaşamlarımızı doğrudan etkileyen politikaların özneleriyiz ve bu nedenle karar alma süreçlerinin parçası olmalıyız. Kurulun kendisi de bir bütündür ve karar süreçleri bu bütünü içerecek şekilde izlenmelidir. Oysa bu süreçte karar alınmaksızın ‘yukarıdan’ bir değişiklik getirilmiştir.Öte yandan kadın konukevlerinde kalan yaşadıkları şiddete karşı hayatta kalmış kadınlar, tahliyelerine bir yıldan az süre kalmış olan hapishanelerdeki kadınlar, kocaları vefat etmiş kadınlar ve boşanmış kadınlara yönelik projelere öncelik verileceği düzenlemesi de metinden çıkarılmıştır. Yine Bakanlık ev eksenli çalışan kadınlara ilişkin istatistiki veri toplanmasını lüzumsuz görmüş, çalışma hayatında cinsiyete dayalı verilendirmeye ihtiyaç olmadığını iddia ederek bu iki maddeyi de metinden çıkarmıştır.

ÇOCUK BAKIMI SORUNU YİNE KADINLARIN SORUNU
Son olarak Türkiye’de kadınların istihdama katılımının önündeki en önemli engellerden biri olduğu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarıyla, ulusal ve uluslararası raporlarla da saptanan çocuk bakım sorunu da metinden çıkarılmak suretiyle Bakanlığın öncelikleri arasından da çıkarılmıştır. Bilindiği gibi, sanayiden sayılan, devamlı olarak en az 50 işçi çalıştıran ve 6 aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerinde her işveren, bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurmakla yükümlü kılınmıştır. İşyeri kreşleri de bir iş sağlığı ve güvenliği önlemi olarak, benzer ölçütlere tabi olmalıdır. Bizler ilgili yönetmelikteki “150 ve üstü kadın çalışanın olduğu işyerlerinde” hükmünün bakımı kadın üzerinden konumlandıran cinsiyetçi yaklaşım nedeniyle ayrımcı olduğunu söylüyoruz. Yanı sıra, Türkiye’deki işletmelerin büyük bir kısmının Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) olduğunu göz önünde bulundurarak 150 kadın çalışan ölçütünün ilgili düzenlemeyi uygulanamaz kıldığını ifade ediyoruz. Bu konudaki düzenleme en azından “150 kadın ve erkek çalışan ve üstü” şeklinde yenilenmeli, ilgili madde tekrar Kadın İstihdamının Artırılması Genelge’nin maddeleri arasına dâhil edilmelidir.

EŞİTLİĞİN ORTADAN KALDIRILDIĞI PLANIN PARÇASI OLMAYACAĞIZ
Mevcut genelgenin içerdiği eşitlik sağlayıcı hükümlerin uygulanması için herhangi bir çalışma ortaya konulmazken, bunları tamamen ortadan kaldırmak için gösterilen gayreti, bir süredir “güncelleme” adı altında önümüze çıkarılan cinsiyet eşitliğini yok etmeye yönelik hamlelerin bir parçası olarak görüyoruz. Bu planın bir parçası olmayacağız. Kadınların insana yaraşır işlerde, sömürüye ve şiddete maruz kalmadan çalışmasını ve eşitliği savunmaya devam edeceğiz.

İlgili haberler
GÜNÜN RAKAMI: Eşit işe eşit ücret yüz yılın mesele...

1952’de Birleşik Krallık’ta kadınların aynı işi yaptıkları erkeklerle aynı ücreti alması kararı alın...

ASPB 2018 bütçesinde kadının adı yok

2018 yılı bütçe görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Komisyonda yarın A...

Kadınları güçlendirmek için Bakanlığın cebinden pa...

Kadına şiddetin arttığı, kadınların toplum yaşamının dışına itilmeye çalışıldığı bir dönemde Aile Ba...