Ömür boyu çalışsam göremeyeceğim paradan 3-5 lira gibi bahsediyorlar

GÜNDEM

09 Aralık 2017 09:36

Ülke Reza Zarrab’ın hükümet yetkililerine dağıttığı rüşvetler ve Erdoğan’ın yakınlarının vergi cenneti Man Adası’na akıttığı milyonlarla çalkalanırken Tuzluçayırlı kadınlar bu yolsuzluğa ne diyor?

Hilal KILIÇ // Ankara

Geçtiğimiz hafta Reza Zarrab davası ile yeniden gündeme gelen yolsuzluk ve rüşvet tartışmaları Zarrab’ın dönemin Çalışma Bakanı Zafer Çağlayan’a verdiğini söylediği 45- 50 milyon avro; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu, dünürü, eski özel kalem müdürünün Man Adası’ndaki bir şirkete gönderdiği milyonlarca dolar derken daha da alevlendi. Bu gündemi farklı farklı yönleri ile Tuzluçayır’da yaşayan kadınlarla konuştuk.

Ülkenin açlık, yoksulluk sınırında ve bu sınırın altında yaşayan bu kadar vatandaşı varken, verdikleri rüşvetin 5 milyon avroluk bölümünü tam hatırlayamayanlar olması dikkat çekilen bir nokta oldu. İki çocuk annesi, çalışan bir kadının “Ömrümün tamamını gece gündüz çalışarak geçirsem benim elime geçemeyecek paralardan 3-5 lira gibi bahsediyorlar” sözü oldukça çarpıcı. Asgari ücret tartışmalarının da gündemde olduğu dönemde tasarruf söylemlerine ise “Hayır bir de tasarruf diyorlar, ben daha ne tasarruf edeceğim, saçıma fön çektirmek bile benim için lüks, onlar benim ettiğimin yarısı tasarruf etseler, bu ülke rahat eder” diyor.

İNSANLAR BU KADAR RAHATSIZKEN BU DÜZEN NEREYE KADAR GİDER...

Bir başka kadınla konuştuğumuzda ise daha karamsar bir tablo çiziyor: “Biz ne desek boşa sanki, dönüp dolaşıp artık ayyuka çıkmış meseleleri konuşuyoruz ama olan yine bize oluyor” derken artık bıktıklarını ve yorulduklarını dile getirdi aslında.
Bu karamsar tabloların içerisinde daha farklı fikirleri olan da var. “Öyle istifa falan diyorlar, el etek çekip gidecek halleri yok ya, ama nereye kadar sürer bunlar, elbet bir sona varır, insanlar bu kadar rahatsızken” diyor kadınlardan biri de.

‘BAŞKA KİM YÖNETECEK?’ DİYEN KADINLAR UMUTSUZ

Kadınlar yapılan uygulamalar ve yasalar ile toplumun sürekli geriye sürüklenmesine, böylece var olan her şeyin normalleştirilmeye çalıştırılmasına dikkat çekiyor: “Sanki yolsuzluk rüşvet bizimle hiç ilgili değilmiş gibi, bir karalamaymış gibi anlatılıyor, buradan da olana bitene ses çıkarılmamasına zemin hazırlanıyor.” Çevrelerinde olan konuşmaları da dillendiren kadınlar, “Ülkeyi başka kim yönetecek ki şimdi, alternatif mi var?” gibi cümleler de duyduklarını ama bunu söyleyenlerin bir kısmının da artık mutsuz ve umutsuz olduğunu söylüyor.