Sabah erkenden tomografi çektirmek için hastaneye gittim. Home ofis çalışan biri olarak 5 yaşında kızımı nereye, kime bırakacağım kaygısı olmasa da en azından uyanana kadar dönmüş olurum diye planladım. Çocuklar böyledir ya, hisseder ve o gün işiniz varsa muhakkak erkenden kalkar. Benim kızım da hastaneye varmak üzereyken yolda babasından beni arayıp, “Annneeee! Uykum var ama dalamıyorum, gelmen gerekiyor” diye telefonda ağlamaya başladı. Zar zor ikna ettim ve hastaneye ulaştığımda tomografi makinesinin bozuk olduğunu yeni bir randevu için aranacağımı söylediler. Canım sıkıldı tabii. Eve geri dönerken yılımız dolduğu için ev sahibini aradım kira artışı ile ilgili. Okumuş, yalamış yutmuş bir kişi olduğu için makul bir artış yapar en azından moralim yerine gelir diye düşünürken ev sahibim şu an ödediğim kiranın iki katını ödemem gerektiğini söyledi. Haydaaa! Ama ben seni biraz moralim yerine gelsin diye aramıştım. Yasal sınırlar çerçevesinde bir artış bekliyoruz sizden diğer türlü benim daha fazlasını ödeme gücüm yok diyerek telefonu kapattım. Vay be dedim, hayatımızı çekilmez hale getiren iktidarın gerçekte çözüm olmayan çözümüne sarıldım diye düşündüm.
Bütün bunları niye mi anlatıyorum? Dün akşam Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneğinin düzenlediği dayanışma etkinliğine kızım ile beraber katıldık. Etkinlik sonrası sabah doktordan geldikten sonra etkinliğe dair bir şeyler yazıp Ekmek ve Gül’e gönderirim diye düşünürken bir türlü konuya giremediğimi fark ettim. Halbuki benim bu anlattığım sorunları her gün yaşayan, bazen yorulan, bazen umutlanan kadınlarla bir aradaydık dün. Bir ada olmanın mutluluğunu ve coşkusunu yaşadık, bütün sorunlara kısa bir mola verip şarkılarla, danslarla keyifli vakit geçirdik. Kürsüden yapılan konuşmalarda “evet yalnız değiliz, bir arada olmalıyız”ı hissettik. Memlekette gündem yoğun olunca konuşmalarda uzun oluyor tabii, hatta kürsüde konuşmalar devam ederken bile bu ülkede gündem değişmiş, yeni yeni gündemler eklenmiş olabilir. Anlatılanları can kulağı ile dinledik, hiç sıkılmadan. Çünkü anlatılanlar bize dair, yaşadıklarımıza dair… Dernek Başkanı Gülten Dokuyan mahallede yürüttükleri çalışmalar içinde İBB’ye ilettikleri kreş talebiyle ilgili gelişme olduğunu, kreş taleplerinin kabul edildiğini hatta kreşe kayıt alınmaya başladığını söyledi. Çok önemliydi benim için, çünkü ben de bu sene kreş ücretlerinde yaşanan zamlardan sonra kızımı, gönderdiğim özel kreşten alıp devlet okulu ana sınıfına yazdırdım. Benim kızımın okula kayıt yaptırma yaşı gelmişti neyse ki. Evde çalışıtımdan 13.00’te gidip 17.00’de de çıkması beni zorlasa da idare edebileceğim bir durumdu. Peki etkinliğe katılan, sabah 8 akşam 6 hatta zorunlu mesailerle daha uzun süre çalışan kadın arkadaşlarımız ne yapacak? Diyelim ki yaşı tutuyor, çocukları kim okula götürüp getirecek, yaşı tutmayan özel kreşe devam eden çocukların kreş ücretleri nasıl ödenecek? Kadın dayanışma derneği tüm sorulara yürüttükleri çalışma ile cevap vermiş aslında ve biz kadınlara birlikte bir şeyler yapıldığında başarabileceğimizi gösterdi.
Etkinlikte İran’da katledilen kadınları, Bartın’da iş cinayetine kurban edilen maden emekçilerini anarken, aynı kaderi paylaşan sadece ülkemizde değil dünyada o kadar çok insan var ki diye düşündüm, o bir dakikalık saygı duruşu yani o 60 saniyede o çok olanlarla bir yan yana gelsek örgütlü bir şekilde, şu an İran’da hayatları ve geleceği için mücadele eden kadınlar gibi, çocuklarını da alıp derneğin çağrısı ile bu etkinliğe katılan kadınlar gibi… Bunları düşünürken iç sesim slogan atmaya başladı dünya yerinden oynar, kadınlar birlik olsa! Benim her canım sıkıldığında iç sesim imdadıma yetişir, biz kadınların iç sesi neler söyler neler anlatır aslında oda apayrı bir yazının konusu 😊
Etkinlik çok keyifli bir keman dinletisi ile başladı. Daha sonra ezgiler, türküler, dernek üyesi kadınlardan oluşan halk oyunları ekibinin sirtaki gösterisi, Mercan Selçuk Dans Topluğundan Ekim Deniz Akarslan’ın performansı ve tabi bizim olmasa olmazımız halaylarla da son buldu.
Kafamızın içinde kırk tilki hiçbirinin kuyruğu birbirine değmiyor, aklımızda gündelik yaşamın sorunları sorumlulukları… Ekonomik kaygılar, geleceğe dair belirsizlik… Etkinlikten sonra geriye kalan duygular bunlar ama bunların hiçbirini sadece ben yaşamıyorum ve bu sorunları yaşayan kadınlar her gün daha fazla yan yana gelmeye başladı tıp ki Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneğinde olduğu gibi… Yan yana omuz omuza olalım canım kadınlar, bunun nefes aldıran, kaygıyı azaltan, zihni açan, mutluluk veren bir yanı var ve bu durum tecrübeyle sabittir. 😊
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Gülsuyu'nda dayanışma: Kız çocuklarına ücretsiz sa...
'Kadınlar çocuklarının beslenmesini zor karşılıyorsa, çocuklarıyla ilgili saç kesimi gibi bir ihtiya...
Maltepe’de kadınlar 25 Kasım etkinliğinde buluştu:...
Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneği 25 Kasım’a giderken dayanışma etkinliği düzenledi. Türka...
İstanbul’da kadınlar 25 Kasım’da Taksim Tünel’de
İstanbul 25 Kasım Kadın Platformu çağrısıyla kadınlar 25 Kasım’da Taksim-Tünel’de olacak.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.