Ne çocuklarımız engelli ne de bize engeller
Bugün Uluslararası Engelliler Günü. Peki engellilerin yaşadığı zorlukların farkında mıyız? Özgür Gültekin Oya ve annesiyle yollara düştü, engellerle dolu sokakları yazdı.

Bugün Uluslararası Engelliler Günü. 1992 yılında Birleşmiş Milletlerin kararıyla 3 Aralık, engellilerin yaşadığı zorluklara dair farkındalık yaratmak üzere Engelliler Günü ilan edildi. Peki bu zorlukların farkında olan var mı? Tam da bugün billboardlar engellilere dair sloganlarla doldurulmuşken spastik engelli Oya Selin Gül ve annesi Hatice Sevil Bayral ile yollara düştük. Binalar, yollar, köprüler, sokaklar hep engellerle dolu. Oya’nın annesinin hem yetkililere hem de engelli vatandaşlara çağrısı var: “Asıl engelleri koyanlar farkında olmalı ve biz aileler birleşerek çoğalmalı, haklarımızı sonuna kadar almalıyız.” Buluştuğumuz diğer engelli aileleri de “Ne çocuklarımız engelli, ne de bize engeller” diyor.

DUVARLARI YIKMAK
Spastik engelli Oya Selin Gül, annesi Hatice Sevil Bayral ile yaşıyor. 31 yaşındaki Oya, yürüyemediği için tekerlekli sandalye ile dolaşıyor ve tüm ihtiyaçlarını annesinin yardımıyla giderebiliyor. Bakırköy’de bahçe katı bir evde yaşıyorlar. Hayatlarını kolaylaştırabilmek için de salondan bahçeye açılan bir kapı, buradan da sokağa çıkan bir rampa yaptırmışlar. Kısacası duvarları yıkmak onlar için mecaz değil.


‘ENGEL’LERLE DOLU BİNALAR VE SOKAKLAR
Oya ve annesi ile ufak bir gezintiye çıkmak için Türkiye Kas Hastalıkları Derneğinin (KASDER) göndereceği asansörlü aracı bekliyoruz. Araç geliyor, annesi Oya’yı hazırlıyor. Tekerlekli sandalyeyi salondan dışarı açılan kapıdan çıkarıyor, Oya’yı kucaklayarak sandalyeye oturtuyor ve rampadan çıkarak sokağa ulaşıyoruz. Oya’yı aracın arkasındaki asansör yardımıyla araca bindiriyor ve yolculuğa başlıyoruz. İlk durağımız Bakırköy Halk Eğitim Merkezi. Merkezin üst katında hastalara rehabilitasyon hizmeti veriliyor fakat Oya’nın, girişinde rampa bulunan bu binanın üst katlarına çıkabilmesi imkansız, çünkü içeride sadece merdiven var. Buradaki ziyaretimiz haliyle kısa sürüyor ve bir sonraki durağımız olan postaneye giden yol üzerindeki kırık kaldırım taşlarının, rögar kapaklarının ve ne işe yaradığını anlamadığımız su kanalına benzer derin oyukların üzerinden ustalıkla geçiriyor tekerlekli sandalyeyi Oya’nın annesi. Postaneye vardığımızda ise küçük de olsa bir mutluluk yaşıyoruz. Sebebi de postanenin girişine bir rampa ve engelli girişi yapılmış olduğunu görmemiz. KASDER’e gitmek üzere buradan da ayrılıyoruz. Yolumuzun üzerindeki bir üst geçitte bulunan “25 engelli merkezimizle hizmetinizdeyiz” yazısını görünce Hatice Hanım, Ataköy Marina yolunda karşıdan karşıya geçmek istediklerinde asansörün çalışmadığını hatırlatarak “Biz de böyle ağlanacak halimize gülmeye çalışıyoruz” diyor.

