2019 yılı daha bitmeden 391 kadın öldürüldü. Her birinin bizleri etkilediği bu koşullarda artık kendi gölgemizden korkar hale geldik. Canice işlenen cinayet haberlerini okuduğumuzda; “acaba benim de başıma gelir mi, tehlikede olduğumun farkına varırsam kendimi nasıl korurum?” deyip, kafamızda senaryo kurmaktan senarist olduk çıktık. Hâlbuki tek isteğimiz sorunların olmadığı ve ürettikçe mutlu olduğumuz bir yaşamdı. Bize bu yaşamı çok gören ekonomik koşullar altında tek çare birlikte mücadele etmek ise Piri Reis Üniversitesinin kadın öğrencileri de bu mücadelenin nüvelerini göstermek adına artık bir arada!
Okuldaki kafeye girdiğimizde insanların bakışlarıyla göz hapsinde olmak, bir kulübün başvuru formunu doldurduğumuz için internet üzerinden rahatsız edici mesajlar almak, hatta hocalarımızın tacizine uğramak yaşadığımız başlıca sorunlar... Sesimizi duyuracağımız bir platform da olmayınca okulun yüzde 10’luk nüfusuna tekabül eden kadınlar sessiz çığlıklarıyla kalıyor.
Bütün bunların önüne geçebilmek, birlikte öğrenebilmek için okulumuzda kadın platformu kurduk ve geçtiğimiz hafta ilk buluşmamızı yaptık. Yaklaşık 30 kadının katılmış olduğu ilk buluşmada birbirimizi daha yakından tanıdık, sorunlarımızı tartıştık ve çözüm aradık. Şimdiden kişi sayısı 50’yi geçen topluluğumuzla daha atacağımız çok adım var. Ama büyük adımı atmış bulunmaktayız; o da bireysel hareket eden kadınları toplumsal mücadelede birleştirmek.
HUKUK ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMAKTA KARARLI
Bu yolda birleşen hukuk fakültesi öğrencilerinin görüşleri şu şekilde: “Hakkını bilmeyen bir kimse çözüm yolunu bulabilir mi? Günümüzün en büyük problemlerini mercek altına aldığımızda, “kadın sorunu” en başlarda kendini gösteriyor ve çözüme basit bir çıkarma işlemi gibi ulaşılıyor. Hayat eksi kadın, sonuç da hep ölüm, hep taciz, hep tecavüz! Bunlar fiziksel olduğu kadar duygusal yollarla da yapılabiliyor. Durum bu iken savunduğumuz toplumsal eşitlikten, toplumsal ölüm eşitsizliğine geçiş yapıyoruz. Bu cümlelerin ışığında birlikte hareket eden hukuk fakültesi 1. sınıf öğrencileri olarak gerek sokakta gerek okulumuzda yaşadığımız sorunlar; son zamanlarda ülkenin dört bir yanındaki kadınlara yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün ve kadın cinayetlerinin artışı ile bir araya gelince bu gibi sorunlara çözümler üretebileceğimiz bir topluluk kurmamız gerektiğini düşündük. Okulumuzda oluşturmak istediğimiz bu genç ses ile beraber amacımız bir kadın topluluğu oluşturmanın yanı sıra; okuyan, öğrenen, haklarını bilen; haklarını savunan, öğrendiklerini öğreten, yaşayan bir “kadın topluluğu” oluşturmak. Bu doğrultuda bize düşen görev ‘haklarımız nelerdir, hukuki yollarla nasıl bir mücadele verebiliriz, yürürlükte olup uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi’nin, 6284 sayılı kanunun nasıl bir önemi vardır’ gibi konularda diğer fakültelerden olan arkadaşlarımızı bilinçlendirmekten geçiyor.”‘GEMİDEKİ ÇALIŞANLAR TAHRİK OLMASIN DİYE İÇ ÇAMAŞIRIMI SİYAH POŞETLE YIKATTILAR’
Denizcilik fakültesi öğrencileri görüşlerini şu şekilde aktarıyor: “Denizcilik Fakültesi kadın öğrencileri olarak kendimizi dünyanın manyetik alanına benzetiyoruz; ekonomik koşulların yarattığı sorunlarla entegre olmuş dünyamızın her kasvetli dönüşünde bizler de bir yana savruluyoruz. Mesleğin eğitimini alırken kadın olduğumuz için pozitif ayrımcılık yapılıyor, el üstünde tutuluyoruz. Sonuç? İlk stajımızda 2. sınıf muameleye, mobbinge maruz kalınca; sırf tacize uğramamak için tulumu kendimizi gizlemek maksadıyla giyince ‘Ah o eller kırılsaydı’ diyecek hale geliyoruz. İlk buluşmamızdaki ‘sırf gemideki çalışanlar tahrik olur diye iç çamaşırlarımı siyah poşetle makineye atmam gerektiğini söylediler.’ Kadın olduğum için ‘senin bu meslekte ne işin var git evde bulaşık yıka’ diyenler oldu. Örnekleri bunun kanıtıdır. Bunun sonucunda ya mesleği yapamıyoruz ya da psikolojimiz bozuluyor.”“Peki bunu engellemek mümkün mü?” sorusuna “Okulumuzda kurulmuş olan kadın topluluğuyla mümkün. Mesleğimizi yaparken başımıza bir şey geldiğinde topluluğumuz önder rolünü oynayacaksa; okyanuslar kadın sorunu, gemimiz kadın mücadelesidir. Bu doğrultuda pruvamız neta, dümenimiz viya olsun. Çünkü bizler mücadele rotasına çoktan başlamış bulunmaktayız” yanıtını veriyor.
İlgili haberler
GÜNÜN RAKAMI: En büyük artış genç kadın işsizliğin...
İşsizlikte vahim tablo sürüyor. İşsiz sayısının 7 milyon 356 bin’e ulaştığı Türkiye’de genç kadın iş...
Denizcilik sektöründe kadın olmak
'Bu yolda bir kadın olarak yürümek demek endişenin ve sorulacak soruların iki katına çıkması demek.'
Geçim derdi, kriz, taciz, şiddet, ayrımcılık... Bi...
Bir dokunduğumuzda bin ‘ah’ işittiğimiz kadınların kimi işsiz, kimi bulduğu işlerde zorlu koşullara...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.