OKUMAK DA KOLAY DEĞİL
KASDER’de Hatice Bayral anlatmaya devam ediyor: “14 yaşına kadar tedavisi sürdüğü için Oya okula geç başladı. O zamanki ismiyle 70’inci Yıl Fizik Tedavi Hastanesinde bir okul bulmuştuk ama müdür, 14 yaşında olduğu için Oya’yı almak istemedi. Bakanlıklardan yazı alıp ancak kaydını yaptırabildik. Bu yazıları da her sene almak zorundaydık. Yaşı geçtiği için okuldan çıkartmak istediler, tanıdık vasıtaları ile engel olduk. 8 yıllık eğitim bittikten sonra devam ettirecek bir yerimiz olmadığı için de derneklere yöneldik. Şu anda KASDER bize yardımcı oluyor”


HAKİM: KIZININ GEZMEYE İHTİYACI YOK
Hatice Bayral vasilik belgesi çıkartmış. Bu belge sayesinde yasal hakkı olan motorlu araç ÖTV indiriminden faydalanarak bir araba almak istemiş. Böylelikle de Oya’yı rahatça dışarı çıkarabileceğini düşünmüş. Bakırköy Adliyesi 3’üncü Sulh Hukuk Mahkemesine başvurduğunda ise hakimden “Sakın bana böyle bir dilekçe verme. Ben devletin ÖTV’sini korumak zorundayım. Hem daha gençsin, tekerlekli sandalye ile gezdirebilirsin kızını” yanıtını almış. Hatice Bayral kızını artık taşıyamadığını söylediğinde de hakim “Gezmeye ihtiyacı yok” demiş.

ENGELLERİ KOYANLAR ‘FARKINDA’ OLMALI
“Bir engelli annesi olarak bütün insanları duyarlı olmaya çağırıyorum” diyen Hatice Bayral, “Ailelerin birleşmesi çok önemli, problemlerimiz ortak. Bireysel olarak uğraştığımızda yetersiz kalıyoruz. Birleşerek çoğalmamızı, haklarımızı sonuna kadar almamızı tavsiye ediyorum ailelere” çağrısıyla da sözlerini noktalıyor.
Uluslararası Engelliler Günü olan bugün, “farkındalık” en çok kullandığımız kelimelerden biri olacak muhakkak. Fakat bahsi geçen farkındalığa “engelli” diye nitelendirilen insanların varması beklenmiyor olsa gerek. Zira engellerin farkında olmayanlar onlar değil, bu engelleri onların önüne koyanlar.


‘ÇOCUĞUMU BIRAKAMIYORUM DA ÇIKARAMIYORUM DA’
KASDER’de karşılaştığımız engelli annelerinden birisi de 50 yaşındaki Ayşe Anaç. İsa adında, 24 yaşında kas hastası bir oğlu var. Anaç, İsa’yı evde bırakıp dışarı çıkamadığını söylerken gözleri doluyor ve “İstiyorum ki oğlumu da alıp çıkayım ama ne AVM’lere ne marketlere girebiliyoruz. Ben tek başıma çıktığımda da vicdan azabı çekiyorum” diyor. İsa tekerlekli sandalye ile dolaşabiliyor ve annesi onun eve giriş çıkışını kolaylaştırmak için balkona bir caraskal kurmuş. Ayşe Anaç “Ne çocuklarımız engelli, ne de bize engeller. Asıl diğer insanlar bize engel oluyor. Hâlâ balkonun altına araba park ediyorlar ve ben çocuğumu dışarı çıkaramıyorum” diyerek sitemini dile getiriyor.

Meliha Tellioğlu da oğlu Taha’ya 3 yaşında Duchenne Müsküler Distrofi teşhisi konduğunu ve o zamandan bu yana oğlunun fizik tedavi ve hidroterapi gördüğünü söylüyor. “KASDER’de koro çalışması ve halk oyunları çalışmaları var. Türkiye ikincisi bile oldular. Zaten Taha evde durmayı seven bir çocuk değil” diyen Tellioğlu, Taha’nın sosyal aktivitelere katıldıkça mutlu olduğunu anlatıyor. Anne Tellioğlu, herkesin engellileri ziyaret etmesini, derneklere gelmesini istiyor ve insanların bu şekilde ön yargılarından kurtulacağını, hatalarını azaltacağını ifade ediyor. Meliha Tellioğlu “Bizim çocuklarımız engelli değil karşı taraf engelli. İnsanlar bizi zavallı olarak görüyor ama biz acınacak durumda değiliz. Çocuklarımızın o kadar güzel kalpleri var ki, bir şeyler yapmaya o kadar çok hevesleri var ki biz sağlıklı insanlarda o gayret yok” diyerek sözlerini noktalıyor.

1978’de kurulan KASDER’in müdürü Maside Ocak, engellilerin ailelerinin kilit önemde olduğunu vurgulayarak bazı ailelerin yaklaşımı sayesinde bir kas hastasının öğretim üyesi olabildiğini fakat bazılarının yaklaşımı sebebiyle de hastaların genç yaşta kaybedildiğini ifade ediyor. Ocak, ailede başlayan bilinçlenmenin, durumu kabullenip bu durumla savaşma ve yaşama kararlılığının tüm topluma yayılması ile bir yere varılabileceğinin de altını çiziyor.

YARDIM DEĞİL HAKLARINI VERİN!

Türkiye’de yaklaşık 4 milyon engelli var. Sakatlıklar ve kazalarla birlikte sayı 10 milyonu buluyor.
* İş gücüne katılım oranları yüzde 20. Hem engelli, hem kadın olanlar için durum daha vahim; yüzde 12!
* Resmi rakamlara göre kadın engellilerin sadece yüzde 1.5’i, erkeklerin yüzde 4’ü yükseköğretim mezunu. Yüzde 36’sı okuma-yazma öğrenme imkanı dahi bulamamış.
* Engelli memur istihdam etmekle yükümlü kamu kurum ve kuruluşlarında, engelli memur kontenjan açığı 13 bin 967.
* Özel sektör işverenlerinin açık engelli işçi kontenjanı sayısı ise 21 bin 976. İşçi ve memur kontenjanlarında toplam boşluk 35 bin 943.
* Engelliler konfederasyonları tarafından yapılan açıklamalara göre, çalışabilir durumda olan 2 milyon engelliden 1 milyon 600’ü işsiz.

ENGELLER İSTİHDAMDA YOK

Genel-İş Sendikası da bir rapor açıklayarak engelli vatandaşların istihdam durumuna dikkat çekti. Türkiye’de engelli oranın 2011 yılında TÜİK tarafından yayınlanan istatistiklerde yüzde 6.6 olduğu belirtilen raporda engellilerin kamusal alanda var olmalarını sağlayan ve bağımsız bir yaşam sürmelerinde önemli bir araç olan istihdam sorununa dikkat çekildi.
Raporda öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
- Engelli istihdamı yetersiz!
- Engelli işçi istihdamında kotaya uyulmuyor: 10 bine yakın kota boş!
- Çalıştırılması gereken engelli memur kontenjanının yüzde 22’si boş
- İşyerlerinin yalnızca yüzde 2’sinde engelli istihdamı zorunlu!
- İşsizlik en önemli sorun! 2016 yılında İŞKUR’a başvuran engellilerin sadece yüzde 19’u iş bulabildi.

Kaynak: EVRENSEL

İlgili haberler
GÜNÜN GÜZELİ: Engel tanımayan kadın

Evet insan isterse hayat asla engel tanımıyor. Bir kadın tüm engelleri aşıp dünyayı dolaşıyor ve gez...

Engelli olduğunuz için burada kurs göremezsiniz!

Alibeyköy İSMEK’te kursa giden ortopedik engeli olan Melek tuvalete rahat girebilmek için kurs yönet...

GÜNÜN DİKKATİ: Engelli Kadına Yönelik Ayrımcılık

Engelli Kadın Derneği, engelli kadınların, hem engelli hem de kadın olmaktan kaynaklanan çoklu ayrım...